Resulullah (s.a.v)`ın Gönül Huzuru; Hz. Hatice (r.anha)

Resulullah (s.a.v)`ın Gönül Huzuru; Hz. Hatice (r.anha)

Müslüman ailelerinin geçimsizliği, İslam`a gölge düşürür. Çünkü İslam`ın temel amacı dünyada cenneti yaşatmaktır.

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla! Pak ve temiz olan güzide Sahabelere ve onların yolunu takip edip hayatlarını İslamla ziynetlendiren Müslüman bayanlara selam olsun…

Ve yine selam olsun dünya döndükçe biz Müminelere örnek olan/ örnek edinilmesi gereken Asiye’ye, Meryem’e, Fatıma’ya ve Resulullah’ın göz bebeği Hatice’ye…

Sabır ve cesaretin en güzel örneğidir Hatice (r.anha)… Resulullah (s.a.v)’ın gönül huzuru… Allah (c.c)’ın inciden bir evle müjdelediği kadın… İffeti, zekiliği ve sadakati ile Resulullah (s.a.v)’ın en zor günlerinde, tek destekçisi… Bir anne, bir eş ve bir mümine olarak tüm kadınlara örnektir Hatice (r.anha)… O, Resulullah (s.a.v)’a eş olmadan önce Tahire ve Tayyibe lakabına mazhar olmuş güzide kadın…

O, Mekke kadınlarının en üstün, en şerefli, en zengin kadınıydı. Mekke’nin en büyük ticaret kervanının başındaydı. Kadınların hiçe sayıldığı, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir zamanda Mekke’nin en gözde kadınıydı. Mekke erkeklerinin hayran bakışlarına aldırmaksızın işlerini görüyordu. Tüm ruhi dolgunluğunu amcazadesi Varaka bin Nevfel’in yanında almıştı. Her bunaldığında onun yanına gider, gelmesi beklenen peygamber hakkında konuşur ve içindeki tarifsiz merak ile rahatlamış olarak geri dönerdi.

Hatice (r. anha) iki evlilik yapmıştı. İlk evliliği Atik Bin Aziz ile idi. Atik’in ölümü ile yalnız kalan Hatice (r.anha) daha sonra Mekke’de yaşadığı olumsuz olaylar yüzünden ikinci evliliğini yaptı. Fakat ikinci eşi Hale’nin de zamanla kötülüğe bulaşması üzerine ondan ayrıldı. Ve bundan sonra evlenmeyi hiç düşünmedi. Tamamen ticarete yoğunlaşmış, işini en güzel şekilde yapmaya çalışıyordu. Yeğenleri ve kuzenleri Ona yardımcı oluyordu. Ancak malını teslim edecek güvenilir birini bulma konusunda çok sıkıntı çekiyordu. Ta ki Şam’a gidecek kervana birini bulma arayışında iken Ebu Talib’in, Muhammed`ül Emin’i Ona tavsiye etmesine kadar… O, Muhammed (a.s)’i görür görmez kendisinde bir hal olduğunu anlamış ve Onun verdiği tarifsiz huzuru fark etmişti. Hizmetkârı Meysere`nin eşliğinde Onu kervanbaşına geçirmişti. Kervanın dönüşüyle Meysere`nin, Muhammed (a.s) hakkında anlattığı her şeyi dinlemiş ve Ona karşı derin bir sevgiye gark olmuştu.

Muhammed’i Hatice’ye, Hatice’yi Muhammed`e yakınlaştıran, kalplerin de sahibi Yüce Allah’tı. Peygamberi bekleyen ağır yükleri birlikte omuzlayacak eş tabi ki Hatice idi. Hatice, Resulullah için gönül huzuruydu. Vahyin ağır yükünü taşıyacak olanı seçen Rab, Hatice’yi de Resulü için seçmişti.

Hatice’deki değişikliği, hizmetçisi Nefise Binti Müneyye fark etmişti. Hatice (r. anha), olan biteni ona anlattıktan sonra Nefise Muhammed (s.a.v)`e gidip neden evlenmediğini sordu. O da; bunun için yeterli parasının olmadığını söyledi. Bunun üzerine Nefise, Hatice’nin yüreğindeki arzusunu dile getirdi. Varaka bin Nevfel, Amr bin Esed ve Ebu Talib’in aracılıklarıyla Muhammed (s.a.v) ve Hatice`nin evlilikleri vaki oldu. Kendi zengin olduğu kadar, gönlü de zengin olan Hatice; tüm malını Muhammed (s.a.v)’e hediye etti. Onun gözü ne malda, ne şan ve şerefte ne de bir başka dünya zevkindeydi.

Resulullah ile evliliği üzerine, tüm işleri Resulullah`a bırakmış; kendisi bir ev hanımı olmuştur. Resulullah (s.a.v) onun için bir nimetti bu konuda. Bu kutlu evlilikten altı çocukları olmuştu. Hatice, olgun bir kadındı. Ardı ardına gelen sıkıntılar, musibetler; Onun kadere teslimiyeti ve Allah (c.c)’a tevekkülünden hiçbir şey değiştirmemişti. Bu olgunluğu oğulları Abdullah ve Kasım’ı kaybederken de göstermişti. Risalet zamanında da ilk iman edenlerden olmuştu Hatice… Resulullah (s.a.v), vahyin ağırlığı altında ezilirken; Onu teskin eden, Onun davasına maddi ve manevi destek veren yine Hatice idi. Resulullah’ın endişeli ve hüzünlü zamanlarında zekâsı ve olgunluğuyla Ona destek olan da Hatice’ydi. O Resulullah (s.a.v)’a sadık bir eş, çocuklarına şefkatli bir anneydi. Resulullah ondan razı, o Resulullah`tan razı, Allah da onlardan razıydı. Hz. Hatice, Allah`ın selamına ve Resulullah`ın övgüsüne nail olacak derecede faziletli bir kadındı. O, imanda, sabırda, iffette, güzel ahlakta kısacası her yönüyle örnek olan bir anneydi.

Resulullah; “Hıristiyan kadınlarının en hayırlısı İmran’ın kızı Meryem, Müslüman kadınların en hayırlısı ise Hüveylid`in kızı Hatice’dir” buyurmuştur.

Hatice vefakârdı. O Resulullah’ın yaptığı hiçbir şeye karşı gelmez, yaptıklarından dolayı Onu kınamazdı. Resulullah Hz. Ali’yi yanına aldığında, Zeyd’i evlatlık edindiğinde; Hz. Hatice kendisine yakışır bir şekilde tavır sergilemiş, bundan şikâyetçi olmak yerine memnuniyetini dile getirmiş, zamane kadınları gibi sorun çıkartmamıştır. Hâlbuki günümüz kadınları böyle bir durum karşısında surat asar, kızar, kabul etmez ve sorun çıkartır. Hz. Hatice, sadakatiyle, olgunluğuyla ve güzel ahlakıyla bunun aksini yapmış ve “Ey Müslüman kadınlar! Aile huzurunuz için eşlerinize destek verin, onlara karşı gelmeyin, yaptıkları iyilikleri görmezden gelmeyin” diye haykırmıştır adeta.

Müslüman ailelerinin geçimsizliği, İslam’a gölge düşürür. Çünkü İslam’ın temel amacı dünyada cenneti yaşatmaktır. Ailede huzur istiyorsak, Haticevari bir tavır sergilemeliyiz. Onun gibi sıkıntı anında, varlıkta, yoklukta hayırlı eş olmak için çabalamalı, dava sahibi eşlerin destekçisi olabilmeliyiz. En ufak musibette pes edip eşlerini suçlayan, onları her alanda yalnız bırakan, hiçbir başarılarını tebrik etmeyen, her türlü iyiliklerine rağmen daha fazlasını isteyip de eşlerini eksik gören kadınlar! Eğer iman edenlerdensek, anne isek, eş isek buyurun Hatice (r. anha)’nin hayatını gözden geçirelim bir daha. Bakalım ve görelim eş nasıl olmalı, anne nasıl olmalı, dava destekçisi nasıl olmalı…

Hatice gibi sevilmek ve her daim anılmak istiyorsak, Hatice gibi sevmeli ve sadık olmalıyız. Hatice gibi destekçi, Hatice gibi vefakâr ve fedakâr olmalıyız. Rahman; Hatice’yi rehber, Hatice’nin yolunu yol edinmeyi, Onun gibi güzel ahlaka sahip olabilmeyi biz Müslüman hanımlara nasip etsin… Âmin.

Rüveyda Önen / Nisanur Dergisi / Mayıs 2012

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.