‘Sahipsiz ekonomi kaptansız gemi gibidir!’
Türkiye’de seçimle birlikte oluşan tablonun ardından ekonomiyle ilgili hızlı kararların alınması gerektiğini belirten Prof. Alkin, sahipsiz ekonomiyi kaptansız gemiye benzetti.
Çukurova Genç İşadamları Derneğinin (Çukurova GİAD) Gelişim Atölyesi Toplantısı’na konuşmacı olarak katılan İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, dünya ekonomisinin düşük hızda büyüme, cari açık sorunu, tüketicinin ekonomiye güvensizliği gibi sorunlarla baş etmeye çalıştığını belirterek, Türkiye’nin seçimle birlikte oluşan tablonun ardından özellikle 2015-2018 yılları ekonomisiyle ilgili hızlı kararlar alması gerektiğini söyledi.
Alkin, sahipsiz ekonomiyi kaptansız gemiye benzetti ve geminin karaya oturmaması için hızlı kararların alınması gerektiğini vurguladı.
“Seçim Sonrası Senaryoların, 2015’in 2’nci Yarısında Türkiye ve Dünya Ekonomisi” konulu toplantıda konuşan Prof. Dr. Alkin, 6’ncı yılı geride bırakan küresel ekonomik krizin ardından dünya ekonomisinin “Gelişmiş ülkelerde düşük hızda büyüme ve gelişmekte olan ülkelere etkisi”, “Yüksek likidite-düşük faiz ve gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değer kazanması, cari açık” ve “Aşırı paranın küreselleşmesi ve balon riski” sorunlarıyla mücadele ettiğini söyledi.
7 Haziran’daki seçimden sonra oluşan siyasi tablonun da karışıklık gösterebildiğini belirten Prof. Dr. Alkin, iş dünyasının AK Parti-CHP koalisyonu istediğini, bunun yanında AK Parti-MHP koalisyonu da olabileceğini, ancak, partilerin kırmızıçizgileri nedeniyle koalisyon kurulamayıp, Türkiye’nin yeniden seçime gidebileceğini söyledi.
Koalisyon veya yeniden seçim fark etmeksizin, her şartta Türkiye için yapılması gereken en önemli şeyin ekonomiyi aksatmayacak kararlar alınması olduğuna dikkat çeken Alkin, hızlı bir suda kaptansız giden gemiye benzettiği Türkiye Ekonomisi’nin kaptan köşkünde mutlaka dümenin başında birinin olması gerektiğini vurguladı.
“Siyasi üslubun yumuşatılması gerekiyor”
Gezi Parkı olaylarından bu yana Türkiye’nin siyasi yarılma yaşadığını da hatırlatan Alkin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu siyasi yarılmanın tedavi edilmesi ve toplumun geniş bir kesiminde normalleşme sürecinin başlaması ve siyasilerin son 2 yıldır Türkiye’de birbirlerine karşı kullandıkları siyasi üslubun yumuşatılması gerekiyor. Bunun yumuşatılması için de anlaşamadığı bilinen iki partinin (AK Parti, CHP) geniş tabanlı koalisyonu bu siyasi üslubun normalleşmesi, tansiyonun düşmesi ve toplumdaki bu gerilimin azalması anlamında yararlı olabilir. MHP’nin duruşu çok net. MHP çözüm süreci, HDP’nin içinde yer aldığı hiçbir formülde yer almayacağını açık ve net ortaya koyuyor. Bu nedenle teorik olarak AK Parti-CHP koalisyonu çözüm sürecinin belli bir makuliyette üzerinde çalışılması ve devam etmesi anlamında da önemli olabilir. AK Parti’nin de başta kendi seçmeni olmak üzere Türkiye’den verilen mesajı aldığını göstermesi lazım ki bir buluşma olsun. Türkiye’nin tekrar buluşmaya, tekrar kucaklaşmaya ihtiyacı var. Bu ekonomi için de çok önemli.”
“İnsanlarımız işsiz kalacakları korkusu yaşıyor”
Ekonominin yolunda gitmesi için tüketici güveninin de önemli olduğuna dikkat çeken Alkin, yatırımcılar ve tüketicilerle yapılan görüşmelerin ardından açıklanan Reel Kesim Güven Endeksi ile İktisadi Yönelim Anketi’nin birbirine ters sonuçlar içerdiğini söyledi. İş dünyası, sanayiciler, yatırımcılar, “İstihdamı hala korumaya çalışıyoruz” derken, tüketici güven endeksinin Türkiye’de 2008 küresel ekonomik krizinden de kötü durumda olduğunu ifade eden Alkin, “Şu anda Türk Toplumu’nun tüketici güveni ağır ekonomik kriz yaşadığımız dönemlerin bile altında. Ekonomik kriz yaşanmıyor, ama, insanlarımız işsiz kalacakları korkusu yaşıyor. Böyle bir şey olmaması lazım. Tüketici güvenini iyileştirmemiz lazım. Bu travmayı AK Parti-CHP koalisyonu çözebilir” ifadelerini kullandı.
Ekonomik Büyüme
Nüfus ve ekonomik dinamikleri nedeniyle Çin ve Hindistan’ın haricindeki ülkelerde gelişmekte olan ekonomilerin büyüme sorunu yaşadığına da dikkat çeken Alkin, “1990 ile 2007 arası, yani küresel kriz patlak vermezden evvel dünya ticaretindeki ortalama büyüme yüzde 7 imiş. Şu anda büyüme bu ortalamanın yarısında gidiyor. Dünya ticaretindeki büyüme hiçbir ülkeyi tatmin edecek durumda değil. Türkiye’ye bakarsak. Biz, dünyanın en zor anlarında kendi işimizi zorlaştıracak şeyler yapıyoruz. Şu anda dünyanın ekonomisi 2015-2018 dönemini sıkıntısız atlatabilmek için çabalarken, biz oturmuş ‘koalisyon kurulacak mı, kurulmayacak mı ?’ derdindeyiz.”dedi.
“Kaptan köşkünde birilerinin olması lazım”
Şu anda göreve gelecek yeni bir hükümetin 2015-2018 için bir model çıkarması lazım. Huninin dar yerinde su hızlanmış, gemi kontrolünü kaybederse kayalıklara çıkar. Bizim bu süreci sakin geçmemiz gerekiyor. Ama kaptan köşkünde birilerinin olması lazım. Boğaza gemi yaklaşıyor, içeride gemi yolcuları kimin kaptan olacağına karar veriyor. Şu anda kaptan olacak adam gereken oyu almamış. Şu iki kaptanı çıkaralım kaptan köşküne diyoruz. Tamam çıkaralım. 2016’ya uzarsa bu iş, 2 kaptanı bulmuştuk ama olmadı, karaya oturduk. Bir an önce kaptan köşküne çıkılması, ekip oluşturulması, rota çizilmesi, birinin komut vermesi lazım. Tamam bürokratlarımız da var ama maalesef ki bürokratlarımız pek inisiyatif almak istemiyor, komut bekliyorlar.” şeklinde konuştu.
Toplantıyı, üyelerin yanı sıra Adana Ticaret Odası Başkanı Atilla Menevşe, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, KKTC Fahri Konsolosu Ali Şakir Tiltay da izledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.