Dindar Kürt seçmenin, özellikle de HÜDA PAR'a gönül vermiş kitlelerin desteğiyle referandumda “Evet” yönünde karar çıktı. HÜDA PAR ve dindar Kürt seçmenin desteği olmasaydı referandumda olumsuz bir sonuç da çıkabilirdi. Kuşkusuz verilen bu destek herhangi bir kişinin veya partinin hatırı için verilmedi. Büyük beklentiler ve umutlar sonucunda verildi. Eğer bu beklenti ve umutlar karşılanmazsa bu destek geri çekilebilir.

HÜDA PAR, sivil, özgürlükçü, adil, halkın dini ve ahlaki değerleriyle barışık, herhangi bir zümrenin, elit tabakanın ya da ideolojik kesimin değil, halkın çıkar ve menfaatlerini koruyan bir anayasa umuduyla başkanlık sistemini destekledi. Yine HÜDA PAR, bağımsız politikalar yürüten, emperyalist güçlerin dümen suyundan gitmeyen, İslam ülkeleri ve Müslüman halklarla işbirliğini, ümmetin maslahatını ön planda tutan bir yönetimin olacağı beklentisiyle sandıkta oyunu, “Evet” yönünde kullandı.

HÜDA PAR, bu beklenti ve umutlarının takipçisi olmalı, bunu sürekli gündemde tutmalı, ülke yöneticilerine verdikleri sözleri hatırlatmalı.

HÜDA PAR, referandumdaki tavır ve duruşuyla, yapıcı, ayrıştırıcı olmayan, dışlamayan söylemiyle bir kez daha bir ilkeler partisi olduğunu, ülke ve halkın geleceğini her şeyin üstünde tuttuğunu, ileriyi gören, ferasetli bir güç olduğunu ispatladı.

HÜDA PAR, şimdiye kadar ne dediyse çıktı. Ve egemenler HÜDA PAR'ı dinlemedikleri için hep yanıldılar. HÜDA PAR'a kulak vermedikleri için kendilerine de, ülkeye de, halka da zarar verdiler.

HÜDA PAR'ın FETÖ yapılanmasıyla ilgili öngörüsü, barış süreciyle ilgili politikası, Suriye fitnesi karşısındaki duruşu ve diğer önemli olaylarla ilgili söylemi hep onu haklı çıkardı. Kendini hakkın ve halkın hizmetkârı gören bu hareketin bundan sonraki öngörülerinin de isabetli olacağından eminim.

Ülke yönetiminde söz sahibi olanlar, yaptıklarından pişman olmamak için HÜDA PAR'a kulak vermeliler. Onu akil bir güç olarak görüp tavsiyelerinden faydalanmalılar. Şimdiye kadar onu görmeyip sesine kulak vermemenin bedeli ağır oldu. HÜDA PAR görmezden gelinirse bu bedel daha da ağırlaşabilir.

Güçlü, bağımsız, lider, mutlu, huzurlu bir Türkiye için HÜDA PAR'ın aklına, ferasetine, tavsiyelerine, öngörülerine ihtiyaç var. Düşüncesi ne olursa olsun, bu ülkeyi ve halkını seven, bu ülkede yaşayan tüm halkların kardeşliğinden, birliğinden yana olan herkesin HÜDA PAR'a kulak vermesi gerekiyor.

HÜDA PAR milliyetçiliğin, milliyetçi söylemlerin, Türkiye'de yaşayan halklar arasına ayırım koymanın, bir kavmi diğerlerinden üstün tutmanın, Türkiye sanki sadece bir milletin, kavmin malıymış, yurduymuş gibi davranmanın ülkeye büyük zarar vereceğini söylüyor. İslam kardeşliği ortak paydasında bir araya gelip, bu ülkede yaşayan Türk, Kürt, Arap, kısacası tüm halkların, kavimlerin eşit haklara sahip olması gerektiğini söylüyor. Bunun hem söylemde hem de pratikte olmasını istiyor. Bu anlamda ülkenin en büyük ikinci kavmi olan Kürtlere tüm haklarının, siyasi, kültürel, sosyal haklarının verilmesini, Kürt illerinin de en az Batı illeri gibi kalkınmasını istiyor.

Yine HÜDA PAR, Amerika, israil ve diğer Batılı ülkelerin düşman olduğunu, Türkiye'yi sömürmekten başka dertlerinin bulunmadığını, Türkiye'nin her anlamda Batıdan bağımsız olması gerektiğini söylüyor. Amerika'ya asla güvenilemeyeceğini, bugün İslam âleminin içinde bulunduğu perişan durumun en büyük müsebbibinin Amerika olduğunu, Amerika'ya karşı Türkiye ve İran gibi etkili İslam ülkelerinin birlik içinde hareket etmesi gerektiğini, kurtuluş ve bağımsızlığın bu şekilde mümkün olabileceğini dillendiriyor.

HÜDA PAR'ın sivil bir anaysa, maddi ve manevi bir kalkınma, kültürel bağımsızlık, dini hayatın tekrar ihyası gibi daha birçok beklentisi var. Bu beklentiler gerçekleştiği oranda özgürleşen, güçlü bir Türkiye göreceğiz.