M. Zülküf YEL
Safları sıklaştırın, Allah'ın yardımı yakındır
Aziz ve Celil olan Allah, izzet ile ayağa kalkan ve izzeti kuşanan mü'minleri aziz kılar. Şehadet ve direnişi kuşanan ve bu mefkûreyi mektebe dönüştürenler; bu yolun başında, izzet elbisesi giyer; yolun ahirinde ise, Rahman'ın nimet ve rahmeti ile mükâfatlandırılır.
Müslüman kanı içmeye yemin içmiş İslam ve insanlık düşmanlarına karşı Müslümanların saflarını sıklaştırmaları ve vahdet zemininde bir araya gelmeleri lazımdır. Namuslular ve iman ehli, zalimlerden ve namussuzlardan daha fazla cesur olmadıkça ve bedel ödemeye hazır olmadıkları müddetçe Müslüman kanı akmaya devam edecektir. Müslümanlara yönelen bu saldırılar, eskiden sadece bir camiaya yönelik zannedilirdi. Böylesine yanlış bir algı vardı. Zaman geçtikçe bu saldırıların sadece bir kesimi değil, tüm Müslümanları hedef aldığı ortaya çıktı. İslam'a olan düşmanlıkta haddi aşan PKK, İslam ile alakalı gördüğü herkese saldırmayı bir stratejiye dönüştürdü. Zamanla bu işte sol kesimi de koltukları altına aldı. Herhangi bir olay gerçekleştiği zaman, Türkiye'nin her tarafında dindarlar hedefe konularak şehit ediliyor. Bu durum adeta rutinleşti. Hatta çoğu zaman bir bahaneye gerek bile kalmadan insanlarımız sırf sakalından veya İslami giyiminden dolayı katlediliyor veya feci şekilde dövülüyor. En ufak bir bahane ile dindarların evleri ve dükkânları ateşe veriliyor. Bu noktada İslam düşmanı katiller tam bir ittifak halinde hareket ediyorlar. Müslümanlara gelince, bu mütecavizler ordusuna karşı bir türlü vahdet ve eylemsellik zemininde bir araya gelemediler. Bazı kesimler hariç, şehadet ve direniş libasını giymeye cesaret edemediler. Bu noktada diyoruz ki,” kalkın ve onurunuza sahip çıkınız!”
Özellikle Müslüman kanı mazlumca akarken hiçbir şey olmamış gibi davranan Müslümanlara sesleniyorum: “Ey Müslümanlar” diye feryat eden ve kanları dökülen mazlumlar birer birer kara toprağa düşerken size ne oluyor ki körleri ve sağırları oynuyorsunuz? Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır. Bu ateş hem bu dünyada, hem de ahirette size de dokunacaktır. Ey dünya hayatının geçici lezzetlerine ve korkuya esir olanlar, aslan gibi olmaktansa koyun gibi olmayı tercih edenler, bunun hesabını Allah'a veremezsiniz.
Bazı İslami kesimler, zalim Pkk'nin ismini zikrederek kınamaya bile korkuyorlar. Korkunun ecele faydası yoktur. Zillet ve teslimiyet elbisesini giyseniz de küfrün hışmına uğramaktan kurtulamazsınız. Haklarınız ile beraber onur ve izzetinizi de kaybedersiniz.
Kalkınız ve adaleti ayakta tutmaya yemin içmiş olan adil şahitlerin ve şehitlerin kervanına katılınız. Bu din, şehadet ve mücadele dinidir. Bu din, şehadetle ve mücadele ile başladı ve şehadet ile büyüdü. Allah Resulü son nefesine kadar cihat ile bizzat ilgilendi. Resulullah ( s.a.v), sadece sarık sarıp misvak kullanmak ile yetinmiyordu. Aynı zamanda mazlumlar ve Müslümanlar için ordular hazırlayıp cihat ediyordu. “ Ey Müslümanlar” diye feryat eden Müslümanların imdadına yetişiyordu. Sarık ve cüppe sünnet olduğu gibi kılıç da sünnettir. Hatta Müslümanların ve İslam'ın izzeti ve varlığı tehdit altında ise, kılıç farzdır. Resulullah'ın misvağını ve sarığını görüp de kılıcını ve cihadını göremeyen veya görmek istemeyen gözler kör olsun! Zilletlerini çeşitli bahanelerle örtmeye çalışanlara yazıklar olsun! Köleliğe ve esarete razı olanlara yazıklar olsun! Müslümanlar katledilirken, sıcak yataklarında yatan, yetimler ağlarken çocukları ile gülüşüp oynayabilenlere yazıklar olsun! İslam'ın izzeti söz konusu iken, dünyanın zevklerinden gözleri kör olmuş, göbek büyütüp ense kalınlaştıranlara yazıklar olsun!
Ey Aziz İslam Peygamberi'nin aziz takipçileri, kalkınız ve iman ettiğiniz peygamberiniz gibi aziz olunuz. Peygamber, İslam'ın izzeti için son nefesine kadar cihat meydanlarını adımlarken, siz nasıl bu meydanları terk edersiniz? Peygamberin kanı ve teri ile ıslanan cihat meydanlarını nasıl terk edersiniz? Peygamber, cenneti kazanmak için cihat meydanlarının tozunu yutarken, en önde kâfirlerle çarpışırken, siz oturmakla cenneti kazanabileceğinizi mi zannediyorsunuz? Bu rahatlığın sebebi nedir? Elinizde cennet tapusu mu var?
“ Cennet kılıçların gölgesi altındadır” müjdesini nasıl unutursunuz?
Şehadet; özgürlük ve kurtuluş beraati iken, ölümden niye korkuyoruz? Ölümden korkuyorsak ölümsüzlük yoluna, şehadete talip olalım.
Tespihin dağılan ve savrulan taneleri gibi olmaktan vazgeçelim. Kâfirler ve zalimler, zulüm ve küfürleri için bir araya gelmişken bizlere ne oluyor ki,”bünyan-ı mersus” hakikatini idrak edemiyoruz?
Mazlum ve mustazafların önderliğinde özgür ve adil bir dünya düzeni için eller kenetlenmelidir. Şehadet ile direnişin safları örülmelidir. Elden çıkacak olan birkaç günlük fani dünya için; cihadı, mücadeleyi, şehadeti ve kardeşliğimizi terk etmeyelim. “Ey mü'minler kardeş olun” fermanına kulak vermedikçe de Allah'ın yardımı gelmez. Uhuvvet, tesanüt ve vahdet ile Allah'ın yardımını talep edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.