Said Nursi dönemin deccallerinden çekinmedi
Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi Abdukadir Badıllı ağabeyden önemli açıklamalar
Fethi Altun'un haberi:
Bediüzzaman Said Nursi'nin 53. vefat yıldönümü ile birlikte Bediüzzaman’a iade-i itibar yeniden gündeme geldi. Bediüzzaman’ın talebesi Abdukadir Badıllı, "Hiç kimse onun itibarını alamadı ki iade etsin. Ancak çektirilen onca zülüm için meclis bir özür dileyebilir." dedi.
Son zamanlarda iade-i itibar tartışmaları Bediüzzaman Said’i Nursi için gündeme geldi. Yaşadığı dönemde hayatının büyük bir kısmını zindanlar ve sürgün ve esaretlerde geçiren Büyük İslam Alimi ve Risale-i Nur külliyatının yazarı Bediüzzaman Said-i Nursi’ye iade-i itibar vefatının 53. Yıldönümünde yeniden gündeme geldi. Bediüzzaman Said-i Nursi’nin talebesi Abdulkadir Badıllı, meclisin özür dilemesi gerektiğini savunurken Risale-i Nur Akademisi Enstitüsü ve Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Atilla Yargıcı devlet ile vatandaş arasındaki buzların eritilmesi adına Bediüzzaman ve onun gibi mağdur insanlar için iade-i itibarın konuşulması gerektiğini vurguladı.
Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Abdulkadir Badıllı, hiç kimsenin Said-i Nursi’nin itibarını alamadığını söyledi. Bediüzzaman’ın mücadelesinde sonuna kadar baş eğmeden merdanece sürdürdüğünü kaydeden Badıllı, mahkemelerde bile fikirlerini hür bir şekilde ifade ettiğini ve dönemin deccallerinden çekinmeden açıkladığını belirtti. Badıllı, “onun cesareti, onun dim dik dağlar gibi duran azmi sebatı karşısında kimse direnemedi. Risale-i Nurlar dünyaya meydan okuyor her tarafta neşrediliyor. Onun için kimsenin ona engel olduğunu düşünmüyorum.” İfadelerine yer verdi.
"YASAKLARIN KALKMASI İLE KISMEN ÖZÜR DİLENDİ"
Badıllı resmi olmasa da dolaylı olarak yapılan düzenlemelerin özür olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor. Badıllı, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yayınladığı genelge ile Risalelerin mahkemelerden beraat ettiğini dile getirdi. Yıllarca Risaleler için uygulanan baskıların, yasakların kaldırılması ile devletin bir nevi özür dilediğini sözlerine ekleyen Badıllı, “mevcut hükümet ve Turgut Özal zaten özür dilemek şeklinde Risale-i Nuru takipten, yasaktan kurtardılar. Bu bir nevi teşekkürdür, özür dilemektir. Ayrıca meclis adına, mecliste çıkarılan bir kararla onun kabrinin yerinin tesbiti ve özür olursa güzel olur. Söylemeseler de mühim bir durum değil.” şeklinde konuştu.
"ÜSTADIN KABRİ EĞİRDİR’E 2 SAATLİK MESAFEDE"
Said Nursi'nin kabri ile ilgili sorulara cevap veren Badıllı, Üstadın kabri ile ilgili vasiyetlerini Allah'ın zalimlerin eli ile yaptığını ifade etti. "Zalimler zulmedelim derken Allah onun vasiyetini zalimlerin eliyle yaptı" dedi. Kabrinin yerinin değiştirilmesini kardeşine zorla imzalatılan bir dilekçe ile meydana geldiğini sözlerine ekleyen Badıllı, “Abdulmecit’i vilayete çağırıyorlar. O günün kara kuvvetleri komutanı Celal Tural ve diğer generaller Abdulmecit’e dilekçeyi imzalatıyorlar. Abdulmecit adına yazılan dilekçede şu ifadeler geçiyor: "Ben kardeşimi ya Emirdağ ya da Isparta’ya aldırmak istiyorum.’ deniliyor." dedi.
Badıllı, Bediüzzaman’ın na’şının taşınması ile ilgili orijinal dilekçeleri de muhafaza ediyor. Badıllı, Bediüzzaman’ın kardeşinin de naaş taşınmasına eşlik ettiğini hatırlatıyor. Konu ile ilgili Abdulmecit ile detaylı görüştüğünü belirterek mezarının taşındığı yerle ilgili bilgi aktarıyor. Badıllı’ya göre Said Nursi’nin defnedildiği mezarlık Eğirdir’e araçla 2 saatlik mesafede. Üstadın na’şının bulunamamasını da sert dille eleştiren Badıllı, “Nereye defnedildiğini bilmediklerini söylüyorlar. Nasıl bilmezsiniz? Bunun planını siz yaptınız, siz imzalattınız?" diyerek sitem ediyor ve sessizliği namertlik olarak nitelendiriyor.
Risale-i Nur Akademisi Enstitüsü ve Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Atilla Yargıcı da Bediüzzaman’ın yaşadığı sürgünleri hatırlattı. Van’dan Barla’ya başlayan sürgün, hapishaneler ve esaretleri hatırlatan Yargıcı, Üstadın o dönemki yönetimce adeta terörist muamelesi gördüğünü kaydetti. Ererlerinin her zaman barış ve kardeşliğe davet ettiği halde maalesef ülkede kargaşa çıkaracakmış gibi muamele gösterildiğini anımsattı. Yıllarca baskı ve istibdat altında bırakıldığını sözlerine ekleyen Yargıcı, "Devletin milletle kaynaştığını, buzların eridiğini gösterilmesi adına tabi ki Bediüzzaman gibi baskı ve istibdat altında bırakılan büyükler için iadei itibarın gündeme gelmesi iyi olur. Kardeşliğe büyük katkı sağlanır."
Devlet büyüklerinden böyle bir adım atmasını beklediklerini ifade eden Yargıcı, devleti aliyenin böyle bir adımla kendilerini ve milleti oldukça memnun edeceklerini belirtiyor.
Cihan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.