Salih'ten Bir deve

 Niyet etmek, çalışmak, çabalamak, oraya buraya koşuşturmak, danışmak, fikir almak, bir araya getirmek, somutlaştırıp hayata geçirmek…

On yıllardır kendilerini ifade edemeyenlerin, seslerini duyuramayanların, mazlumiyetlerini haykıramayanların sesi, sözü, sazı olmak…

tarihimizi, özümüzü, hicreti, hayreti, himmeti barındıran bir çalışma…

Yokluğun, yoksulluğun, kanat etmenin, azimetin, fedakârlıkta bulunmanın, feragat etmenin adı…

Vakarın, dik duruşun, tevekkülün, tevazünün olgunlaştığı bir akademi…

Azmin, öğrenmenin, öğretmenin, özgünleşmenin, özgürleşmenin mektebi…

Tarihi, talihi, tarifi değiştiren bir kitap…

Yetişen, yetiştiren, umutları yeşerten, hayalleri dönüştürten bir medrese…

Çok su içen çokça süt veren “ Salih'ten bir deve”…

Yusuf yüzlü Yunus'ların gündem belirlediği bir mekan…

Evimize, gönlümüze, gözümüze, dünyamıza açılan bir pencere…

Evet, inanın abartmıyorum. Dünyada benzer bir hikâyesinin olmadığına inandığım, kuruluş hikâyesini bilen herkesin çok söz söyleyebileceği bir çaba, bir çalışma, belki de bir sevda…

Birkaç çalışanını ve kurucularından bir-ikisini tanıyorum. TV kurma fikrinin oluştuğu ve olgunlaştığı zamanlarda bizler, büyük ekonomik güce dayanmadan, yetişmiş kadrolara sahip olmadan nitelikli bir TV kurmanın imkânsızlıklarını konuşup ahkâm keserken; küçük bir apartman dairesinde çok ama çok mütevâzi imkân(sızlık)lar ile mütevazi adamların koşuşturmasını gördüm bir kardeşimi ziyaret ederken ilk yerlerinde.

Oradan buradan üç beşler ile oluşturulan yürümesi imkânsız bir bütçe…

Gönüldaşlarının büyük bir heyecan ile açılmasını beklediği ve çok şey beklediği ulusal çapta bir Tv için, doğrusu bu şartlarda yola çıkmak mangal gibi yürek, dağ gibi inanç ister.

Ekonomik imkânsızlıkları nedeniyle profesyonel kadroları çalıştıramayan, ancak bu işe yatkın, gönüllü insanların, tabiri caizse “sıfırdan” işe koyulduğu ve televizyonculuğu öğrenmeye çalıştığı, bir kısım çalışanın çiklet satarsa daha fazlasını kazanacağı ücretlerle çalıştığı, tamamen “özverinin” yürüttüğü bir Tv.

Helal-haram çizgisine azami derecede riayet eden, bu nedenle ulusal ve kısmen yerel reklam alamadığı için varlıklarını reklam ile yürüten TV'ler ile yarışan bir TV.

“Sadece doğruları söyleme” yayın politikasına sahip olduğu için reytingleri değiştiren seyircinin algısını değiştirme çabasında olan TV.

Kuruluşunda; devletin, kuruluş yasalarının bütün kurallarını sonuna kadar işlettiği hatta zorlaştırdığı bir TV.

Bir program çekimi için en az beş eleman ve üç kamera ile gitmek gerekirken tasarruf etmek için iki eleman ve bir kamera ile çekime gidilen bir TV.

Bire bir yaşadığım bir anımı anlatmak istiyorum. TV'nin “Ciwar” ve “Umut Kapısı” yapımcılarını tanıyorum. Silvan'ın bir köyüne program çekimleri için gideceklerdi. Misafir olarak beni de davet ettiler. Diyarbakır'ı bilenler bilir. Seyrantepe mevkiinde beni bekliyorlardı. Akşamüzeriydi. Köylüye yük olmamak için bir şeyler yemek istemişler. Oraya vardığımda gördüğüm manzara oldukça dramatikti. Koskoca TV'nin önemli iki programının gönüllü yapımcıları dışarıda kaldırımın orta yerine koydukları meyve kasasının etrafına kümelenmiş, akşam yemeği olarak halka tatlı katıklı simit yiyorlardı, sağ olsunlar bize de yedirdiler. Espri ile karışık “haber olması gerekenler haber yapmaya gidiyorlar” dedim, gülüştük.

Uzaktan biri olarak şahitlik ettiğim bir kısım gerçeklerin yanında daha bilmediğim nice nice sıkıntılarının ve fedakârlıklarının olduğunu tahmin ettiğim bir TV.

Eminim bir kısım okuyucularımız abarttığımı düşünüyorlar. Ama yine eminim ki bu işin temelinde, harcında ve mutfağında olanların ise “hocam sen sıkıntılarımızı doğru dürüst aktaramamışsın” diyecekleri bir TV.

Beşinci kuruluş yılını konuştuğumuz şu günlerde kuruluş aşamasındaki sıkıntı ve imkânsızlıklarının pek değişmediği; çalışanlarının da azminden ve fedakârlığından hiç bir şey kaybetmediği bir TV.

Son olarak şunu söylemek istiyorum ki; özünde ihlâsın, samimiyetin, fedakârlığın, halka hizmetin, doğruluğun olduğu çalışmaların İlahi lütuf ile kat be kat bereketlendiği geçmiş örnekleriyle aşikârdır.

Bir başka yazıda da eleştirilerimizi yapacağımız ümidiyle…

Haydi, bu da reklam olsun! REHBER TV: Türksat 4A batı, Frekans: 12422, Polarizasyon: V(dikey), Sembol Oranı:27500 , FEC: ///4

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.