PKK/HDP'li çeteler İzmir'de protesto edildi
İzmir'de İslami sivil toplum kuruluşları, PKK/HDP'liler tarafından İslami değerlere ve şahsiyetlere yapılan saldırıları protesto etti.
İZMİR – PKK/HDP’li çetelerin Kobani’yi bahane ederek, sokakları savaş alanına çevirmesine bir tepki de İzmir’den geldi. Konak Meydanı’nda Cuma namazı sonrası biraraya gelen İslami STK’lar, olaylarda vahşice katledilen mütedeyyin Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kıldılar. Ardından yapılan duadan sonra PKK/HDP çetelerini protesto etmek için basın açıklaması yapıldı.
‘Kahrolsun PKK’, ‘PKK Lanetullah’, ‘İslami Hareket Engellenemez’, ‘Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz’ şeklinde sloganların atıldığı basın açıklamasında sık sık tekbirler getirildi.
“İslami kurumlar hedef seçilmiştir”
Basın açıklamasını grup adına Hacı Şani okudu. “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız” ayetiyle konuşmasına başlayan Şani, “PKK ve HDP yöneticilerinin çağrısıyla sokağa inen çeteler bir çok ilimizi savaş alanına çevirmişlerdir. Ve bu olaylar neticesinde 40’ın üzerinde insan hayatını kaybetmiş, onlarca kişi yaralanmış ve binlerce işyeri yakılmıştır. Sokaklara inen azgın PKK çeteleri İslami kurum ve kuruluşları hedef seçmiş ve bunun sonucunda 11 kişi şehit edilmiştir. Ayrıca bölgede faaliyet yürüten siyasi partilere saldırılmış; özelde ise HÜDA PAR’ın birçok parti teşkilatı ve İslami STK ve kurumların binaları ateşe verilmiştir” şeklinde konuştu.
“Kurban eti dağıtan gençler hunharca katledildi”
Diyarbakır’da yoksullara kurban eti dağıtırken, KÖY-DER üyesi 4 gencin hunharca katledildiğini belirten Şani, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Önce kurşunlanmış, ardından bıçaklanmış ve 3. kattan aşağı atılmış, bununla da yetinilmemiş, başları taşlarla ezilmiş ve araba ile üzerlerinden geçilmiştir. katledilen gençlerin içerisinde bulunan lise 3 öğrencisi,16 yaşındaki Yasin Börü, cesedi ancak olaydan 2 gün sonra ayağındaki ben sayesinde ailesi tarafından teşhis edilebilmiştir. Bu çeteler yaptıkları bu zülümleriyle Arakan’daki Budist çeteleri bile geride bırakmışlardır.”
“İslami değerlere saldırıldı, Kur’an yakıldı”
Saldırılarda bölgede yaşayan mütedeyyin insanların hedefe konulduğunu vurgulayan Şani, “Bu saldırılarda her ne kadar yoğunluklu olarak HÜDA PAR ve Mustazaflar camiası hedef alınmışsa da, saldırılar sadece bu camiaya yönelik değil bölgede yaşayan tüm mütedeyyin ve dindar insanlara yönelik yapılmış saldırılardır. PKK çeteleri, mütedeyyin insanların işyerlerine, evlerine, araçlarına saldırıyor, hatta sakallı olmasından dolayı kardeşlerimizi katlediyor. Nitekim Diyarbakır’da tesettürlü eşi ile beraber kaldırımda yürüyen Mahmut Enes, Kızıltepe’de akrabalarını ziyarete gelen bir Suriye vatandaşı ve bir Suud vatandaşı sakallı oldukları için mazlumca katledilmişlerdir. Talan edilen işyerlerinde bulunan Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim alçakça yakılıp saygısızca yerlere atılmıştır. Ayrıca yakılan Kur’an kursları, tahrip edilen camiler ve saldırıya uğrayan İslami sivil toplum kurumları, hedefin direkt İslam ve mütedeyyin insanlar olduğunu ispatlamaktadır. Bunun başka bir izahı yoktur. Hele Kobani ile hiç bir alakası yoktur ve hiçbir alakasının olmadığı yapılan eylemlerden anlaşılmaktadır. Başta katledilen 40’ın üzerinde insan olmak üzere, yapılan bunca yıkımın failinin, Selahattin Demirtaş ve HDP yöneticileri olduğunu da burada vurgulamak isteriz” dedi.
“Yaşanan olaylara müdahale etmeyen hükümet, vatandaşını koruyamamıştır”
Yaşanan olaylarda devlet ve hükümet yetkililerinin zaafının büyük olduğunu dile getiren Şani,” Zira olayların başladığı ilk iki gün nerdeyse olaylara müdahale bile edilmemiştir. Olayların yaşandığı yerlerde hiçbir şekilde mülki amirlere ulaşılamamış, ulaşılan yetkililerin de cevabı ‘Başınızın çaresine bakın’ olmuştur. Çözüm süreci bahanesiyle PKK/HDP çetelerinin daha önce yapmış oldukları birçok olayın görmezden gelinmesi bu acı hadiselere zemin hazırlamıştır. Devletin güvenlik birimleri görevini yapmayınca; başta HÜDA PAR ve Mustazaflar camiası olmak üzere, bölgedeki İslami kurum ve kuruluşların, üye ve gönüllüleri, kendi kurumlarını korumak durumunda kalmışlardır. Bu durum bazı art niyetli medya organları tarafından karşılıklı çatışma olarak yansıtılmıştır. Biz asla saldırgan taraf olmadık, olmayacağız. Ancak İslami camialarımıza yönelik yapılacak saldırılarda meşru müdafaa hakkımızı kullanacağız.”
“Gözaltılar art niyetlidir”
Olayların ardından emniyetin İslami şahsiyetlere ve HÜDA PAR üyelerine yönelik yaptığı gözaltılara da tepki gösteren Şani, “İslami camialara ve HÜDA PAR parti teşkilatlarına yapılan onca saldırıdan sonra HÜDA PAR üyelerinin gözaltına alınması, bir art niyetin ifadesidir. Dolayısıyla saldırıya uğramış bu mağdur insanların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Herkes yaşananlara karşı sesini yükseltmelidir”
Duyarlı kişi ve kurumların yaşanan zorbalığa karşı seslerini yükseltmeleri gerektiğini belirten Şani, son olarak olaylara katledilenlere Allah’tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi.
Basın açıklamasına Hür Dava Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Hasan Aşkın, İzmir İl Başkanı Hüseyin Şani ve Mustazaflar Cemiyeti İzmir Şubesi Başkanı Cemil Genç de katıldı. Yapılan açıklamadan sonra grup sessiz bir şekilde dağıldı. (Muhammed Yıldız – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.