Şehid Abdusselam şehadetinin yıl dönümünde anıldı
Diyarbakır’da 90'lı yıllarda gözaltında işkence edilerek katledilen Şehid Abdusselam İrdem, şehadetinin sene-i devriyesinde mezarı başında yad edildi.
90'lı yıllarda Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra günlerce gördüğü işkenceler sonucunda Rabbine kavuşan Abdusselam İrdem, Şanlıurfa`nın Hilvan ilçesine bağlı Apaydın (Heqêç) köyündeki kabri başında düzenlenen programı ile yad edildi.
Düzenlenen programa, HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Faruk Polat ve dava arkadaşları katıldı. Programa erkeklerin yanı sıra kadınlar da katılarak dua etti.
Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti başladı. Daha sonra Araştırmacı Fatih Atakay, Şehid Abdusselam'ın şehadetinin yıl dönümü münasebetiyle bir konuşma yaptı.
Atakay, konuşmasında şehidin bıraktığı davaya sahip çıkacaklarını vurguladı.
“Bu davanın sahipsiz kalmayacağına söz veriyoruz”
Atakay, “Şehadet yüce bir mertebedir ve bugün Hilvan'ımızın ilk ve tek şehidi olan Şehit Abdusselam İrdem abimiz vesilesiyle burada bulunmaktayız. Şehadet mertebesi ancak Allahu Teâlâ'nın nasip ettiklerine ve takdir ettiklerine kısmet olur; yani şehit olmak herkese nasip olmaz. Ancak şehitlerin hayatlarına baktığımızda, hak etmeyen hiçbir insanın bu yüce mertebeye ulaşamadığını görüyoruz. Öyleyse bizlere düşen nedir? Şehit olmak için yaşamak. Ama Allah kısmet etmezse bile şehit gibi yaşamak. Bugün burada toplanmamızın ve bir araya gelmemizin nedeni budur. Biz, şehidimizin başucunda, Yüce Allah'ın huzurunda şehidimize ve şehitlerimize olan misakımızı, ahdimizi yenilemeye geldik. Allah'ın huzurunda ve şehidimizin başucunda söz vermeye geldik: Ya Rabbi, sen şahit ol! Ey şehidim, sen de rahat ol! Senin ve arkadaşlarının uğrunda can verdiği dava, senden sonra da sahipsiz kalmadı. Allah'ın izniyle biz, bu davanın sahipsiz kalmayacağına söz veriyoruz.” dedi.
“Sana olan vefa borcumuzu ve davana olan vefamızı göstermek için geldik”
Şehid Abdusselam’ın davasına sahip çıkacaklarına dair atıfta bulunan Atakay, “Ey şehit! Uğrunda can verdiğin bu davada bize bıraktığın mirası, hem hayatını hem de davanı öğreneceğiz, yaşadığın gibi yaşayacağız. Bize miras bıraktığın İslam sancağını, bizden sonraki nesillere eğilmeden, bükülmeden, hiçbir engele takılmadan aktaracağımıza söz veriyoruz. Ey şehit! Bizler de uğrunda can verdiğiniz davada dirilen, mücadele eden erler olarak hayatımızın son nefesine kadar mücadele edeceğiz. Biz bunun için buraya geldik, yoksa herhangi bir kabir ziyareti için değil. Yine buraya geldik ey şehit, sana olan vefa borcumuzu ve davana olan vefamızı göstermek için geldik. Buradan ayrıldıktan sonra evimize döndüğümüzde rutin hayatımıza dönmeyeceğiz. Nasıl ki siz davanız için dünyayı arkanıza attıysanız, dünyanın boş ve faydasız yükü altında ezilmediyseniz, sadece Allah'ı ve Resulünü razı etmenin cehd ve gayreti içinde olduysanız, Allah'ın izniyle bizler de aynı bilinç ve şuurla Yüce Allah'a ve Resulüne itaat edeceğiz ve onları kendimizden razı etmek için cehd ve gayret edeceğiz. Senin davanı asla sahipsiz bırakmayacağız.” diye konuştu.
Program dua ile sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.