Mehmet GÖKTAŞ
Sefere çıkıyorsan gözün arkanda kalmasın
Türkiye sefere çıkıyor, Türkiye Müslümanları dışarı çıkıyor. Hayır için çıkıyor, birilerinin imdadına yetişmek için sefere çıkıyor. Dernek dernek çıkıyor, vakıf vakıf çıkıyor, cemaatler olarak çıkıyor. Bunlardan bir kısmı devlet destekli çıkıyor. Mazlumlara, mağdurlara yardım için sefere çıkıyor.
Elhamdülillah dünyanın neresinde bir felaket varsa bir de bakmışsınız bu ülkenin çocukları oradalar.
Dışarı demişsek de aslında bunların bir kısmı daha önce içeriydi.
Türkiye Müslümanları bugünkü kabuğuna sığmıyor, elbisesine sığmıyor, zaten zoraki giydirilmişti.
Aslında biz Diyarbakır'ı, Batman'ı, Yenikapı'yı da böyle okuyoruz. Dışarı taşan sadece merhamet ve kardeşlik duygularımız değildir. Sevdamız da dışarılara taşıyor. Öyle ya, Muhammedi sevdayı bir ulusun sınırları içine hapsedebilir misiniz?
Hatta bizi sefere çıkaran, dışarıya çıkaran bu sevda değil midir?
Muhammedi sevdayı siz nasıl bir ulus devletle sınırlandırabilirsiniz ki.
Fakat yazımızın başlığına dönelim. Dışarı çıkarken, ciddi bir sefere çıkarken gözümüz arkada olmamalıdır.
Yani evimizin içi konusunda rahat olmalıyız. Evimizin içinde huzur olmalıdır. Evimizin içini huzursuz bırakarak, birilerini gözü yaşlı bırakarak, birilerini ağlar halde bırakarak gidebilir miyiz?
Daha da önemlisi, ev halkını kavgalı ve nizalı halde bırakıp gittiğinizde rahat edebilir misiniz?
Bu ülkede ağlayanlar var, bu ülkede dertliler var. Bu ülkede zulme uğrayanlar, bu ülkede kavgalar ve kırgınlıklar var.
Eğer sizin geride bıraktığınız evin bu durumunu düşmanlarınız biliyorsa iş o zaman daha da değişir öyle değil mi?
Demek istediğimiz odur ki sefere çıkmak güzel bir şeydir, hatta bir yükümlülüktür böyle bir dünyada.
Böyle bir durumda yapmamız gereken öncelikle evimizin içini düzene koymaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.