Zülküf ER
Roboski; Yarım Kalan Bir Tebessüm
Daha yaşım 13 benim. Muhammed derler adıma… Daha yaşım 13 benim… Daha yaşım 13 benim… Nasıl siper ederim bedenimi ben dört uçağın dördüne birden. Benim yaşımdaki çocuklarına uzaktan kumandalı oyuncak uçak alanlar, benim üstüme dört uçak saldılar düşman üstüne salar gibi… Hatırlar mısın daye, bir at almıştı babam bana beyaz mı beyaz. O mu gelen bu gece vakti ışıl ışıl, yoksa alıp götüren bomba mı bedenimin yarısını şu dağ başında. Dedim ya, 13’ündeyim ben ömrümüm ve hep öyle kalacak yırtılmış, yanmış kimliğimde yaşım benim.
Ben kime ne yaptım ana? 13’ümde neden kıydılar bana? Hani dedelerden beri aşardık biz bu sınırı, uçaklar bombalamaz, askerler kıymaz, demiştiniz… Hani asker bilirdi bizi, bilirdi kaçağa gittiğimizi, bilirdi iki bidon mazot, iki paket şeker için yağmuru, seli aştığımızı, mayınlara bastığımızı?
Önce umutlar vuruldu yüreğimde, sonra tebessümüm dondu dudaklarımda. Yarım kalmış bir sevda, yıkılmış bir dünya ve benim bedenim paramparça… Uçaklar burada, bombalar burada, katliam burada… 34 can var parçalanmış ortada…
Ben ölünce ana hudut kurtuldu. Bayrak şahlandı… Kaçakçılık da bitti kanunsuzluk da… Oysa neden çalışmadım ki ben koca koca fabrikalar varken diyarımda… Ne işim vardı benim kaçak yollarda, dar patikada katır sırtında… Dağına taşına altınlar, gümüşler ekerken koca devlet köyümün, benim de gözüm pek açmış be ana. Köyümde boş dururken fabrikalar plazalar ben peşine düştüm iki bidon mazotun iki paket şekerin…
SELAM VE DUA İLE…
(HÜRSEDA HABER)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.