Şanlıurfa’da ikinci kez sosyal mesafeli Cuma namazı kılındı
Valilik tarafından belirlenen cami ve alanları dolduran vatandaşlar, alınan Coronavirus tedbirlerine uygun bir şekilde ikinci kez Cuma namazını kıldı.
Peygamber Şehri Şanlıurfa’da, Coronavirus’ten dolayı camilerde belli vakitlerde cemaatle namaz kılma kısıtlamasının kaldırılmasından sonra, vatandaşlar Cuma namazı için camiler ve açık alanlarda saf tuttu.
Haleplibahçe’deki Şanlıurfa Müzesinin yanındaki boş alana seccadeleri ile gelen vatandaşlar, sosyal mesafe kuralına uygun olarak namaz kıldı. Kızılay görevlileri tarafından namaz kılmaya gelen vatandaşlara maske dağıtıldı. Bazı hayırseverler tarafından da seccadesi olmayanlara seccade dağıtıldı.
Cuma hutbesinde “Ahirete İman” anlatıldı.
Hutbenin başında “Kim mümin olarak ahireti ister ve ona ulaşmak için gereği gibi çalışırsa, işte bunların çalışmalarının karşılığı verilir.” (İsra -19) Hadis-i Şerifte ise “Akıllı kişi, kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz kişi ise arzularına uyup bir de Allah’tan bağışlanma umandır.” Ayet-i Kerimesi okundu.
İslam’ın temel esaslarından birinin ahirete iman olduğu ifade edilen hutbede, “Kıyamet gününe, öldükten sonra dirilmeye, hesaba ve sonsuz bir hayatın varlığına inanmaktır. Ahirete iman, insanın niyetlerini, sözlerini, davranışlarını kısacası her anını ve her adımını etkileyen eşsiz bir güçtür. Müminin hayatı, ailesiyle, komşularıyla, iş arkadaşlarıyla, canlı ve cansız bütün çevresiyle ilişkileri, ahiret bilinciyle şekillenir.” diye konuştu.
Ahirete imanı yürekten benimseyen müminin, her işinde Rabbinin koyduğu sınırları ve O’nun rızasını gözetmesi gerektiği belirtilen hutbede, “İmanının gereği olarak salih ameller işler ve güzel ahlakla kemale erer. Kendisini daima hesaba çeker. Kötü sözlerden ve çirkin işlerden uzak durur. Mümin, kâinata ibret nazarıyla bakar. Hayatı ve ölümü, sağlığı ve hastalığı, bolluğu ve darlığı, sevinci ve hüznü imtihan dünyasının bir parçası olarak görür. Yaşadığı her tecrübe, karşılaştığı her hadise, onun için iyilik ve mükâfat vesilesidir. Peygamberimizin ifadesiyle, nimetlere şükreder; bu onun için hayır olur. Sıkıntılara sabreder; bu da onun için hayır olur.” denildi.
Hutbenin sonunda, Kulluk yolculuğunun sonsuzluk durağının ahiret olduğu hatırlatılarak, “Ahiret, bizim asıl yurdumuz ve ebedi meskenimizdir. Dünya’da ektiklerimizi biçeceğimiz, büyük veya küçük, iyi ya da kötü her şeyin hesabını muhakkak vereceğimiz yerdir. Öyleyse ahiret gününe kavuşacağımızın bilincinde bir hayat sürelim. O büyük gün için hazırlık yapmayı ihmal etmeyelim." ifadeleri kullanıldı.
Hutbe, “Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” ayetleriyle bitirildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.