Abdullah KAVAN
Referandumda Mantık mı? Duygu mu?
Nihayet bir gün kaldı. Yarın hayırlısıyla halk sandık başına gidecek. Günlerdir seçimin getirmiş olduğu ses kirliliğinden kurtulacağız. Peki, halk sandıklara giderken hangi kriterlere göre oyunu kullanacak? Mantık ve akılla mı? yoksa duygu ve hisleriyle mi sandığa gidecek? Kendi etrafındaki yapılan propagandanın etkisiyle mi, yoksa 18 maddenin içeriğimi onu etkileyecek? İktidar ve muhalefete baktığımızda da seçim propagandalarını mantıktan çok duygusallık üzerine kurmuşlar. İktidar, propagandasını Kılıçdaroğlu'nun tutarsızlıkları üzerine kurarken, muhalefet de “tek adam geliyor” propagandası üzerine kurmuş. Bunun nedeni ise Türkiye halkının duygusal olmasındandır.
Fakat duygudan çok mantık ve akıl ön planda olması gerekir. Yeni ve sivil bir Anayasaya anahtar niteliğinde olabilecek 18 maddenin herkesçe okunması gerekir. Neyi oyladığını bilmesi en isabetli seçim olacak. Şimdiye kadar bütün siyasi partilerin “değişmesi gerektiğini söyleyen” Anayasanın değişmesi için bir fırsat hükmündedir. Türkiye halkının çok çektiği “darbe anayasanın” değişmesine bir fırsat olarak bakılabilir. Özelliklede bölgedeki Kürt seçmenin bu konuda daha çok hassas olması gerekir. Darbe Anayasasında iki temel esas kabul edilmemektedir. Birincisi; bu halkın inancı olan değerlerin tamamı bu anayasayla yok sayılmış bir konumdadır ki %99 Müslüman olan bu ülkenin tüm evlatlarını alakadar etmektedir. Diğeri ise daha çok bölgedeki Kürt seçmenini ilgilendirmektedir. Çünkü bu anayasada kabul edilmeyen diğer esas ise farklı dillerin kabul edilmemesidir. “Türkçülük” adı altında diğer tüm dillerin yok sayılması… Bunun içindir ki, Türkiye halkı için bu Anayasanın değişmesi bir önem ise bölge halkı için değişmesinin önemi iki kattır. Bölge insanının darbe anayasasıyla birlikte çektiği zulümler göz önündedir.
Bakmayın sözde bölgeyi temsil ettiğini iddia eden HDP'nin “hayır” demesine. Onlar bu halk için hiç bir zaman rahatlık istemediler. Son yapılan hendek siyasetiyle bölge insanına neler getirdikleri göz önündedir. Akbabaların değirmenine su taşımaktan başka hiçbir şey yapamamaktadırlar. Zaten onlara “neden hayır” sorusu yöneltildiğinde de, CHP'nin fotokopisi konumunda olan sözlerle karşılık vermekteler. Neden hayır dediklerini de kendi tabanlarına anlatmaktan aciz bir pozisyondadırlar. Bunun içindir ki özellikle bölge seçmeni duygudan çok mantıkla hareket etmesi onun en sağlam yolu olacaktır.
Değişecek 18 maddeden söz ediyoruz. Keşke sadece bunlar değil de gerekli olan birçok maddeden söz edebilseydik. Özellikle Anayasa'nın değişmezleri olan ilk dört maddeyi de oylayabilseydik. Fakat bütün bu eksikliklere rağmen değişmesi gereken ve sivil iradeyi güçlendirecek bu referandumda “evet” oyunu kullanmalıyız. Yetersizdir ama evet diyelim ki kapsamlı değişebilecek maddelere ön ayak olmaya zemin hazırlansın… Birde karasız olan kardeşlere de şunu söylüyorum. İmam Şafii hazretlerine sormuşlar; fitne zamanında doğru yolu nasıl anlarız? İmam Şafii hazretleri buyurmuş “düşman oklarını takip edin; onlar size hak yolu gösterecektir. Oklar neredeyse biliniz ki hak oradadır. Bugün ise İslam'a düşmanlık eden başta Almanya ve Hollanda olmak üzere bütün Avrupa'nın hayır demesi tesadüfî değildir. ABD ve israil'in “hayır” demesi okların yönünü gösteriyor. Bu yöne bakarak karar vermek en hayırlısı olacaktır inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.