Dünyanın en zengini olabilirsiniz. Sermayeniz Karun'un sermayesini aşabilir. Hastalandığınızda dünyanın en meşhur doktorlarının yanında tedavi görebilirsiniz. Onlarca kalp nakli, böbrek nakli, akciğer, karaciğer nakli geçirebilirsiniz. Ancak sermayeniz ölümünüzü bir saniye bile geciktirmez. Öyleyse sahip olunan sermaye ile hayırlı işler yapmak ve bu sermayeyi Allah yolunda harcamak gerekir. Bu sermayemiz sadece dünya saadeti sağlamamalıdır. Çünkü nihayetinde ölüm vardır. Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de:

"Hеrhangi birinizе ölüm gеlip dе “Ey Rabbim! Bеni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” dеmеdеn öncе, sizе rızık olarak vеrdiğimiz şеylеrdеn Allah yolunda harcayın. Allah, еcеli gеldiğindе hiçbir kimsеyi asla еrtеlеmеz. Allah bütün yaptıklarınızdan habеrdardır. (Münafikun 10-11)

 ABD'li milyarder iş adamı ve banker David Rockefeller 101 yaşında hayatını kaybetti. Bu şahıs dünya ekonomisinde oldukça nüfuzlu bir isimdi. Amerikan kapitalizmiyle özdeşlemiş şahıslardandı. Kronik kalp yetmezliğinden yaşamını yitirdi.

Bu şahıs 6 kalp nakli, 3 böbrek ve 2 de ciğer nakli operasyonu geçirmişti. 100 yaşına girdiğinde yaptığı açıklamada "200. doğum günümü de kutlamak istiyorum" demişti.

 Kimi insanın elinde olsa 200 yıl değil sonsuza kadar yaşamak ister. Kimi inançlarda ölülerin mumyalanması bundandır. Yahudilerin mallarını sağlam yapmalarının arkasında uzun yaşama düşüncesi vardır.

Kişinin sermayesi dünya ve ahiretin saadetini beraber sağlamalıdır. Bizim daimi dualarımızdan birisi de "Ey Rabbimiz bize dünyada da ahirette de iyilik ver"( Bakara 201) duası değil midir? Bunu bize öğreten rabbimizdir.

Her iki dünyanın saadetini kazanmak için öncelikli olarak iman ve takva sahibi olmak, kazandığımızı helal yollardan kazanmak, helal yollarla helal yerlere harcamak, israf etmemek, sermayemizin zekat ve infakını vermek gerekiyor.

İman sahibi olmayan kişinin kurduğu hayır kuruluşları veya verdiği öğrenci burslarının bu dünyada kendisine faydası olabilir. Ancak onu ebedi kalacağı ateşten kurtarmaz. Ancak iman sahibi kişinin kazancını helalinden kazanması, helalinden harcaması ve vereceği bir hurma yarısı sadakanın kendisine dünyada da ahirette de faydası vardır. Onu Cehennem ateşinden korumaya sebeptir. Madem ölüm haktır ve gelecektir. Öyleyse iman sahibi bizlerin ölüme hazırlıklı olması gerekir. Madem Cehennem haktır ve biz buna inanıyoruz. Öyleyse sadaka ve infaklarımızla kendimizi Cehennem ateşinden korumamız lazım.

Dünya nimetleri birer geçici metadır. Bunlar insana sevimli ve süslü gösterilmiştir. İnsan bunları elde etmek için çabalar ve bu konuda bazen aşırı gider. Bir hırsa kapılır. Bu hırs da onun helal ve haram sınırlarını çiğnemesine sebep olur. Bazen de o mala olan aşırı sevgi bırakın sadaka vermeyi, malın zekâtını bile vermekten alıkoyar.  Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de:

"Nefsani arzulara (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı insanlar çekici ve düşkündürler. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır. (Rasûl'üm) de ki; Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rab'leri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür." (Ali-imran 14-15)

Dünya ve Ahiret saadetini beraber kazananlardan olma temennisi ile Allah'a emanet olun.