Mustafa AYDIN
PKK/HDP/DBP Medyası Ateşe Körükle Gidiyor!
PKK//HDP/DBP basını, arazi anlaşmazlığından kaynaklanan bir köy kavgasını, yine bir çok yalanlar ekleyip çarpıtarak, bir fitne aracı haline getirmek için canhıraş bir çaba içine girmiş! Mensup oldukları Marksist ideolojinin “çelişkiler yaratıp faydalan” ilkesinden hareketle, daha fazla kan dökülmesi için adeta ateşe körükle gidiyorlar. Kandan beslenen bu vampirler, 1980’lerden önce ilk kez Siverek’te denedikleri ve bir çok insanın hayatına mal olan bir aşireti tutup, diğer aşirete saldırtma politikasını yine Karacadağ’da uygulayarak, kendilerince alan açmaya çalışıyorlar. Karacadağ’da daha önce tutunamayan cinayet şebekesi örgüt, bu sefer bu kirli ve kanlı oyununu masum Kürd köylülerin kanı pahasına tekrarlama peşine düşmüştür.
PKK/DBP’nin yalancı basını Diyarbakır Karahan köyündeki kavgayı önce AKP’lilerle HÜDA PAR’lılar arasında olduğunu yansıtırken, daha sonra bunu DBP’lilerle HÜDA PAR’lılar arasında olduğunu şeklinde yansıtıyor, araya IŞİD’i de ekleyerek olay akla hayale gelmeyen yalanlarla çarpıtılarak veriliyor.
PKK basınının yalan ve çarpıtmaları akla bir hikayeyi getiriyor.
Adamın biri “kurban” mevzuunu anlatıyormuş: "Mısır’da çocuğu olmayan bir kadın evliya, Allah'a dua etmiş, 'ya Rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim' demiş. Dua tutmuş, kadın evliya, kızının adını Ayşe koymuş. Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, kadın evliya kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, Azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş, 'kızı bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş"!
Dinleyenlerden biri dayanamamış:
"Yahu bunun neresini düzelteyim; Kadın evliya değil Hz. İbrahim; kız değil erkek; Ayşe değil İsmail; Azrail değil Cebrail; keçi değil, koç, üstelik olayın geçtiği yer Mısır değil Arabistan” demiş!
PKK basınının yalanlarla çarpıttığı olayın aslıda aynen bunu gibi, her tarafı düzeltilmeye muhtaç bir haberdir.
Köydeki kavga bir süredir arazi sorunundan dolayı iki ayrı aşiretten olan köylüler arasındaki bir sürtüşmeden kaynaklanıyor. Yani siyasi yönü olmayan bir olaydır. En son Hür Dava Partisi Diyarbakır İl Başkanlığı Uzlaşma Komisyonundan oluşan bir heyetin araya girmesiyle, her iki tarafla görüşülerek barışma aşamasına gelen husumet, önceki gece köylüler arasındaki yanlış bir anlaşılmadan dolayı silahlı bir çatışmaya dönüşüyor.
Her iki taraf arasında gece boyu süren uzun bir çatışma oluyor. Birbirlerinin araç ve evlerini yakıyorlar. Daha sonra her iki tarafta bölgede Şeyh ailesi olan Karacadağ ailesini araya girmeleri için telefonla çağırıyor. Şeyh ailesinden iki arabayla insanlar gelip araya giriyorlar. Fakat bir taraf araya girenleri silahla tarıyor. Ve neticede olayda aracı olanlardan birisi hayatını kaybediyor.
Olay buraya kadar bu şekilde cereyan ediyor. Gelgelelim PKK/DBP basınının uydurduğu yalanların gerçeğinin ne olduğu?
PKK/DBP basınının, DBP’li olduğu ve ilk saldırıya uğrayan taraf diye iddia edilen kesim, kendilerine bir saldırı yapılacağı ve asılsız olduğu belirtilen bir duyumdan sonra, HÜDA PAR’lı oldukları belirtilen tarafı silahlarla tarayıp bir araçlarını yakıyorlar. Bunlarda karşı tarafın bir evini yakıyorlar. Çatışma devam ederken DBP’li olduğu iddia edilen taraf, karşı tarafın yaklaşık 70 büyükbaş hayvanını kaçırıyor.
Ardından DBP’li olduğu iddia edilen taraf, olay yerine gelip araya giren ve bizzat kendilerinin de araya girmeleri için çağırdığı Şeyh ailesi ve diğer bazı aracıları tarayıp bir kişiyi öldürüyorlar. Araya giren kişiler, başlarındaki beyaz kefileri çıkartıp aracı olduklarını ikaz etmelerine rağmen, bile bile bu insanlar taranıyor. Dolayısıyla cinayeti işleyen, PKK/DBP basınının BDP’li olduğu iddia ettiği taraftır. İnanmayanlar Karacadağ’da bilinen bir aile olan maktulün ailesine sorabilir.
Yani olay PKK/DBP basınının masa başında uydurduğu asparagas haberin, tam tersi bir şekilde cereyan etmiştir. Nitekim bu yalancı basının olayı verdiği ilk şekli, kavganın AKP’liler ile HÜDA PAR’lılar arasında olduğu şeklindedir. Daha sonra mızrak çuvala sığmayınca, bu sefer olayın seyrini HÜDA PAR’lılar DBP’llere saldırdı şekline çevirmişlerdi. Bir olayla ilgili bir haberi, bir günde iki farklı şekilde veren ve kendi kendilerini yalanlayan bu ilkesiz güruhun, masa başında haberler uydurdukları da böylece ortaya çıkıyor.
Amaçta Kürtler arasında çatışma çıkartıp, kendi örgütsel menfaati için bir araç olarak kullanmaktır. Yani insanların ölmesi, perişan olması bu vicdansızlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Onlar için önemli olan bu tür anlaşmazlıklardan faydalanıp, insanları robotlaştıran, duygusuz ve vicdansız birer yaratık haline getiren Marksist ideolojilerinin, Kürdistan’da hakim olmasıdır. Kürdistan’da adam öldürme makinesi haline getirecek yeni Stalinlerin yetiştirilmesidir amaç!
Önemli ve insani olan, her şeye rağmen bu gibi olayların büyümemesi ve bir an önce yanan ateşin söndürülmeye çalışılması ve bu insanlar arasında barış sağlanmasıdır. Bir olayı alevlendirip bir çok insanın ölmesine sebep olmak, ancak vahşi, ilkel ve vicdansız kişilerin başvurabileceği bir yöntemdir. Kürd halkının hakları için mücadele ettiklerini iddia eden PKK ve türevlerinin, şimdiye kadar Kürdistan'da kan dökücülükten, kışkırtıcılıktan, masum Kürtleri katliama tabi tutmaktan başka ne yapmıştır. Kürdistan'da yaptıkları zulüm ve işledikleri cinayetler Jitemin, derin devletin yaptıklarından hiçte aşağı değildir.
Son olarak diyoruz ki; Artık bu yalancı ve yüzsüz kesimin, neresinden tutarsanız elinizde kalacak olan bu örnek asparagas haberinden sonra, Kürdistan’da, bu “yalancı çobanlara” inanacak sazanlar olur mu dersiniz?
Not: Karacadağ ailesi bölgede AK Partili bir aile olarak biliniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.