Rojava'da Özerklik ve PKK'nın PYD'si
Rojava'da özerklik çıkışı, PKK'nın Suriye kolu PYD'ce ilan edilecek olması Müslüman Kürt halkı için endişe uyandırıyor. Muhalefetin tepki gösterdiği ve çatışmaların sürdüğü bölgede gidişattan rahatsız olan Türkiye'nin aksine Esad rejimi, savaşın seyrini d
HABER MERKEZİ - Daha düne kadar kimlikleri bile yoktu ve halen de yok. Suriye Kürtleri, Baas rejiminin her türlü zulmüne maruz kalıyorlardı. Bugün Suriye'de üçüncü yılına girilen bir iç savaş var ve kahreden bu savaşta 100 bin civarında insanın hayatını kaybettiği belirtiliyor. Bu savaştan olabildiğince uzak duran Kürt bölgeleri için bugün özerklik konuşuluyor. Yıllardır hak ve hukukları çiğnenen mazlum Kürd halkının haklarına kavuşması, özgür bir yaşam sürmeleri elbette güzel. Ancak bu özerkliğin kimin eliyle ve nasıl geleceği çok önemli.
PYD, PKK'NIN MARKSİST ZİHNİYETİYLE HAREKET EDİYOR
Özerklikle bölge halkına özgürlüğü getireceğini iddia eden oluşumun PKK'nın Suriye kolu konumundaki Demokratik Birlik Partisi (PYD) olması, bölge halkını şimdiden endişeye sevk etmiş görünüyor. Ki şu an Esad rejimine karşı savaşan muhalefet gruplarından en-Nusra ile şiddetli çatışmalara giren PYD, bölge üzerinde hâkimiyet kurma kapsamında Kürd halkı içindeki İslami hassasiyete sahip gruplara da tahammülsüzlüğünü geçtiğimiz günlerde Amude'de yedi kişiyi katlederek göstermişti. İslami bir oluşuma doğru giden ve ileride bir güç haline gelebilecek Müslüman Kürt halkına tahammül edemeyen PYD, PKK'nın geçmişte yaptığı gibi baskı uyguluyor, zulmediyor ve katletmeyi tercih ediyor.
Geçmişten günümüze PKK'nın Güneydoğu'da Müslüman Kürt halkına yönelik zulmü hafızalarda tazeliğini halen koruyor. PYD Başkanı Salih Müslim, ''Yönetimimiz geçici bir yönetim olacak. Suriye'yi bölme amacımız yok'' diyor ama PYD'nin de geçmişte PKK'nin yaptığı gibi bölgede gücü eline aldıktan sonra menfaati dışında hiçbir oluşuma izin vermeyeceği izlenimi, endişeleri haklı çıkarıyor.
Türkiye'de devam eden çözüm süreci kapsamında çekilerek siyasi anlamda yoluna devam etme kararı alan PKK-BDP'nin, Güneydoğu için şu an için çok sesli olarak dillendirmediği ancak yoğun bir tempoyla çabaladığı özerklik için şimdiden kollar sıvanmış durumda. PKK'nin Cizre ve Diyarbakır'da kurduğu belirtilen asayiş birimleri, hükümetle yürütülen çözüm süreci sonunda olmasını bekledikleri özerklik yapılanmasına hazırlığı gösteriyor.
EMPERYALİST ŞER GÜÇLER FAKTÖRÜ
Emperyalist şer güçlerin çizdiği sınırlara hapsolan ve yerli işbirlikçi rejim ve yönetimlerin baskısı altında kalan Müslüman Kürd halkının tarihi baskı, zulüm ve katliamlarla doludur. Bugün halen bu coğrafyada yaşayan Kürd halkına yönelik devam eden bir diğer zulüm de sınırların olması ve Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de yaşayan milyonlarca Kürd'ün birbirinden kopuk ve insani birçok haklardan mahrum olmalarıdır.
PYD MÜSLÜMAN HALKI TEMSİL ETMİYOR
Dolayısıyla Rojava'daki Kürd halkının özerklik istek ve söylemleri kabul edilebilir, ancak PYD'nin güç kullanarak Müslüman halkı sindirme politikası uygulaması ve halkın tek temsilcisiymiş gibi kamuoyu algısı oluşturması kabul edilemez.
Özerklik kapsamında yaptığı açıklamada Müslim, tasarladıkları yönetimi kabul eden her etnik grup ve siyasi partiden 5 kişinin üye olduğu meclis tarafından seçilecek bir komisyon ve başkanın bölgede yönetimi ele alacağını ifade etti. PYD başkanının bu açıklaması karşısında PKK ve Marksist zihniyetinin ağır basacağı bir koalisyona özellikle İslami düşünceye sahip grupların katılım göstermeyeceğini herkes biliyor. Sonuçta aynı zihniyete yakın oluşumların yakın duracağı bir koalisyon söz konusu olabilir ki aslında PYD de bunu istiyor. Diğer yandan PYD'nin bu açılımı, bölgede Esad rejimine karşı savaşan başta muhaliflerin ve de Türkiye'nin şiddetli tepkisine maruz kalacaktır.
ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR; TÜRKİYE RAHATSIZ
Öte yandan PYD'nin askeri kolu YPG ile çatışmaları halen süren en-Nusra'nın yanı sıra tüm muhalif gruplar da özerklik söylemine karşı çıkıyor. Muhalif gruplar, devam eden savaşta Esad rejimiyle birlikte hareket eden PYD'yi, kendilerini yalnız bırakmakla yetinmeyip ülkenin bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle şimdiden dışlamaya başladı bile. Konu hakkında açıklamada bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Esad rejiminin PYD üzerinden muhalif grupları bölme gibi bir çalışma içinde olduğuna dikkat çekerek bunun da iç savaşı daha içinden çıkılamaz hale getireceğini ifade etti.
PYD BATI DESTEĞİNİ DE İHMAL ETMİYOR
Muhalefetin Cenevre'de yapacağı toplantıya katılmak istediklerini söyleyen Müslim, PYD'nin özerklik ilan ederek Baas rejiminde önemli bir gedik açtığını belirterek muhalefetin tepkisini azaltma, Batı'nın da desteğini almanın yollarını arıyor.
İŞİN, ESAD REJİMİ BOYUTU…
İşin Esad rejimi boyutuna bakacak olursak birincisi; Esad, karşısında tek parça savaşan muhalefeti bölerek savaşın seyrini değiştirmeyi hesaplıyor. İkincisi; bölgesinde bir Kürt devletine tahammül edemeyecek olan Türkiye'yi politikaları gereği zor durumda bırakma ve intikam alma tutumu sergiliyor. Üçüncüsü ise eninde sonunda kazananın kendisi olacağını düşünen zalim Esad, daha önce hiçbir hak tanımadığı Kürtlerin yaşadığı bu bölgeleri bilinçli bir şekilde PYD'ye teslim ederek muhalefeti bastırmanın, sonrasında ise Kürtlere emanet bıraktığı bu bölgeleri tekrar geri almanın hesabını yapıyor görünüyor.
(Mehmet Özcan / Analiz - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.