M. Zülküf YEL
Pkk'nin Kürdistan ve Ortadoğu misyonu
Pkk'nin eli ile Kürdistan yeniden şekillendirilmek istenmektedir. İslami ve ahlaki değerlerden arındırılmış bir Kürdistan inşa etme adına Pkk, emperyalist şer güçler tarafından bir sopa olarak kullanılmaktadır. Kürdistan'ın dört parçasında kullanılmaya en müsait yapı olarak, Pkk ve türevleri görülmektedir. İslam dünyasını küçük ve biribirleri ile sorunlu küçük devletçiklere ayırma projesi çerçevesinde Pkk'ye bir rol biçilmiştir. Bu yapı şu an bu konsept çerçevesinde üzerine düşen görevi yapmaya çalışmaktadır. Kirli hesapların odağında olan bu yapı, gelecekte ne kadar iyi bir müttefik olabileceğini emperyalistlere ispat etme derdindedir . ABD hava kuvvetlerinin adeta Pkk unsurları gibi çalışması, ABD'nin hava kuvvetlerini ve istihbarî unsurlarını PKK'nin savaştığı alanlarda yoğun bir şekilde görevlendirmesi boşuna değildir. Yüzlerce Abd askeri, Black Water katilleri, CIA, MOSSAD, İngiliz ve Fransız istihbaratı ve nice unsurlar cephede Pyd-Ypg'ye destek sunmaktadır. Hem Rojava'da, hem de Türkiye Kürdistanı'nda Pkk ve türevlerine Kürdistan ile sınırlı olmayan bir misyon biçilmiştir.
Türkiye Kürdistan'ında HDPKK üzerinden sadece Kürdistan değil, tüm Türkiye dönüştürülmek isteniyor. HDP, emperyalist bir projedir. Türkiye'nin dokusunu değiştirmeye yönelik yapılan hamlelerin sonuncusudur. Emperyalistlerin Pkk - Pyd üzerinden yaptığı son hamlelerden sonra, Türkiye'deki Kürt sorunu, bölgesel bir soruna dönüşmenin arifesindedir. Var olan bir sorun, derinleştirilmiş bir krize dönüştürülecek ve bu kriz üzerinden operasyon yapılmak istenecektir. Ortadoğu'da enerji koridorunun yeniden şekillenmesi, Türkiye üzerinden yapılacak petrol sevkiyatına alternatif bir güzergâh oluşturma gibi birçok operasyon, bu kaotik ortamda yapılabilir. Hesap son derece büyük ve derindir. Yeni siyasi denklemlerin oluşturulması bağlamında eski ittifaklar bozulabilir ve yeni ittifaklar kurulabilir. Barzani'nin alacağı politik tavra ve takip edeceği stratejiye göre, özellikle Türkiye'ye ve Kürdistan'ın bağımsızlığına yönelik atacağı adımlara göre, Pkk alternatif olarak ortaya konulabilir. Birden fazla alternatifin ortaya konulduğu bir siyasal tabloda, her yapı, konumunu daha fazla muhkemleştirme adına başta ABD olmak üzere, uluslararası şer güçlere daha fazla hizmet sunma yarışı içerisine girebilir. Özellikle Türkiye üzerinden Kürdistan petrollerinin pazarlanması isteği ve bağımsız Kürdistan için tarih verilmesi Abd cephesinde son derece önemsenmektedir. Sözün burasında hemen belirtelim ki, Kürdistan'ın bağımsızlığından her bahsedildiğinde Pkk bu noktada hemen Barzani yönetimini çeşitli bahanelerle hedef almaktadır. Pkk'nin bu meyandaki reaksiyonları, bir kez daha şu gerçeği ortaya koymaktadır: şu an Pkk'nin derdi, bağımsız Kürdistan veya bölünmüş Kürdistan'da Kürtlerin bir araya gelmesi değildir. Pkk'ye bir misyon biçilmiş ve bu yapının tek derdi, kendisine verilen bu misyonu her ne pahasına olursa olsun ifa etmektir. O da Kürdistan'ın içerisinde yer aldığı ülkelerin toplumların değişimi ve dönüşümüdür. Yıllarca emperyalist karşıtı söylemleri kullanan bu yapı, şimdilerde Abd'nin gönüllü kara kuvvetleri ve öncü kuvveti görevini üstlenmektedir. Kürt gençleri, Pkk'nin eliyle emperyalistlerin kirli savaşına kurban edilmektedir. Ortadoğu politikasında israil'in güvenliğini önceleyen Abd, israil için Ortadoğu'da güvenli bir yapı ve müttefik inşa etmek istemektedir. israil'i doğal müttefik olarak gören ve kader birliği içerisinde olduğunu deklare eden bir Pkk, israil için Ortadoğu'da bulunmaz bir müttefik olur.
Kısacası Pkk ve türevlerinin bölgede güçlenmesi, uluslararası bir projedir. Başta Kürdistan halkları olmak üzere, toplumların dokuları ve genleri ile oynanmak istenmektedir. Ortadoğu'nun dine en yatkın halklarından birisi olan Kürtler, öz benliklerinden koparılmak istenmektedir.
Petrolün Ortadoğu'daki dağılımının ve geleceğe dönük enerji hesaplarının bu projelerin merkezinde olduğu düşünülüyor. Kürdistan'ın birçok yerindeki petrol rezervlerinin derinlerde olduğu, Ortadoğu'daki petrol arzının azalabileceği önümüzdeki yıllarda, Kürdistan'ın, enerji arzının merkezlerinden birisi olabileceği düşünülüyor. Özellikle dünyaya petrol arz eden en önemli ülke olan Suudi Arabistan'ın petrollerinin yüzeye daha yakın bir kotta çıktığı ve Ortadoğu'nun birçok yerinde çıkarılan petrolün de yüzeye daha yakın bir kotta çıkarıldığı söylenmektedir. Yeterli alternatif enerji kaynaklarının hala bulunamadığı, petrol ve türevlerinin endüstrinin can damarı olduğu gerçeği hatırlandığı zaman, bu meselenin ehemmiyeti daha da artacaktır. İşte enerji arzının önümüzdeki on yıllarda merkezi konumuna geleceği düşünülen bir coğrafya ve bu coğrafyadan çıkarılacak petrolün sevkiyat güzergâhı şimdiden kontrol altına alınmak istenmektedir. Özellikle Güney Kürdistan'dan çıkarılacak petrolün sevkiyatı için, Türkiye – Suriye sınırı boyunca Akdeniz'e kadar uzanacak kesintisiz bir hattın inşası için çaba sarf edilmektedir. Hedef Güney Kürdistan'dan Akdeniz'e inmektir. İşte bu proje için bir sıkıntı çıkmaması adına bu güzergâhın sadık tek bir ele teslim edilmesi gerekmektedir. İşte bu sadık el, Pkk-Pyd'dir. Elbette bu kadar çabanın bir karşılığı ve diyeti olacaktır. Pkk, kazanımları elde eder mi bilinmez ama daha şimdiden diyet borcunu fazlası ile ödeme taahhüdü altına girmiş ve bu borcu ödeme adına Kürdistanı Kürtler için yaşanmaz hale getirmiştir. Elbette Kürdistan ölçeğinde etkin olan yerel ve bölgesel bazı aktörlerin de böylesi bir emperyalist projeye karşı duracağı muhakkaktır. Bölgedeki Müslüman halkların, ufuktaki büyük oyunları görerek şimdiden ortak bir strateji geliştirmesi ve şer eksenine karşı ortak tavır almaları lazımdır. Geç olmadan ve tren kaçmadan...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.