Said Çınar
Serok MATTİS!
Bursa il kongresinde HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun ABD-YPG-Türkiye bağlamında kullandığı bazı cümleler, açık-fanatik, gizli-gizemli, mahcup-utangaç, velhasıl tüm versiyonlarıyla Apocuları deyim yerindeyse çileden çıkardı.
Kimisi sadece YPG'ye laf kondurulmasından duyduğu memnuniyeti gündemine aldı; kimisi de laf kondurulmasının oluşturduğu hırçınlıklarını gündeme taşıdı.
YPG-ABD arasında dönen kirli ilişkileri bugüne kadar sorgulama gereği bile duymadan “Emperyalizmle mücadele” ettiklerini sanan “Devrimci tosunlar” ve esen rüzgâra göre yancılık yaparak geçimini sağlayan yancı tayfasının “Devrimcilik” ile “Baş Emperyalist” ABD ilişkisi hususunda gizleyemedikleri coşku selinin herhalde bir izahatı olmalıdır.
Öbür taraftan ABD'nin uygulamaları karşısında her fırsatta öfke nöbetlerine yakalananların da yine “Dost”, “Müttefik”, “Stratejik Ortak” vurgularıyla ilgili çelişkilerini bertaraf edecek bir izahatları da olmalıdır.
Oysa “Devrimciler” ABD ilişkisiyle devrimciliğin nirvanasına doğru hızla ilerlerken, ABD-YPG ilişkisini düşmanca olarak niteleyenler de “Dost ve müttefik”liğin sığ sularında kulaç atmayı sürdürmektedirler.
Hal bundan ibaret olunca ve bütün olarak ele alındığında Zekeriya Yapıcıoğlu'nun sözleri aslında iki tarafın da ABD ile ilişkisini eleştirmek ve ABD'nin tüm sorunların kaynağı olduğu gerçeğine parmak basma üzerine kurulu iken, bazı cümleleri cımbızlamak ve bodoslama atlamak, eleştirilmesi istenmeyen gerçekleri gizlemeye yetmemektedir.
* * *
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, ABD Savunma Bakanı Mattis ile yaptığı görüşmesinden ilginç bir anekdot aktardı. Meğer Mattis, YPG'nin PKK'den ayrı bir şey olduğunu kanıtlamak için “Gerekirse YPG'yi PKK ile bile savaştırabiliz” demiş.
Birinci ihtimal; Mattis Türkiye heyetiyle dalga geçmiş!
İkinci ihtimal; ABD'nin YPG ile oluşturduğu kirli ilişki ağının gerektiğinde PKK içerisinde bile nasıl bir bumeranga dönüşebileceğine vurgu yapmış.
Tam da burada yancısıyla hancısıyla Apocu tüm fraksiyonların devreye girip en azından Zekeriya Yapıcıoğlu'na gösterdikleri tepkinin bir benzerini göstermeleri gerekmez miydi?!
“Hey Mattis!
Atletinden bisküvitine, mermisinden uçaksavarına kadar donattığın YPG savaşçılarını “Demoqratik Kürdistan” için hazırladığını zannediyorduk. Ne o? Aramıza fitne fesat sokup bizi bize karşı savaştırmayı mı hedefliyorsun?” demeleri gerekmez miydi?
Maazallah, hani Zekeriya Yapıcıoğlu konuşmasında deseydi ki; “Bırakın şu YPG'yi. Artık YPG'nin PKK ile bir ilişkisinin olmadığını hepimiz biliyoruz. Hatta öyle ki, ABD isterse YPG'yi PKK'ye karşı bile savaştırabilecek kadar dizginlemiş durumdadır!”
O zaman neler olurdu neler! Kim bilir yancı-hancı fraksiyonu ne kıyametler koparır, ne denli ağır konuşmalar, mesajlar yayınlarlardı. Ama söz konusu “Serok MATTİS” olunca sözlerine “kerametten” başka anlam yüklemek ne yazık ki “Devrimci” jargon içerisinde yer bulabilmiş değil.
Görüş ve Önerileriniz için... [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.