Sağlıkçılar adil bir döner sermaye istiyor
Sağlık-Sen Gaziantep Üniversitesi Şube Başkanı Cuma Kerkez, tüm sağlık çalışanlarının ortak sorunu olan döner sermaye sistemi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Şahinbey Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi önünde bir araya gelen sendika üyelerine sağlıkçılar da destek verdi.
Sağlığın, kamunun vatandaşlarına vermekle yükümlü olduğu hizmetlerin en önemlileri arasında yer aldığına dikkat çeken Kerkez, “sosyal devlet” ilkesinin esas alındığı ülkelerde her bir vatandaşın, sağlık çalışanları eliyle sunulan hizmetlerden eşit bir şekilde yararlandığını vurguladı.
“Sağlık sistemini çalıştıran sağlık çalışanlarıdır”
Türkiye’nin, dünyanın en kapsamlı ve en donanımlı sağlık sistemlerinden birine sahip olduğunu dile getiren Kerkez, “Pandemi sürecinde bir defa daha test edilen bu sistem, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştır. Elbette sistem ne kadar iyi olursa olsun ve ne kadar teknolojik donanıma sahip bulunursa bulunsun, onu işleten, ayakta tutan, memnuniyeti had safhaya yükselten, fedakâr sağlık çalışanlarıdır. Bu manada sağlık çalışanları ordumuz, pandemi süreci öncesinde olduğu gibi salgına karşı canları pahasına yürüttükleri amansız mücadelede de bu hakikati tüm çıplaklığıyla ortaya koymuşlardır. Açıkça söylemek gerekirse sağlık sistemimiz, kutsal görevlerini her koşul ve şartta üstün fedakarlıklarla yürüten sağlık çalışanlarımız sayesinde milletimizin sığındığı en güvenli liman olmuştur.” dedi.
“Döner sermaye sistemi sağlık çalışanlarının en temel sorunudur”
Hemşiresinden doktoruna, ambulans şoföründen sağlık teknikerine yüz binlerce sağlık çalışanının alın terinin karşılığını alamadığına dikkat çeken Kerkez, “Hemşiresinden doktoruna, ambulans şoföründen sağlık teknikerine yüz binlerce sağlık çalışanının ortak alın teri, bu limanın yegâne can suyudur. Bu limanda sağlık hizmetleri o kadar bir ve bütün yürütülmektedir ki işi, unvanı, statüsü ne olursa olsun her bir çalışanın alın teri, bir diğerinin tamamlayıcısıdır. Bir diğer ifadeyle, sağlık hizmetlerinde sunulan hizmetin, verilen emeğin, dökülen alın terinin tamamı ortaktır ve tüm çalışanlarındır. Sağlık hizmetlerinin külfetinde söz konusu olan bu ortak paylaşım, ne yazık ki dökülen ortak alın teriyle yeşeren nimetin paylaşımında yerini haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe, huzursuzluğa ve umutsuzluğa bırakmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların ana kaynağını döner sermaye sistemi oluşturmaktadır.” diye konuştu.
“Sistem, hekimler ve hekim dışı sağlık çalışanları arasında hakkaniyetli davranmıyor”
2004 yılında sağlıkta yeni döneme geçiş sürecinde önemli sorunların çözümünde anahtar rol görmesi amacıyla tüm sağlık tesislerinde uygulanmaya başlanan döner sermaye sisteminin, ilk yıllarda başarıyla uygulandığını ancak gelinen noktada işlevini yitirip, kronik bir sorun halini aldığına dikkat çeken Kerkez, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu sistem nedeniyle özellikle son 6-7 yıldır, meslek ve unvan bazındaki farklı hak edişler, sağlık çalışanları arasında memnuniyet sınırlarının ötesinde ne yazık ki kargaşaya yol açmıştır. Sistem gerek hekimler arasında gerekse hekim dışı sağlık çalışanları arasında dengeli ve hakkaniyetli bir paylaşıma imkân vermemektedir. Vicdanları yaralayan aynı acı durum iller, hastaneler ve birimler arasındaki sağlık çalışanları için de geçerlidir. Sorun ne yazık ki her geçen gün daha da büyümekte ve içinden çıkılmaz hal almaya doğru ilerlemektedir. Endişemiz ve aynı zamanda umudumuz, sağlık sistemine dolayısıyla insanımıza zarar verici noktalara ulaşmadan çözüme kavuşmasıdır.”
“Hakkaniyetle, adaletle ve vicdanla bağdaşmayan düzenlemeleri kabul etmiyoruz”
Çözüm amaçlı palyatif tedbirlerden bir sonucun çıkmasının mümkün olmadığını belirten Kerkez, “Mart ayı başında, yönetmelik değişikliğiyle yürürlüğe konulan uygulama bunun en son örneğidir. Bu yönetmelik değişikliğiyle, kısmi çözüm bir yana, sorunun derinliği ve yakıcılığı daha da artmıştır. Şöyle ki yapılan değişiklikle birkaç meslek grubunun lehine adım atılırken, sayıları yüz binleri bulan hekim dışı sağlık çalışanları tam bir hayal kırıklığına uğratılmıştır. Hakkaniyetle, adaletle ve vicdanla bağdaşmayan bu ve benzer düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Döner sermaye uygulamasındaki ana kurgu değişmeden, emek ve alın teri temelli dengeli ve adil bir paylaşım gözetilmeden, sistemin teşvik ediciliği her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmeden ortaya konacak her bir düzenleme, sorunun derinleşmesinden başka bir işe yaramayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Perfomansa dayalı ek ödeme sistemi adil ve hakkaniyetli değil”
Salgınla mücadele sürecindeki uygulamalarda da benzer olumsuzlukların yaşandığını belirten Kerkez, “Bakanlık sürecin en başında, performansa bakmaksızın belirlemiş olduğu usul ve esaslar çerçevesinde, pandemiyle mücadelede direk yer alan hekimler için tavandan, diğer hekimler için ise, kadro ve unvanlarına göre tavanın yüzde 45 ile 75 aralığında, hekim dışı sağlık çalışanları için ise, tavandan ek ödeme verileceği yönünde karar aldı. Ancak perfomansa dayalı ek ödeme sisteminin adil ve hakkaniyetli olmadığı, mevcut sorunları çözücü özelliğinin kalmadığı, ihtiyaçları karşılamadığı gibi nedenlerle, zorlu salgın günlerinde sağlık çalışanlarında ciddi huzursuzluklara yol açmıştır. Daha vahimi, salgın süresince, hakkaniyetli olmasa da tüm sağlık çalışanlarının yararlanacağı açıklanan ek ödeme desteği, alınan yeni bir kararla, salgınla mücadele eden sağlık çalışanları ile sınırlandırıldı.” ifadelerini kullandı.
“Palyatif adımlar, sorun ve memnuniyetsizlik üretmeye devam etmektedir”
Üç aylık dönemi kapsayan ek ödeme desteği uygulamasında da süre uzatımına dair yeni bir karar olmadığı için 15 Temmuz itibarıyla sona gelindiğini ve bu yanlıştan ise, acilen dönülmesi çağrısında bulunan Kerkez, sağlık çalışanlarının salgınla mücadelesinin devam ettiğini belirtti.
Kerkez, “Sağlık çalışanları, hiç olmazsa salgınla mücadele süresince, uygulamadaki haksızlıkların giderilip ek ödeme desteğinin her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmesini beklerken, 15 Temmuz itibarıyla uygulama sona ermiştir. Salgınla mücadelede cephenin en ön safında yer tutan ve hatta canlarıyla bedel ödeyen sağlık çalışanlarının hiçbiri, bu tür haksızlıkları kabul etmemektedir. Palyatif adımlar, sorun ve memnuniyetsizlik üretmeye devam etmektedir. Sistem çalışanların bir kesimini maksimum düzeyde memnun ederken, bir diğer kesimini daha az memnun ederek veyahut memnuniyetlerini sıfırlayarak sağlıklı bir şekilde sürdürmek mümkün değildir. Neticede her bir sağlık çalışanı aynı işi yapmasa da aynı sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve risklere karşı aynı göğsü geriyor.” dedi.
“Sağlık çalışanları arasında ayrım yapan döner sermaye sistemine son verilmelidir”
Salgın sürecinde virüsün, riskin, tehdidin cephede ve sahada ayrım yapmadığının altını çizen Kerkez, şunları kaydetti:
“Sağlık hariç hiçbir kamu hizmetinde, aynı işi yapmasına, aynı saat çalışmasına ve aynı statüde olmasına rağmen farklı ücret alan bir çalışana rastlamak mümkün değildir. Sonuç olarak fedakâr sağlık çalışanları arasında ayrım yapan, hak gasp eden, alın terini yok sayan, bu çarpık döner sermaye sistemine bir an önce son verilmelidir. İnsan hayatını, insan sıhhatini konu olan bir kamu hizmeti, kangren halini almış böylesine büyük bir sorunla sağlıklı işleyemez. Kamu hizmetlerinde çözüm yerine sorun üreten bir sistem, sadece çalışanları değil, herkesi sorunun bir parçası haline dönüştürür ve belli bir aşamadan sonra herkese zarar verir. Sağlık sistemini tehdit eden döner sermaye sistemi maalesef hızla bu yönde ilerliyor. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını sarsan, iş barışını ve huzurunu olumsuz etkileyen, hak kayıplarına yol açan ve çalışanları meslekten soğutan döner sermaye sisteminin bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz ve bu yöndeki çağrımızı bir defa daha tekrarlıyoruz. Hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması mümkündür ve bunu her platformda muhataplarımızla paylaştık.”
“Sağlık çalışanlarının yüzü gülerse Türkiye güler”
“Sağlık çalışanları manevi olarak çökmüş durumda, birde maddi olarak çökertmeyiniz” diyen Kerkez, “Bu salgın sürecinde tüm sağlık çalışanlarımızın maddi kayba uğramaması için denge tazminatının merkezi bütçeye aktarılarak mağduriyetinin giderilmesi ve hastanelerimizin ekonomik sıkıntı yaşamaması için önem arz etmektedir. Yol yakınken bu yanlıştan bir an önce dönülmeli ve sağlık çalışanlarının yüzü güldürülmelidir. Unutulmamalıdır ki sağlık çalışanlarının yüzü gülerse Türkiye güler.” ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.