"Polisin tavrını halkın inancına savaş açmış bir zihniyetin hortlaması olarak görüyoruz"
Kur'an dersi verdiği için hakkında açılan davanın mahkûmiyetle sonuçlanmasının ardından koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak gözaltına alınıp cezaevine konulan Ayşan Orakçı'nın yaşadığı mağduriyete ilişkin HÜDA PAR Kadın Kolları sert bir açıklama yaptı
Diyarbakır'da 2004 yılında camide Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için hakkında açılan davanın mahkûmiyetle sonuçlanmasının ardından dün akşam koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak gözaltına alınan ve ardından cezaevine götürülen Ayşan Orakçı'nın karşı karşıya kaldığı muamele nedeniyle HÜDA PAR Diyarbakır Kadın Kolları Başkanı Sema Yarar bir açıklama yaparak olayı kınadı.
4 çocuk annesi ve aynı zamanda engelli olan Ayşan Orakçı'nın insanlığa sığmayacak şekilde tutuklandığını belirten Sema Yarar, böyle bir uygulamanın ancak işgal altındaki Filistin topraklarında yaşandığını ifade ederek sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi.
"Polisin, Müslüman bir kadının başörtüsünü almasına dahi müsaade etmeyen tavrını, işini yerine getirme çabası içerisinde olan bir memur mantığından ziyade Müslüman halkın inancına savaş açmış bir zihniyetin hortlaması olarak görüyor ve lanetliyoruz." diyen Yarar, yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
"20 Kasım 2017 tarihinde Diyarbakır merkez Yenişehir ilçemizde, 2004 yılında Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için "suç" işlemiş olarak kabul edilen ve hakkında soruşturma başlatılan A.O. isimli hanımefendi, evinde kendisi ve yetişkin kızlarının olduğu bir saatte yapılan insanlık dışı bir baskın sonucu tutuklanmış ve adeta yangından mal kaçırırcasına apar topar alınarak cezaevine konulmuştur.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; bu durum hükümet için bir utanç ve yüz karasıdır. Benzer uygulamalar, ancak işgal alındaki Filistin topraklarında Siyonistler tarafından sergilenebilecek bir tavır iken, bugün Türkiye'de mütedeyyin bir kadının evine insanlık dışı bir şekilde giren bu polislerin, hangi amaca hizmet ettiği ve kimi temsilen bu baskını yaptıkları her vicdan sahibi tarafından sorgulanmalıdır.
Oldukça kalabalık bir grupla baskın yaparak, çevredeki insanlara 'Büyük bir teröristin evine baskın yapıyoruz' izlenimini veren bu zihniyet, İslami hassasiyet sahibi olan bu ailenin izzeti ve onuruyla oynamış, bu baskın üzerinden İslami değerleri yaşama azmi ve gayreti içerisinde olan tüm Müslümanlara açıkça gözdağı vermiştir.
Evde erkeğin olmadığı bir saatte, site yöneticisine haber verilmeden eve baskın yapılmış, zilin çalınmasına ihtiyaç duyulmadan kapı koçbaşı ile kırılarak içeri girilmiş, biri öğretmen, biri üniversite diğeri ise lise öğrencisi olan üç kız çocuğu ile birlikte engelli anne, insanlık dışı bir tavırla önce yerlerde sürüklenmiş, ardından gözaltına alınmıştır.
Polisin, Müslüman bir kadının başörtüsünü almasına dahi müsaade etmeyen tavrını, işini yerine getirme çabası içerisinde olan bir memur mantığından ziyade Müslüman halkın inancına savaş açmış bir zihniyetin hortlaması olarak görüyor ve lanetliyoruz.
Bu durum; kabul edilecek, sineye çekilecek bir durum değildir. Ve bu tavır, polis içine sızmış kripto bir grup veya karanlık yapılara havale edilerek geçiştirilecek bir tavır da değildir.
FETÖ militanlarının kadrolardan alınması sonrası bölgeyi, insanlarımızın inançları ve etnik kimlikleriyle savaş halinde olanlara havale eden hükümet, bu rezaletin yegâne sorumlusudur. Bu rezalete dur denmeli ve sorumluları bir an önce ortaya çıkarılarak hesabı sorulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki; halkın inancına ve değerlerine savaş açmış olanlar, sonu hüsran ile bitecek bir yolun yolcusudurlar."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.