İsrail'de her yıl Yahudi Soykırımını Anma Günü adı altında bir etkinlik düzenleniyor. Bu etkinliklerde Yahudilerin uğradığı zulümler gündeme getiriliyor, katliam ve soykırımlar yeniden hatırlanıyor.

Bu yıl yapılan anmaya israilli liderler üst seviyede katıldılar ve dünyada “Antizemitizm”in arttığından şikayet ettiler.

İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin korkularını dile getirdi: "Neo-faşist ve İsrail karşıtı güçlerin artması sonucunda müttefik Avrupa hükümetlerinde Yahudi karşıtı kişilerin bulunması, hatta bu hükümetlerin Yahudi karşıtı kişiler tarafından yönetilmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız."

Terör çetesinin başbakanı Netanyahu da ‘Yahudilere karşı 'zehirli bir nefretin' yükseldiğini iddia etti ve "Bu nefret, birkaç gün önce San Diego'da ve ondan önce Pittsburgh'da olduğu gibi sinagoglara yapılan ölümcül saldırılara dönüşüyor" dedi.

Gazze bir “Açık hava hapishanesine” dönüştürülmüşken, Filistin işgali küresel eşkıya Amerika tarafından meşrulaştırılmaya çalışılırken, elleri çocukların kanına bulanmış Siyonist çeteler “Antisemistizm” tehlikesinden söz ediyor.

Peki, nedir bu “semitizm” ve bunun zıddı olan “antisemitizm”, hiç merak ettiniz mi?

“Semitik” kavramı toplu olarak “Sami”leri ifade eder ve bunun içinde Araplar, Süryaniler, Habeşler, Aramiler ve İbraniler vardır. Ama her nedense bu kavram Yahudilere has kılınmıştır.

Antisemitizm kavramı, Yahudi düşmanlığı, Yahudi dinine, ırkına karşı duyulan düşmanlık olarak tarif edilir; ama uygulamada bu tanım esas alınmaz. Yahudiliğe değil, Yahudinin işlediği cinayete değinmek bile bu kavram çerçevesinde değerlendiriliyor.

İsrail terör devleti, katliam, soykırım ve insanlık suçları işliyor ve bu yaptıkları dile getirildiğinde dile getirenler Antisemitizm ile suçlanıyor.

Ortaya şöyle bir durum çıkıyor.

Antisemitizm kavramı Yahudiliği koruma adına Siyonist terör çetesine bir kalkan olarak kullanılıyor.

İsrail’e yönelik her eleştiri, her kınama “Antisemitizm” suçlamasına maruz kalıyor.

“Antisemitizm” suçlamaları “Semitizm”e alan açma argümanı haline gelmiştir diyebiliriz.

Anlam bozulmasına rağmen “Semitik” yani Yahudi dininden ve ırkından olmanın eleştirilecek bir tarafı yoktur. Hatt Hatta Yahudilerin dışından bazı kimselerin de kimi hassasiyetlerinden dolayı “Semitizm” yani “Yahudicilik” yapmaları anlaşılabilir bir durumdur.

Ancak burada anlaşılamayan ya da kabul edilmesi imkansız olan şey şudur:

Altı korkunç hikayelerle doldurulan “Antisemitizm” bahanesiyle insanlara “Semitizm”i dayatma gibi bir durumla karşı karşıyayız.

Ve ilginç olan da şudur.

Hem “Antisemizm”in hem de “Semitizm”in kaynağı Batı medeniyetidir.

Bir dönem baskıcı ve faşist yüzüyle, Yahudileri aşağılayıp katliamlara uğratan, onları süren Avrupalılar dört başı mamur bir “Antisemitizm” ideolojisi vücuda getirmişlerdir.

Şimdilerde ise yine faşist yüzlerini devreye sokup insanları Siyonist vahşete destek vermeye ve Semitizm’e zorlamaktadırlar.

Gazze bombalanıyor, çocuklar ölüyor ve bunu görmezden geliyor Amerika ve Avrupa; ama islami hareketlerin her şeye rağmen Siyonist çetelere boyun eğmemeleri, ölüm pahasına direnişi seçmeleri rahatsız ediyor.

Gazze’den atılan roketlerden dolayı “İsrail’in kendini savunma hakkı var” diyor Avrupa Birliği sözcüleri.

İşgal, ambargo, yasaklı silahlar, sivillere yönelik saldırılar ve katliamlar mı?

Unutmamızı istiyorlar.

Ama gün gelecek kendileri de bunu anlayacaklar.

Semitizm de en az Antisemitizm kadar tehlikelidir.