Saldırı ve çözüm aynı karede olmaz!

Saldırı ve çözüm aynı karede olmaz!

Bölgede PKK yandaşları tarafından İslami kurumlara düzenlenen saldırıları değerlendiren siyasetçi ve kanaat önderleri, bu tür saldırılar devam etiği sürece bölgede gerçek bir çözümden söz edilemeyeceğini belirtti.

VAN - Hür Dava Partisi Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Mehdi Oğuz, Gazeteci Yazar Abdulhelim Almalı, Bölgenin tanınan âlimlerinden Molla Fahrettin Aslan ve Sabır-Der Başkanı Faruk Tasan, yıllardır Bölgede Müslüman Kürt halkına yönelik devam eden saldırıları İLKHA’ya değerlendirdi.

 

Bölgede paralel yapıların derin PKK ile işbirliği içerinde olduğuna dikkat çeken Hüda Par Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Mehdi Oğuz, bu tür saldırılar devam etiği sürece bölgede gerçek bir çözümden söz edilemeyeceğini söyledi.

 

“PKK saldırgan geleneğini tarih boyunca sürdürmüştür”
PKK’nin kuruluşundan bu yana Kürdistan’da kendisine rakip olabilecek hiçbir güce tahammül etmeğini ifade eden M. Mehdi Oğuz, “PKK bu gölgede bir oluşuma girerken ister sol cenah ister İslami yapılar olsun kendine rakip olarak gördüğü tüm çevreleri tasfiye etmekle işe başladı. Yani şiddet ve baskı ile kendine bir otorite kurmayı hedef haline getirdi. Bu geleneğini de hiç bozmandan bu güne kadar sürdürüyor. Kürdistan’da kendisine rakip olabilecek hiçbir yapıya müsaade etmemek için elinden gelen her şeyi yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Gerektiğinde katliamlar uygulamış ve her türlü zulmü işlemekten geri durmamıştır. Söz konusu İslami yapılar olunca PKK’nin saldırıları daha da şiddetlenmiş ve İslami çalışmalara sürekli bir düşmanlık politikası gütmüştür. Burada İslami Partilere, STK’lara, camilere, Kur’an Kurslarına, medreselere yönelik sürekli bir düşmanlık içerisinde olmuştur. Bizler bu saldırıların Kürt halkının içerisindeki İslami değerleri engelleme çabası olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

 

“Asıl çözüm halka yönelik saldırıların durmasıdır”
Bu güne kadar İslami yapılara yönelik 200 saldırı yapılmasına rağmen gerek Hükümetin gerekse devletin seyirci konumunda kaldığını ifade eden Oğuz, “200 saldırı söz konusu iken burada hiçbir şekilde hükümet cenahından bir açıklama gelmemiş ve devlet bu güne kadar bu olaylara karışan bir tek faili dahi yakalamıştır. Bu da devlet içerindeki derin yapıların derin PKK ile işbirliği içerinde olduğunu göstermektedir. Bir taraftan çözüm sürecinden, çatışmazlık sürecinden ve silahların susturulmasından bahsediliyor. Bir taraftan da Müslüman Kürt halkının tüm değerlerine, dindar Kürt halkının bütün kurumlarına en acımasız bir şekilde saldırılar yapılıyor. Bombalamalar, kundaklamalar yapılıyor. İnsanlar diri diri yakılmaya çalışılıyor. İnsanlar kaçırılıyor. Örgüt tarafından insanlar haraca bağlanmış durumda. Tam bir baskı ortamı devam ederken sürekli taraflardan yapılan açıklamalarda barış süreci devam ediyor denilmektedir. Çözüm sürecinden kasıt sadece asker ve örgüt üyelerinin ölmemesi ise halka ne olursa olsun mantığını güdülüyorsa Burada gerçek bir barış ve çözüm sürecinden söz edilemez. Asıl çözüm halka yönelik saldırıların durmasıdır.” şeklinde konuştu.

 

"Kürt halkının baskı ve zulüm altına alınmasını kabul etmiyoruz”
Bölgede asla kan gözyaşı ve çatışma istemediklerini de sözlerine ekleyen Oğuz,  “Kürdistan’ın hiçbir yerinde artık Kürt halkının kanının akması, Kürt halkının baskı ve zulüm altına alınmasını kabul etmiyoruz. Bizler de Hür Dava Partisi olarak barış ortamının oluşması noktasında üzerimize düşen her türlü inisiyatifi almaya hazırız. Bugün PKK ile sistem barış süreci yürütüyor bizce bundan daha önemlisi Kürtlerin kendi aralarındaki barış ortamını oluşturmalarıdır.” ifadelerini kullandı.

"

Baskı, dayatma ve halktan zorla oy almakla bir yere varılmaz ”
Yıllardır bölgede yaşanan bu tür saldırıların bir sonuç vermediğini vurgulayan Gazeteci Yazar Abdulhelim Almalı da, artık Kürt halkının yorulduğunu ve bu saatten sonra bir çatışma ortamını kaldıramayacağını ifade ederek, “Tarih hep şahittir ki fanatikler kaybetmişler. yine kaybedecekler. Dolayısıyla bu tür olaylar kimseye fayda sağlamayacaktır. Özellikle saldıran taraf artık aklını başına almalıdır. İnsan hakları çerçevesi içerisinde insana yakışır kendisine yakışır, bölgemize yakışır ve kendi ifadeleriyle demokratik zemine uygun olan neyse o çerçevede faaliyetlerini yürütmelidirler. Tercih hakkını halka bırakmalılar baskıyla dayatmayla halktan zorla oy almakla bir yere varamazlar. Bir sıçrar iki sıçrar üçüncüde perişan duruma düşerler. Bunun için tercih hakkında halkı zorlamadan bırakmalıdırlar. BDP içersinde siyaset yapanlara tavsiyem; mutlaka bu işi durdurmaları, buna engel olmaları gençleri şiddetten ziyade siyasi zemine çekmek için çalışmalarıdır.” ifadelerini kullandı.
 

 

“İslam düşmanları tarih boyunca ilim yuvalarını tehlike olarak görmüşlerdir”
Bölgemizde Kur’an kursları ve medreselerin halkın birlik ve vahdeti için çimento görevi gördüğünü dile getiren Bölgenin tanınan âlimlerinde Molla Fahrettin Aslan da, bu tür yerlerin hep dini muhafaza dini koruma görevi gördüklerini ifade ederek, “Böyle olunca da özellikle din düşmanlarının ilk hedefi bu yerler olmuştur. Yani halkı birleştiren, kaynaştıran vahdeti sağlayan bu yerlerin kaldırılması din düşmanlarının ilk hedefi olmuştur. Günümüzde de bu tür yerler saldırılara maruz kalmaktadır. Saldırıları yapan insanların tek hedefi halkın birliğini, beraberliğini bozmaktır. Dindar Kürt Halkını dininden uzak tutup kendilerine zemin hazırlamak istemektedirler.” şeklinde konuştu.
 

 

Bu işi yapan insanlara da seslenen Molla Aslan, İslami, yapıların varlığının herkes için faydalı olduğunu söyledi.
 

 

“Saldırılar asla amacına ulaşamayacaktır”
Saldırıların asla amacına ulaşmayacaklarını dile getiren Sabır-Der Başkanı Faruk Tasan ise, Sabır-Der’i hedef tahtasına oturtan meselenin, mahallede yürüttüğü aktif çalışmalar olduğunu belirterek, “Bu saldırı özelde Sabır Der’e yapıldıysa da işin içerisinde Müslüman halka gözdağı vermek var. Tabi Sabır- Der’in de mahallede çok büyük çalışmaları var. Bizler Allah’ın izni ile bu çalışmalarımızı katlayarak devam ettireceğiz. Ve bu menfur saldırıların asla amaçlarına ulaşmayacağının bilinmesini istiyoruz.” diye konuştu.
 

 

Öte yandan Sabır Der'e yapılan saldırılardan önce mahallede BDP’li olarak bilinen bazı kişilerin ev ev dolaşarak halka baskı kurdukları yönündeki bilgileri de doğrulayan Tasan, dernekte ders alan çocukların sayısının azalması üzerine ailelerini ziyaret ederek, bu yanlışlara gelmemeleri noktasında bilinçlendirdiklerini dile getirdi.
 

 

Öte yandan söz konusu iddialarla ilgili defalarca aramamıza rağmen BDP Van İl Başkanlığı farklı gerekçelerle sorularımızı yanıtsız bıraktı.   (Murat Dalgın - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.