ŞIRNAK - Kutlu doğum etkinliğine katılmak için gittiği Diyarbakır'da elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden Sümeyye Çelik, Peygamber Sevdalıları Platformu Diyarbakır İl Koordinatörü Cemil Cahit Ünsal, Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı Nuri Güler, Mardin, Nusaybin, Midyat, İdil, Cizre ve Silopi'den çok sayıda İslami STK temsilcisi ve binlerce peygamber sevdalısı tarafından tekbirlerle ebediyete uğurlandı.
 

Tevhit bayraklarına sarılı olarak Diyarbakır'dan konvoyla yola çıkan Sümeyye Çelik'in Naaşı, Cizre girişinde binlerce kişi tarafından karşılandı. Yüzlerce araçlık bir konvoyla Şırnak merkeze getirilen Sümeyye'nin cenazesi, saat 19.30'da Geylani Camisine ulaştı. Burada Molla İbrahim Demir tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından binlerce kişinin katılımıyla mezarlığa götürülen peygamber aşığı Sümeyye, tekbirler ve salâvatlar eşliğinde defnedildi.
 

Sümeyye Hz. Resulullah'ın sevgisini kalbinde taşıyordu
Molla İbrahim Demir mezarlıkta yaptığı kısa bir konuşmada, hakkın rahmetine kavuşan Sümeyye kızımız Hz. Resulullahın sevgisini kalbinde taşıyordu sonunda da bu sevgi uğruna canını feda etti. Allah bize de böyle bir ölümü nasip etsin. Biz şahadet ediyoruz ki, Sümeyye bacımız mücahideydi, Kur'an ve Sünnet yolundaydı ve bu yolda gerçek hayata göç etti. Allah bizleri de Kur'an ve Sünnet yolunda ayırmasın" dedi.
 

Mezarlıktan ayrılan STK temsilcileri ve vatandaşlar Sümeyye'nin babasının evine giderek taziyede bulundular. Taziyeleri Sümeyye'nin babası ve amcası kabul etti.
 

Peygamber aşıklarını gözyaşına boğmuştu
Hz Muhammed hakkında yazdığı şiiri, 2012 yılında Şırnak'ta düzenlenen Kutlu Doğum programında okuyan Sümeyye, katılımcıların çoğunu gözyaşına boğmuştu.
 

21 Nisan'da Nevroz Parkı Miting Alanı'nda "Özgürlük ve Kurtuluş Önderi Hz. Muhammed (SAV)" adlı görkemli Kutlu Doğum etkinliğine katılmak için Şırnak'tan Diyarbakır'a giden ve elindeki Tevhit Bayrağı'nın yüksek gerilim hattına temas etmesiyle ağır yaralanan Sümeyye çelik iki günlük yoğun bakımda kaldıktan sonra hakkın rahmetine kavuşmuştu. (Abit Dündar - İLKHA)