Sağlam: "ABD ve PYD'nin Kürtler arasındaki ittifak arayışında taraf olması endişe verici"
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Suriye Kürtleri arasındaki ittifak çabalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Sürecin başında ABD'nin olması ürkütücü, PYD'nin olması ise endişe vericidir." dedi.
Sağlam, yaptığı haftalık gündem değerlendirmesinde; Suriye Kürtleri arasındaki ittifak çabaları, hızla artan alkol tüketimi ve FETÖ ile mücadele adına İslami eserlere yapılan saldırıları gündemine aldı.
Suriye Kürtleri arasındaki ittifak çabalarına ilişkin değerlendirmesinde Sağlam, "ABD ve PYD'nin de bu ittifak arayışının bir tarafı olması endişe vericidir." dedi.
Türkiye'de hızla artan alkol tüketimine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Sağlam, alkole karşı ciddi tedbirler alınarak özendirici sahnelere ağır müeyyideler konulması çağrısında bulundu.
Mersin'de hadis ve tefsir kitaplarının "örgütsel doküman" adı altında Mersin KOM Şubesi'nde sergilenmesini eleştiren Sağlam, "FETÖ bahanesiyle, İslami değerlere terör kaynağı muamelesi yapmak, FETÖ'nün yaptığından daha büyük bir cürümdür." ifadelerini kullandı.
"Sürecin başında ABD ve PYD'nin olması ürkütücü ve endişe vericidir"
Suriye Kürtleri arasındaki ittifak görüşmelerini dikkatle takip ettiklerini söyleyen Sağlam, "Coğrafyamızda kanın, gözyaşının, zulmün, tahakkümün ve muhaceratın olmadığı, her hak sahibinin hakkına kavuştuğu, herkesin kendisini güven içerisinde hissettiği adil bir yönetim görmek istiyoruz. Ancak bu sürecin başında kendi çıkarları dışında hiçbir şeyi umursamayan ABD'nin olması ürkütücüdür. Bunun yanı sıra; Suriye'de kaos başladığı günden beri 700 bini aşkın Suriyeli Kürt vatandaşın Türkiye ve Irak Kürdistan Bölgesine sığınmaları, sayısız Kürt kanaat önderi, âlim, akademisyen ve siyasetçinin katledilmesi, kaçırılması ve sürgün edilmesinden sorumlu olan PYD'nin de bu ittifak arayışının bir tarafı olması endişe vericidir." dedi.
İttifakta bütün Kürtlerin adil bir şekilde temsil edilmesi gerektiğinin altını çizen Sağlam, "Zira PYD'nin anlaşmaya uyacağının hiçbir garantisi yoktur. İttifakta silahlı silahsız bütün Kürtlerin adil bir şekilde temsil edilmesi, silahlı olan grupların tahakkümünün önünün alınması, ittifakın yürüyebilmesinin en önemli şartlarıdır." ifadelerine yer verdi.
Sağlam: "Türkiye'de alkol tüketimi ile ilgili verilere göre, 55 milyon yetişkinden 11 milyonu alkollü içki tüketmektedir"
Alkol tüketiminin geldiği noktayı değerlendiren Sağlam, "Türkiye'de alkol tüketimi ile ilgili verilere göre, 55 milyon yetişkinden 11 milyonu alkollü içki tüketmektedir. Kişi başı tüketim yıllık 2.5 litreye ulaşmıştır. Türkiye'de ilk alkol kullanım yaşının 11'e kadar düşmesi ise tehlike boyutunun çok büyük olduğunu göstermektedir. Her türlü kullanımı ciddi sosyal ve sağlık sorunlarına sebep olan alkol, irade ve kontrol kaybına sebep olmakta ve bireyi uyuşturucu madde kullanımına açık hale getirmektedir. Alkole karşı alınacak tedbirler, madde bağımlılığı ve şiddet olayları için de önleyici bir rol alacaktır. Zira uyuşturucu kullananların yüzde 70'inin alkol kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu kişilerin, uyuşturucudan önce ilk olarak alkol deneyimi yaşadıkları görülmektedir." dedi.
"Alkolü özendirici sahnelere ağır müeyyideler uygulanmalı"
Alkolü özendiren yayınlar için yetkililere çağrıda bulunan Sağlam, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl alkol kaynaklı sorunlar nedeniyle 3,3 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Örgütün Türkiye dâhil 30 ülkeyi kapsayan alkolün etki yüzdesi çalışmasına göre; alkolün cinayet, boşanma, eşler arası şiddet ve trafik kazalarında yüzde 70 oranında etkili olduğu görülmüştür. Kadına yönelik şiddet konusunda verilen mücadelenin bu şiddeti körükleyen alkol kullanımına karşı da verilmesi büyük önem arz etmektedir. Aile Bakanlığı tarafından alkol kullanımının zararlarını ortaya koyacak kamu spotları hazırlanmalı, MEB'in okul müfredatlarında konuya daha fazla yer verilerek beden ve toplum sağlığına verdiği zararlar işlenmelidir. RTÜK tarafından, TV'lerde alkol teşvikinin yasaklanması önemli olmakla birlikte bu yasak dizi ve sinema filmleri dâhil bütün yayınlarda ciddiyetle uygulanmalı, özendirici sahnelere ağır müeyyideler konulmalıdır." ifadelerini kullandı.
"İslam Kültür Külliyatında önemli bir yer tutan eserlere örgütsel doküman muamelesi yapılması hukuksuz bir uygulamadır"
İslami kitapların "örgütsel doküman" olarak gösterilmesi olayını değerlendiren Sağlam, "Geçtiğimiz günlerde Mersin'de FETÖ'ye yönelik gerçekleştirildiği belirtilen bir operasyonda, hadis ve tefsir kitapları örgütsel doküman adı altında Mersin KOM Şubesi'nde sergilendi. Kütüb-ü Sitte, Hak Dini Kuran Dili ve İslam Fıkhı Ansiklopedisi gibi İslam Kültür Külliyatında önemli bir yer tutan kitaplara örgütsel doküman muamelesi yapılması, 28 Şubat döneminde yapılan hadsiz ve hukuksuz uygulamaların tekrarıdır." dedi.
"FETÖ bahanesiyle İslami değerlere terör kaynağı muamelesi yapmak, FETÖ'nün yaptığından daha büyük bir cürümdür"
Söz konusu tutumun İslam'a hakaret olduğuna dikkat çeken Sağlam, "İslam Kültür Külliyatını temsil eden kitapların suç unsuru olarak örgüt vitrinine alınması, İslam'a ve İslami değerlere hakarettir. Bu nedenle yetki sahibi herkes hassasiyetle bu konuya eğilmeli ve bu tür hadsizliklere fırsat verilmemelidir. FETÖ bahanesiyle İslami değerlere terör kaynağı muamelesi yapmak, FETÖ'nün yaptığından daha büyük bir cürümdür." şeklinde ifade etti.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.