Hasan YILMAZ
Rol ve Model Olabilmek
Toplumdaki temel sorunlarımızdan biri de çocuklarımız ve çocuklarımızın yetiştirilme biçimi ya da rol ve model alma açısından inatlaşarak öne çıkan çelişkiler veya bunlar neticesinde kronikleşen sorunlar. Bir başka şekliyle de çözüm noktasında güzel örnekleri demode olarak görmemiz.
Güzellik kavramı her ne kadar sanat felsefesinde göreceli olarak tanımlansa da felsefi düşünürlerden Kant “insanlığı” evrensel bir güzellik olarak görür. Bu yüzden olmalı ki çocukların yetiştirilmesinde evrensel değerler bir hayli önem arz eder. Evrensel değerlerden en önemli olanı ise çocuklarımızın güzel bir ahlaka sahip olmalarıdır. İnsanı insan yapan temel öğelerden biri de budur.
Madem çocuklarımıza arzuladığımız şey ya da bırakacağımız en güzel miras güzel ahlak, o zaman bu güzel haslete sahip olabilmenin gerekliliklerini bilmek lazım. Nedir bunlar?
Çocuk daha dünyaya gelmeden embriyo dönemindeyken anne ve babanın güzel ahlaka sahip olmaları ya da bu aşamaya, o evrede geçebilmeleri önemlidir. Gelişim psikologları o dönemde ebeveynlerin birbirine gösterdikleri davranışların çocuğun yetişmesinde çok ciddi etkisi olacağını dile getirmişlerdir. Çocuğun altı yaşına kadar eğitimi çok önemli olduğu için ebeveynlerin atacağı adımlara dikkat etmeleri çocuk açısından en büyük kazanım olacaktır.
Çocuk açısından bakıldığında onun için en güzel örnek anne-babadır. Onların konuşma şekli, birbirlerine gösterdikleri sevgi-saygı, çevreye olan duyarlılıkları, çevreyle olan ilişki biçimleri, dürüst ve tutarlı olmaları çocuğun karakter kazanmasında rol ve modeldir. Çocuk, kitle iletişim araçlarını kullanırken kullanma biçimini, sofra adabını, misafir adabını, nerde nasıl konuşacağını ebeveynlerinden öğrenir. Herhangi bir sıkıntıyla karşılaştığında onları taklit eder. Peki bunlar basit olduğu gibi, başlıca görevlerimizden biri değil mi?
Bizler çocuklarımıza bu adapları öğretmezsek zor durumlarda sabrı-şükrü öğretmezsek nasıl ahlaklı olmalarını bekleyeceğiz. Ya da onların yanında ahlaksız dizileri açıktan izlersek en kötü sahnede bile televizyonu kapatma ya da kanalı değiştirme gereği duymadan normalmiş gibi izlersek nasıl bir miras bırakacağız. Hani bizim arzuladığımız güzel ahlak nerde bizim evrensel ahlakımız? Demek ki samimi değiliz.
Biz çocuklarımıza Allah’ı, Peygamberi, besmeleyi öğretmeden onlara şarkıları ezberletiyoruz. Tamam, bu dönemde çocuk yetiştirmek gerçekten zor fakat öğretebileceğimiz şeyler basit düzeyde davranışlar. Bunlar pek zor şeyler değil ve bir ömür boyu hatta ömür sonrası işimize yarayan davranış biçimleridir. Çocuklarımızı aşırı koruyarak onların üzerine iyice titreyerek elimize bir şey geçmez. Bunları dikkate alarak önce kendi davranışlarımızı gözden geçirmeliyiz. Bir yerde bir kusurumuz varsa çocuklarımız için de olsa düzeltebilmeliyiz.
Gerekirse kendimizi sıfırlayıp formatlamalıyız. Kötü bir davranışımız varsa tövbe edebilmeliyiz. Allah tövbeleri kabul edip kötülükleri hayra çevirendir. Önce çocuklarımıza sonra topluma rol ve model olma dileğiyle…
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.