Yusuf AZAD
Seçimi buradan okuyunca
Biraz alternatifsizlikten de olsa 1 Kasım seçimi birçok yönüyle sıra dışı bir özellik taşıdığı, birçok tahminleri ve tahmincileri yanılttığı muhakkak. Gerek seçim sonuçları açısından; gerekse bu sonucun bundan sonraki iç ve dış politikayı ve yaşam alanlarımıza ve standartlarımıza etkisi açısından 1 Kasım müstesnadır ve belki de ezber bozma açısından tez konusu olabilecek niteliktedir. Beş ayda beş milyon oy artışı, MHP'nin silinişi, CHP'nin tükenmişlik anlamına gelen yerinde sayması, HDP'nin puan kaybetmesi, Ak Part'nin on üç yıllık iktidar yıpranmışlığına rağmen tarihinin en yüksek oyunu almış olması dışında zinciri uzatabilecek başka yönleriyle de ezber bozucudur Bir Kasım.
Bakıyorum da Ak Parti muhalifleri seçimden sonra üslupta ve usulde biraz yumuşamış olsalar da Ak Parti başarısını veya kendi başarısızlıklarını, kıymeti harbiyesi olmayan ve avutmayan gerekçeler ile gerekçelendiriyorlar alışageldiğimiz üzere.
Ancak AK Parti'nin yanında yer alanlarda gerçekçi analizlerden uzak, duygusal salvolar ve zaferi sarhoşlukla 1 Kasım Seçimi'ni değerlendirip gerek toplumu gerekse Ak Parti'yi daha doğruya yöneltecek gerçekçi analizlerden uzak değerlendirmeler yapıyorlar. Bundan böyle muhaliflerinin kara muhalefet yapamayacağı, ekonominin güllük gülistanlık olacağı, 2023'e kadarki iki seçimin de açık ara ve % 50'nin üzerinde sonuçlarla Ak partinin lehine sonuçlanacağı, terörün bitirileceği, dış politikada bütün dış güçlerin el pençe kendi politikalarına mahkum olacağı, paralel ve benzeri yapıların diz çökeceği; gibi hususları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar… Asıl değinmek istediğim husus seçimin iki ayrı açıdan okunması gerekliliğidir. İki apayrı sonucu vardır bu seçimin. Kürdistan coğrafyasındaki sonuçları ile batıdaki sonuçları birbiriyle kıyaslanmayacak kadar farklı okunmalı. Evet, batıda gerçekten çok başarılı bir sonuç alındı. Ama Kürtler'in yaşadığı coğrafyadaki sonuçları da aynı minvalde okumak mümkün mü? Değil. Buradan bakınca hiç de öyle görünmüyor. Her ne kadar oylarını bölgede cüzi oranda arttırmış ise de özellikle Güneydoğu'da ve doğunun önemli yerlerinde HDP %60-80 aralığında oy almış. Batı'nın herhangi bir ilinde %20-30 civarında oy almış AK Parti o il için başarısız sayılırken doğudaki iller için nasıl oluyor da başarılı sayılıyor. Seçim güvenliğinin sonuna kadar sağlandığını iddia eden AK Parti'nin bölgede aldığı oylar iki üç il hariç kesinlikle hezimettir ve bu hezimet üzerinden analizler yapılmalı.
HDP 2000'lerden bu yana öyle veya böyle, biraz da AK Parti'nin yanlış bölge stratejileriyle çok geriden geldiği halde oy oranını sürekli arttırarak bugün bölgenin en büyük partisi olmuş durumda. Hendek siyasetine rağmen cüzi oranda oy kaybına uğraması ve halen örneğin bölgenin İstanbul'u olma konumundaki Diyarbakır'da %72 oy almış olması, AK Parti'nin, HüdaPar'ın seçime girmemesiyle de ancak %24'lerde kalması durumun bölge açısından vehametini izah ediyordur herhalde. Ülke genelinde %50 oy almış bir parti için ne önemi var bunun diyebilirsiniz. Çok önemi var. Zira ülkenin sükûneti de suhuleti de, sıkıntısı da kaderi ve kederi de bölgenin durumuna paralel olarak değişmektedir.
Eğer devlet 700 milyar dolarlık bir mücadele giderinden bahsediyorsa, ülkede siyasi kaos çıkarmanın bir tek formülü varsa o da HDP'nin barajı aşmasına bağlı ise, eğer batı Suriye, Irak ve benzeri dış politik meselelerde PKK kartını sonuna kadar kullanıyorsa demek oluyor ki bu kart çok önemli ve her adımınızda ciddi bir ayak bağı olma özelliğini taşımaktadır. O halde bu kartı düşmanlarının elinden almak için başta Kürt Sorunu olmak üzere bölgesel bütün problemleri çözmek lazım. Pekiyi bölgede %70-80 civarında oy almış; Batılı'lara, Doğulu'lara, Marjinal Türk Solu'na, Emperyal Türk Sermayesi'ne payanda olmuş bir partiye ve silahlı örgütüne rağmen bu sorun çözülebilir mi? Kanaatimizce çok zor. Hele Ak Parti'nin mevcut bölge vekil profili ile çok daha zor…
O halde en önemli mesele; bölgede seçim tercihlerinin dengeleneceği ve normal mecrasına döneceği bir “gelecek” stratejisi çizme meselesidir. Bunu yapmak için de seçim sonucunu doğru okumak ya da sonucu “buradan” görmek ve okumak lazım.
Kanaatimizce bir an önce güvenlikçi politikaların ötesinde ve üstünde bir analiz planlama ve pratik ile bölge mercek altına alınmalı ve gerçek, makul dengesine dönmesine zemin hazırlanmalı. Değilse bugünkü okumalar ile ciddi bir sonucun alınacağı mümkün görülmemektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.