Bağdadi’yi konuşmak şimdilik erken… Gerçi çok bilmiş abilerimiz söylenecek ne varsa ilk günden söylediler bile. Biz kendimizde o cüreti bulamadığımız için hakkında kesin hüküm vermek için olup bitenlerin biraz daha aydınlanmasını bekleyelim diyoruz.
Ne söylediler? Her zaman söylediklerini, yani en kolay olanını, Daeş’i Amerika’nın kurduğunu söylediler. Bu abilere göre zaten hangi örgütü Amerika kurmadı ki? Bu dili, bu ezberciliği çok ciddi ve ilkeli bulmadığımı belirtmeliyim.
Aslında hiç risk almamak, bunun için de hiç konuşmamak işin en kolay yönüdür. Fakat biz yine de bu konuda bize düşen bir yükümlülük olduğunu düşünüyoruz.
Her ne kadar Daeş ve benzer yapı mensuplarının bizleri ve şahsımı tekfir ettiklerini biliyor olsak bile biz onları asla tekfir etmiyoruz, etmeyeceğiz, olsa olsa “yanlış yapan, hata yapan, İslam’a ve Müslümanlara zarar veren kişiler” olarak görmeye devam edeceğiz.
Gerek Türkiye içinde gerek başka yerlerde sergiledikleri vahşetten başka bir kelimeyle nitelenmesi mümkün olmayan şiddet eylemlerini asla tasvip etmiyoruz.
Buna rağmen Amerika kâfirinin binlerce km uzaktan gelip birini Müslümanların topraklarında, işgal edilmiş, viraneye çevrilmiş ülkelerinde katletmesini bir türlü, hazmedemiyorum, kabullenemiyorum.
Yıllar yılı gece gündüz Amerika’yı büyük şeytan, en büyük düşman olarak görüp okuyacağız, okutacağız, sonra onun gelip ümmet coğrafyasında sergilediği vahşet ve cinayetleri göz ardı edeceğiz, bunu onların en tabii hakkı olarak görüp onun kurbanlarının, maktullerinin kimliklerini tartışacağız, ne kadar abes değil mi?
Daha önce de söylediğim gibi keşke Daeş’i bizzat Müslümanlar kendileri bitirseydi. Daha da açıkçası, Daeş ve benzer yapıların çıkmasına gerek bırakmayacak zemini, izzeti ve direnişi gösterebilseydi.