Sahur yapmamak dikkat kaybı ve halsizlik nedeni oluyor
Ramazan ayı ile ilgili önemli tavsiyelerde bulunan uzmanlar, özellikle sahurların yapılması gerektiğini belirterek geceden yemek yemenin sahur yerine geçmediğini vurguladı.
BURSA- Ramazan ayı ile ilgili önemli tavisyelerde bulunan uzmanlar özellikle sahurların yapılması gerektiğini belirterek geceden yemek yemenin sahur yerine geçmediğini vurguladı.
Ramazan ayı son birkaç senedir olduğu gibi yaz aylarına denk geliyor ve uzun açlık saatleri ve sıcakla mücadele bizleri bekliyor. Bu da demek oluyor ki, özellikle bu sene de olduğu gibi daha sıcak aylara denk gelen Ramazan dönemlerinde, beslenme alışkanlıklarına çok daha fazla dikkat etmek gerekiyor.
Ramazan ayına dair toplumdaki en sık yapılan hatalardan biri, iftar ve sahurda tercih edilen karbonhidratlı gıdaların daha uzun süre tok tutacağını düşünmek. Halbuki bu karbonhidrat ağırlıklı beslenme acıkma süresini kısaltıyor ve kilo alımına neden oluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu, Ramazan döneminin kilo almak ya da sağlıksız olmak anlamına gelmediğini, aksine gerekli şekilde tutulan orucun vücut için yararlı bir süreç olduğunu belirtti.
Ramazan döneminde yeme alışkanlıklarının tümüyle değiştiğine işaret eden Diyetisyen Hamzaoğlu, “ Tok tutar düşüncesiyle yağlı ve karbonhidratlı gıdalara ağırlık veriliyor, acıktırır korkusuyla meyve ve sebzelerden uzak duruluyor. Ancak özellikle Ramazan’ın sıcak aylara denk geldiği bu dönemde sürekli olarak yağlı ve hamur işi gıdalarla beslenmek hem vücudu yoruyor hem de kilo alımını kaçınılmaz hale getiriyor. İftarın geç saatte başlaması ve günlük öğün sayısının ikiye düşmesi beraberinde birçok sağlık sorunun da getirebiliyor. Sıcak havlarda tüm günlük açlıktan sonra bir anda ağır gıdalarla mideye yüklenmek, ara öğünler yapmayarak aç ve susuz kalma süresini uzatmak Ramazan döneminde yapılan başlıca hatalar arasında geliyor.”dedi.
Geceden yemek yiyip yatmak sahur yerine geçmiyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu, Ramazan’da tok kalmak kaygısıyla sürekli yağlı ve karbonhidratlı besinlere yönelmemek gerektiğini belirterek, “İftar ve sahur arasında mutlaka ara öğünler koymak ve iftarı az az iki sefer şeklinde bölerek yapmak gerekiyor. Ara öğünlerde meyve ya da sütlü hafif tatlılar tercih edilebilir. Geceden yemek yiyerek yatmak da sahur yerine geçmiyor” diye konuştu.
Ağır işlerde çalışanlar su kaybına dikkat etmeli
İftarda ve sahurda mideyi birden bire fazla yiyecekle doldurmamak gerektiğinin altını çizen Dyt. Hamzaoğlu, “Ani mide gerginliği hem tansiyon yükselmesine hem de nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açıyor. Bu nedenle azar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla yemek yemek gerekiyor. Yemeklerin seçiminde çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden de kaçınmak önemli. Bunların yerine hazmı kolay, mide-barsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve selüloz içeren sebze-meyve ve kepekli ekmek tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalı.”şeklinde konuştu.
Yetişkin bir insanın günde en az 1,5-2 litre su içmesi gerektiğini de hatırlatan Hamzaoğlu, “Ağır işlerde çalışanların oruç tutmaları halinde su kaybına bağlı olarak şok geçirdikleri belirlendiğinden bu çalışanlar iftardan sahura kadar mutlaka yeterli miktarda su tüketmeli.”ifadelerini kullandı.
Sahurda nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Hamzaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sahurda nelere dikkat etmeli?
“Sahur yemekleri azar azar, iyice çiğneyerek yenilmeli. Kahvaltı öğünü gibi düşünülmeli ve hafif besinler seçilmeli. Çiğ sebze, domates, salatalık gibi yiyeceklere mutlaka yer verilmeli. Protein içeriği fazla olan gıdalar, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdiğinden tercih edilmeli. Yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi gıdalar tercih edilmeli. Fazla tuzlu besinler yerine meyve tüketilmeli ve bol su içilmeli. Sahurda sadece su içerek oruç tutulmamalı. Bu şekilde oruç tutmak, yorgunluk ve dikkatte azalmalara neden olabiliyor. Ayrıca aç kalma süresi artacağından metabolizma hız düşüyor ve halsizlik, baş ağrısı gibi etkiler görülebiliyor.”
Hangi durumlarda oruç tutmak sakıncalı?
Kişinin öncelikle sağlık durumunun oruç tutmaya elverişli olup olmadığını belirlemesi gerektiğini de belirten Dyt. Hamzaoğlu, kişinin herhangi tanı konmuş bir rahatsızlığı yok ise veya rahatsızlığı olan kişilerin de hekimi tarafından tutmasında bir sakınca görülmüyorsa oruç tutabileceklerini söyledi. (Zeki Aras-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.