Sanal Dünyanın Bataklık Yüzü

Allah’ın adıyla…
Sanal dünyanın dezavantajları, onun bataklık yüzüdür.
Sanal dünya dahası internet, altın bir tabaktır. İsterseniz onunla bal ikram edersiniz, isterseniz zehir. Elmastan bir bıçaktır, isterseniz onunla zulmeder mutfakta kullanırsınız. Siz o altın tabakta birilerine bal diye zehir ikram etmemişseniz bile başkaları sizden önce o tabağı kendilerini ve başkalarını zehirlemekte kullandıkları için o tabak zehirlidir. O elmas bıçak birilerinin kanına bulanmış haldedir.


Nasıl mı? Şöyle: Sanal dünyanın kirli yüzüdür bu bahsettiğim, sanal dünyanın bataklık yüzüdür. Yaklaşanı da kirleten, içine çekip yutan yüzüdür bu. Kendisini sanal dünyaya kaptıranın hem maddi hem manevi dünyasını kirletir. Sanal dünyanın bataklık yüzü olan dezavantajlarını, sizin için tespit ettik. Her birinin sonuna eklediğim değerlendirmelerle beraber maddeler şöyledir:


1- İstihbarat Örgütlerinin Sosyal Medya Kullanıcılarını Fişlemeleri:
Yıllardır CIA gibi istihbarat örgütlerinin insanları fişlemek için Facebook’u kullandığı konuşuluyor. En son Gezi parkı olayları gösterdi ki sosyal medyada söylenilenler ve yazılanlar üzerinden fişleme, davacı olma, davalık olma ve tutuklanma olabiliyor.
Nitekim Twitter’da gezi parkı olaylarını provoke etmek suçundan İzmir’de birkaç kişi tespit edilip tutuklandı. En iyi ihtimal, isteyenler çok rahatlıkla insanları kategorize edip fikirlerine göre raporlar oluşturabilir, fişlemeler yapabilir ve arşivler tutabilirler. Paylaşımlarında ve iletişiminde ölçüyü tutturamayıp sloganik ve illegal sayılabilecek paylaşımlar yapan kişiler hiç yoktan başına bela alabilirler. Paylaşımlar ve iletişimin ölçüsünün legal çerçevede olması önem arz eder. Bunun için her ne olursa olsun yasal sınırlar çerçevesinde yazılıp çizilmelidir.


2- Sanal Dünya Müdavimlerinin Zaman İsrafı:Kişi kendisini kontrol edemeyip internetin insafına bıraktığında büyük bir zaman israfı meydana gelmektedir. Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini bilin (Hakim, Müstedrek, 4/341) ve “İki nimet vardır ki insanların çoğu onlar hususunda aldanmışlardır.” (Buharî) hadislerinde Hz. Peygamber, meşguliyetten önce boş vaktin kıymetini bilmemiz için bizi uyardığından bu madde önemlidir. Zaman israfıyla hizmetler, kitap okumaları, aile ilişkileri, arkadaşlık, dostluk, akraba ilişkileri hatta kişinin manevi dünyasının zedelendiğini düşündüğümüzde bunun ehemmiyeti katlanıyor. Sırf bu zarardan dolayı bile olsa mümkün mertebe interneti teşvik etmemek gerekir.
3- Harama Düşme Tehlikesi:


Sosyal paylaşım sitelerinde fotoğraf, video paylaşılabildiğinden dolayı temiz fotoların yanında kirli/müstehcen fotolar, videolar veya reklamlar olabiliyor. Bu hususta profillerdeki (hesaplardaki kişiyi tanıtan resimler) fotoları ve sitenin yanındaki reklamları göz ardı edersek kim ne ararsa onu bulabiliyor. Hatta istemediği, aramadığı, karşılaşmak bile istemediği rezaletlerle de nadir de olsa karşılaşabiliyor.

Rahmetli Abdulcelil Candan Hoca’nın bir kitabında zikrettiği “internet aşkı, babası çıktı” örneği gibi mide bulandıran onlarca, yüzlerce örnek de ayrı bir yana. Fakat bununla birlikte videolar, (reklamlar hariç) fotolar istenmediği takdirde zaten açılmadığı gibi profillerdeki fotoğrafları ve yandaki reklamları görmek istemeyen birisi onları engelleyebilip şikâyet edebiliyor.
“İnananlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar”(Nur-30), emri gereği davranarak “yakıtı insanlar ve taşlardan olan cehennemden sakınmak”(Bakara-24) için sanal dünyanın bataklığıyla karşılaşmaktan mümkün mertebe imtina etmek gerekir.


4- Hayal Kırıklığına Uğratmak:
Kurumlarımızı iyi bilen hüsn-ü zan sahibi kişiler, fikren ve şeklen kurumlarımızı temsil edemeyecek kişilerle karşılaşmaları halinde hayal kırıklığına uğrayabilirler.


5- Kirli, Süfli Fikir ve Ortamların Zihinleri ve Fikirleri Bulandırması:
Sanal dünya başta da belirttiğimiz gibi her şeyin bulunduğu, at izinin it izine karıştığı, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bir dünyadır. Sanal olduğu için tilkilerin aslan kesildiği bir âlemdir. Bin bir zehirli fikrin, küfrün, rezaletin ve cehaletin bulunduğu; binin bir para bile olmadığı bir dünyadır. Onun için nazenin zihinler, çocuklar ve gençler için güvenilir bir ortam oluşturulmadığı takdirde zehirlenmeleri, zihinlerinin bulanması muhtemeldir.


Türkiye’de 26 ilde yapılan bir araştırmaya göre gençlerin günün dörtte birini sanal âlemde geçirmesi ve başka bir araştırmaya göre de gençlerin yüzde 92’sinin interneti kullanıyor olmasından yola çıkarak yüksek hassasiyetli bir endişe içinde olmalıyız. Özellikle bir araştırma sonucunda ortaya çıkan şu sonuç çok korkutucudur:
“Genç yaştaki çocuklar ailelerine göre bilgisayar kullanımını daha iyi bildiklerinden yaptıklarını rahatlıkla gizleyebiliyorlar. Zira gençlerin yüzde 67’si internette ne yaptıklarını ailelerinden gizleyebildiklerini söylüyor.”


Netice, sanal dünyanın bataklık yüzü böyledir. Durumun vahim olduğu ortadadır. Fakat bu sanal dünyanın kirli yüzüydü, bir de pak yüzü vardır. Kirli yüzü durumun vahametinin farkında olmamız açısından önemlidir. Geleceğimiz olan gençlerimize sanal dünyada ve reel dünyada alternatifler, farklı aktiviteler sunmadığımız takdirde gençlerimizi biz istemesek de hangi bataklıklara bıraktığımızı varın siz düşünün. Allah’a emanetsiniz.
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.