Peygamber Sevdalıları: Siyonist çete Müslüman coğrafyayı ateşe vermek isteyen bir canavara dönüşmüştür
Peygamber Sevdalıları Vakfı, işgal rejiminin 91 gündür sürdürdüğü katliama bugün de sessiz kalmayarak Diyarbakır'da basın açıklaması düzenledi.
Neredeyse her hafta farklı bir semt camiinde Cuma namazı sonrası düzenlediği basın açıklamalarıyla tepkisini dile getiren Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın bu haftaki durağı merkez Kayapınar ilçesi Diclekent Camii oldu.
Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın merkez Kayapınar İlçesi Diclekent Camii önünde düzenlediği basın açıklamasını HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Yahya Oğraş okudu.
Gazze'deki şehitlerin, çocukların ve annelerin acısı yetmezmiş gibi bu acılara yeni acıların eklendiğini belirten Oğraş, "HAMAS Genel Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşları Beyrut'ta siyonist suikast sonucu şehid edildi, İran'ın Kirman şehrinde sivillere yönelik yapılan bombalı saldırılarılar da 84 masum sivil katledildi ve 284 kişi de yaralandı. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet ve yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Kederli ailelerine de sabır diliyoruz." diyerek taziye mesajını iletti.
"Siyonist işgal rejiminin, 1948'de başlattığı şiddet kesintisiz devam ediyor"
Temeli 1897'de atılan siyonist işgal projesinin yüz yılı aşkın bir süredir Filistin topraklarındaki varlığını son haddine dek genişlettiğini ve derinleştirdiğini dile getiren Oğraş, "Siyonist terör örgütü israilin Filistin topraklarında gayri meşru bir şekilde inşa ettiği işgal rejiminin ilk icraatı 1948 yılında yaşanan El-Nekbe yani 'büyük felaket' olayı olmuştur. Bu olayda da binlerce sivil katledilmiş, on binlercesi yaralanmış ve altı yüz bin kadar Filistinli, topraklarından edilerek mülteci durumuna düşmüştür. Siyonist işgal rejiminin, 1948'den bu yana rutin haline getirdiği sivillere ve sivil yaşam alanlarına yönelen sistematik şiddetinin bugün de kesintisiz devam ettiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Aksa Tufanı ile başlayan başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarının tamamında devam eden siyonist vahşet ve soykırımın 91'inci gününde olduğunu hatırlatan Oğraş, başta İngiltere, Amerika ve Avrupa'nın gayri meşru üssü ve ileri karakolu işgal rejiminin Müslüman Milletler nezdinde hiçbir zaman kabul görmediğini ve meşruiyet kazanmadığını kaydederek dünya kamuoyunda da meşruiyetini kaybettiğini ve varlığının sorgulanır olduğunu söyledi.
"Beyrut'taki suikast ve İran'daki bombalı saldırı, siyonist çeteden bağımsız değildir"
Dünya kamuoyunun tüm tepkilerine rağmen 91 gündür işgal rejiminin soykırıma devam ettiğini sözlerine ekleyen Oğraş, "Bu vahşet ve soykırım dünyaya özgürlük ve medeniyet satan başta Amerika, İngiltere ve Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel güçler tarafından her şekilde desteklenmekte ve himaye edilmektedir. Bundan almış olduğu cesaretle her gün saldırganlığını arttırarak bütün bölgeyi ateşe vermeye çalışmaktadır." şeklinde konuştu.
HAMAS Genel Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarının Beyrut'ta siyonist çete istihbaratı tarafından yapılan suikast sonucu şehit edilmesi ve aynı şekilde İran'ın Kirman şehrinde 84 sivilin şehadeti ile 284 kişinin yaralandığı bombalı saldırıların siyonist çeteden bağımsız olmadığını dile getiren Oğraş, şunları söyledi:
"Türkiye'de ise Filistinlilere yönelik suikast yapma hazırlığı içerisinde olan onlarca mossad ajanı yakalandı. Siyonist terör örgütü israilin elebaşları bu saldırılarına devam edeceklerini açıklamalarına rağmen barbar batı tarafından desteklenmeye devam ediliyor. Lübnan ve İran'da yaşanan bu hadiselerin bir benzerinin başka bir Müslüman ülkesinde yaşanmayacağının teminatı yoktur. Siyonist çete Müslümanların yaşadığı tüm coğrafyayı ateşe vermek isteyen bir canavara dönüşmüştür. Derhal durdurulması gerekmektedir. Tüm İslam Ülkeleri hükümetlerin bu soruna kalıcı bir çözüm getirmesi için iş birliği yapması ve tüm imkanlarını seferber etmesi artık kaçınılmaz olmuştur."
"Yemen'in vefalı ve fedakâr halkı barbar batıya karşı yalnız bırakılmamalı ve desteklenmelidir"
"İslam Ümmetinin tüm azalarına çağrımızı yineliyoruz" diyerek işgal rejimine karşı alınması gereken tedbir ve müeyyidelere yer veren Oğraş, "Başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkeleri, kendilerine ve insanlığa karşı tehdit unsuru olan siyonist işgalci israil ile diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkilerini kesmelidir. Yemen Halkı ordusuyla birlikte Gazzeli kardeşleri için İslam kardeşliğinin gereğini yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Yemen'in vefalı ve fedakâr halkı barbar batıya karşı yalnız bırakılmamalı ve desteklenmelidir. Bakü-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatlarından siyonist işgalci çeteye giden petrol kesilmelidir. Gaz ve petrol sevkiyatları durdurulmalı, hava ve deniz limanları siyonist işgalci israil'e kapatmalıdır. İncirlik ve Kürecik üslerinden siyonist işgale sağlanan destek sonlandırılmalıdır." diye belirtti.
Oğraş, "Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin vatandaşı olup işgal altındaki Filistin'e giden ve oradaki katliam ve vahşete katılan siyonistler tespit edilmeli, haklarında hukuki süreç başlatılmalı, vatandaşlıktan çıkarılıp, mal varlıklarına el konulmalıdır. Siyonistlerin ve destekçilerinin mallarına süresiz bir şekilde boykot uygulamaya devam edilmelidir. Özellikle tüm esnaflarımız siyonizme destek veren firmaların mallarını almamalıdır, satmamalıdır. Malezya'nın siyonist işgal rejiminin ticaret gemilerini limanlarına yanaştırmaması kararını ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin siyonist işgalci israilin Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırım ve savaş suçları nedeniyle yargılanmak üzere Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurma cesaret ve gayretlerini takdirle karşılıyoruz." dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.