Mustafa KARAKAŞ
Şehadet nedir ve şehid neden değerlidir?
Şubat ayı malumunuz şehitler ayı…
Türkiye’nin her yerinde STK’lar şehitleri ve şehadet bilincini anlatıyor. Rabbim rızası indinde kabul buyursun.
Peygamberin, (as) kanını misk kokusuna benzettiği şehid neden Allah için bu kadar değerlidir?
Sanırım cevap insanın yaratılış safhasında gizli…
Hani meleklerin “yeryüzünde kan dökecek ve bozgunculuk yapacak birisini mi yaratacaksın?” sözlerine Yüce Allah’ın “ben sizin bilmediklerinizi bilirim” cevabındaki meleklerin bilmediği makamdır şehadet. Evet, melekler insanın bozgunculuğunu ve kan dökücülüğünü bildi; ama meleklerin bilmediği şey ifsad eden insanın karşısında duracak ıslah edici insan modelidir. Ve ıslah edicilerin gerekirse ıslah için can verebilecekleri gerçekliğidir.
Melekler bozgunculuğu durdurmaya karşı “fedanın ne olduğunu bilemezdi”, zira feda ruhu irade ister… Hem de büyük ve özgür bir irade…
Evet, şehit Allah indinde değerlidir, zira meleğin “bozguncu insan tasvirinin” karşısında Allah’u Teala’nın “bozgunculuğu durdurmak için kendini feda eden insan” örnekliğidir. Tabiri caiz ise Allah’u Teala meleklere karşı şehitlerle övünecek “ben sizin bilmediğinizi bilirim“ demedim mi diyecek. “İşte bak şu kuluma! Bozgunculuğu durdurmak için elindeki en değerli şeyi/canını gözünü kırpmadan feda etti” diyecek belki de.
Evet, şehadet barikatları yok etme sanatıdır.
Küfrün/zulmün/şirkin, imanın önüne koyduğu barikatları mukaddes kan ile kaldırma sanatı.
Şehadet, zalimin yüzüne vurulan sana teslim olmayacağız tokadıdır.
Şehadet, batılın/şirkin/küfrün saldırılarına karşı mü’min şahsın geride kalan mü’minler için Beyt-i Atik(özgürlük evi/Kabe) misyonunu yüklenmesidir.
Zillet ve teslimiyet çağrılarına karşı iman bayrağını kanla nakşetmesidir.
Ye’s ve korkudan dolayı ümmetin damarları kurumaya yüz tuttuğunda damarlarındaki kanla izzet ve direniş meş’alesini tutuşturandır şehadet.
Şirkin tevhidi boğmaya çalıştığı bir anda Allah’u Ekber feryadı ile iman edenlerin sinesini dirilten bir ab-ı hayattır.
Şehadet bir iksirdir, bilimin çaresizliğidir. Zira tabiatta ölü olan hiçbir şey tohum saçamazken zahiren öldü sanılanın geriye mesaj, diriliş, direniş, karşı koyuş, ölümsüzlük tohumları serpmesidir.
Müminin damarlarını işgal eden tükenmişlik ve bitmişlik sendromuna karşı yenilginin baş eğmek olduğunu zamana ve zemine haykırma durumudur şehadet. Azmin bileme taşıdır. Fedanın kası, haklı olmanın güçlü olmayı yenebildiği tek mekân, tek zaman, tek andır şehadet.
Şehadet, görünmeyeni canı pahasına görünür kılma durumudur. Vicdanın/imanın akla üstün geldiği, duygunun pazarlıktan arındığı ve insanın maddeden sıyrılıp mana kalıplarından süzüldüğü bir diriliş direniş mektebidir.
Zilletin, izzet elbisesine bürünerek rol çaldığı, maslahat adına put yiyiciliğinin dominant olduğu dönemlerde, İbrahimi baltanın maslahat ve zillet putlarının canına kıymak için kendinden vazgeçtiği ve bir bedene büründüğü andır şehadet.
Şehadet Muhammed ümmetine bahşedilen manevi bir Nuh tufanıdır. Öyle ki müminleri ihya; zalimleri ve tiranları imha eden bir görünmezlik sırrıdır.
Evet, şehadet bir iksirdir. Bilimin, sekülerizmin, ideolojilerin çözemediği “keşke bende olsaydı diye ihtirasla göz koyduğu” Rabbani bir iksir…
Rabbim bu iksirden kana kana içmeyi bizlere ve dahası isteyen tüm Müslümanlara nasip buyursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.