Selahaddin YILDIRIM
Putin neden çekilme kararı aldı?
Rusya'nın Suriye'deki güçlerini beklenmedik bir şekilde çekme kararı herkesi şaşırttı. Yaklaşık beş buçuk aydan beri Suriye'yi bombalayan Rus uçaklarının büyük bir bölümü Moskova'daki üslerine geri döndüler. Rusya, Suriye krizinin başladığı günden beri Baas rejimine siyasi ve askeri desteğini sürdürüyordu ve son olarak fiilen de müdahalede bulunarak sahadaki aktörlüğünü ve Suriye'den vazgeçmeyeceğini tescillemiş oldu.
Beş yıldan beri tarifi zor acılar yaşayan Suriye halkı, Rusya'nın bu son müdahalesiyle daha da büyük acılara ve zulme maruz kaldı. Yağdırılan tonlarca bomba, aralarında yüzlerce çocuk ve kadının da bulunduğu binlerce kişinin hayatına mal oldu. Saldırıya uğrayan onlarca hastane ve okul, yerle bir edilen nice meskun mahaller ve Türkiye sınırına dayanan yüz bini aşkın göçmen dalgası… Rus saldırılarının ardından ilk akla gelenler bunlar.
Rusya'nın arkada bıraktığı bu kanlı tablo, kısmi çekilme ile gizlenebilir, unutturulabilir mi? Rusya, Afganistan ve Çeçenistan' da işlediği katliamlarına bir yenisini eklemiş oldu. Ümmetin topraklarına girip çıkmak, talan edip yakıp yıkmanın hesabını soran yok nasılsa. Bir yandan ABD, diğer yandan Rusya bölgeyi insansızlaştırmanın, israil için yaşanılır hale getirmenin hesabını tamamlamaya çalışırken, İslam âleminin şu pasifliği ve dağınıklığı insanı tarifi imkânsız bir hüzne boğuyor.
Peki, Rusya neden Suriye'ye girdi ve şimdi neyi çözmüş olarak çekildi acaba? Bilindiği üzere Suriye'ye burnunu sokmak isteyen her devletin tek gerekçesi DAİŞ oldu. Rusya da aynı gerekçeyle Suriye'ye girdi. Peki, Daiş veya Işid denilen yapı bitti mi? Hayır bitmedi. Bütün dünyanın savaş ilan ettiği bu yapı her nedense bitmiyor; gittikçe de güçleniyor. Gelin de bu işin içinden nasıl çıkılacağını bilin bakalım!
Suriye ve Irak sahasında olup biteni kısaca ifade edecek olursak: ‘Daiş bahane, talan şahane' demek gerekir. Rusya silahlarını hem satıyor, hem de ürettiği yeni silah teknolojisinin testini yapıyor. Müdahaleden maksat bu idiyse ve bu da hâsıl oldu ise, çekilmeleri gayet tabii bir şey.
Bir başka rivayet o ki; eli kanlı Putin ile meslektaşı Esad, önemli bazı konularda anlaşamadılar. Putin, Esad rejimi üzerindeki baskıyı arttırmak için bu kararı aldı. ABD ile Rusya'nın üzerinde mutabakata vardıkları ve 18 ayda gerçekleştirilmesi öngörülen geçiş sürecinde Esad'ın olup olmayacağı henüz netleşmeyen bir konu olarak duruyordu. Ancak bu son dönemde ABD ve Rusya'nın Esad'sız bir geçiş formülü üzerinde mutabakat sağladıkları, ancak Rusya tarafının bunu açıktan dillendirmediği sıkça ifade edildi. İşte bu son çekilme kararının, Esad yönetiminin bu konuda Rusya'yı dinlememesi sebebiyle alındığı yorumları da yapılıyor.
Muhalifler, Cenevre görüşmelerinde Esad'ın gitmesi gerektiğinde ısrar ederken, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de, Esad'ın kırmızıçizgileri olduğunu belirtti. ABD ile beraber Rusya'nın da artık Esad'ın kalmasını istemediği anlaşılıyor. Yani Baas rejimi kalacak, ama gidecek olan sadece Esad olacak. Peki, Esad'ın gitmesi planına sahadaki en etkin aktör durumundaki İran ve Hizbullah ne diyor? Bu konu ile ilgili kesin ve net bir açıklama yapılmış değil, ama İran'ın Esad'ın geçiş sürecinin dışında bırakılmasına onay vermeyeceği tahmin ediliyor. Çünkü Esad'ın gitmesi, Suriye'deki İran etkisinin de bitmesi anlamına gelebilir.
Esad'ın, koltuğu bırakma meselesinde Rusya tarafından yapılacak baskılara boyun eğmeyeceği söyleniyor. Tam beş yıl kanlı bir çekişmeyi sürdürmüş bir diktatörün bu saatten sonra gideceğini tahmin etmek de doğrusu zor biraz. Esad'ın da Saddam ve Kaddafi gibi hayatının sonuna kadar direneceği ihtimalinin yüksek olduğu ifade ediliyor.
Diğer yandan ABD ve Rusya'dan sonra Siyonist israil de Suriye'de bir federasyondan açıktan söz etmeye başladı. Savunma Bakanı Moşe Yaalon, yaptığı açıklamada ‘Suriye'yi tek bir ülke halinde korumak artık mümkün değil. Ülkede tekrar bir birliğin sağlanması sadece bir arzudur.' dedi. Yarın öbür gün AB ülkelerinin de bu minvalde açıklamalar yapmaları durumunda Suriye'nin parçalanma senaryosu artık resmen de başlamış olacak. Görünen o ki, kurtlar Suriye'yi bölüp yemek istiyorlar.
Ancak Suriye'nin tekrar bir bütün olarak kalması çok zor görünse de, parçalanma senaryolarının gerçekleşmesi çok daha zor ve daha pahalıya mal olacak. Çünkü ne demografik, ne de coğrafik yapı parçalanmayı kolay kabul edecek durumda değil. Bölgesel aktörler de buna pek kolay onay vermeyeceklerdir. israil hariç tutulursa diğer hiç bir bölge ülkesi Suriye'nin bölünmesini istemez. Bunu en çok da İran ve Türkiye istemezler. Kürtlerin özerk veya bağımsız bir yapıya kavuşmalarını bu iki ülke asla istemez. Bu konu etrafındaki endişelerin her iki ülkeyi birbirine yaklaştıracağı da biliniyor. Diğer yandan, ABD ve Rusya'nın kendi aralarında gizliden anlaştıkları ve Suriye konusunda İran ve Türkiye'yi devre dışı bırakma senaryoları kurdukları şüphesi de, İran ve Türkiye yakınlaşmasının başka bir sebebi.
Önümüzdeki günler çok değişik gelişmelere gebe. Bu arada israil'in şimdiye kadar sinsiden yürüttüğü Suriye senaryolarının da açığa çıkması bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.