​11 yıldır kızınız bulundu müjdesini bekliyoruz

​Gaziantep’te 2008 yılında bir akrabasının evine giderken kaçırılan ve aradan geçen 11 yıla rağmen halen bulunamayan Gül Gonca Çelik’in acılı ailesi, 11 yıldır kızınız bulundu müjdesini beklediklerini söyledi.

Ankara’nın Polatlı ilçesinde kaybolduktan bir hafta sonra hunharca öldürülmüş halde bulunan Eylül Yağlıkara (8) ve Ağrı'da kayıp olduktan 18 gün sonra dedesinin köyünde ölü bulunan Leyla Aydemir (4) olayları, kayıp çocuklar konusunu yeniden gündeme getirdi.

Türkiye’de yıllardır kayıp yüzlerce çocuk var ve aileleri ise aradan geçen yıllara rağmen yıllardan beri ümitlerini yitirmeyerek az da olsa bir umut bekliyor. Yıllardır çocukları ölü mü sağ mı akıbetlerinin ne olduğunu bilmeyen yüzlerce acılı aile var. Onlardan biri de kaybolduğunda henüz 10 yaşında olan Gül Gonca Çelik.

Gaziantep’te ikamet eden 5 çocuklu Fatma ve Cuma Çelik çiftinin ikinci çocukları Gül Gonca Çelik, 15 Mart 2008 yılında halasına gitmek için evden çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Ailesinin kayıp başvurusunda bulunmasına rağmen başlatılan çalışmalar ise sonuç vermedi. Gül Gonca, aradan geçen 11 yıla rağmen halen bulunamadı.

Kaybolduğunda henüz 10 yaşında olan ve bugüne kadar halen bulunamayan Gül Gonca Çelik'in acılı ailesi, son günlerde gündeme gelen kayıp çocuklar olaylarının ardından, özellikle de küçük Eylül ve minik Leyla’nın ölüm haberleri ile acılarının ikiye katlandığını belirterek, 11 yıldır kızınız bulundu müjdesini bekliyoruz diyerek yıllardır bu acıyı yaşadıklarını belirtti.

11 yıldır kayıp olan kızının akıbetini bilmediğini, her gün Kızınız bulundu ümidiyle hayata tutunmaya çalıştığını belirten Gül Gonca Çelik’in babası Cuma Çelik, yıllardır kızını kendi çabalarıyla aradıklarını ve duyduğu her kayıp haberinde aynı acıyı yeniden yaşadığını belirtti.

“3,5 yıl boyunca motosikletle kızımı sokaklarda adım adım aradım”

Aradan geçen yıllara rağmen hiçbir zaman kızını aramaktan vazgeçmediğini belirten Çelik, “Kızım Gül Gonca, 15 Mart 2008 tarihinde halasına gitmek üzere evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Biz o gün tüm birimlere bildirmemize rağmen kızımla ilgili hiçbir gelişme olmadı. 3,5 yıl boyunca motosikletimle kızımı Antep’in sokaklarında aradım. Ama bir türlü kızımı bulamadım. Halen de kızımı aramaya devam ediyorum. O günden bugüne ben hayırlı bir haber bekliyorum. Ama şu güne kadar maalesef hayırlı bir haber almadım.”dedi.

“Ben halen yaşındaki 10 kızımı arıyorum”

Kızının bulunması ve yıllardır yaşadıkları bu acının son bulması Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere tüm yetkililere seslenen Çelik, “Kızımın dosyasına bir el atılmasını istiyorum. Ben bir baba olarak halen vazifemi yapıyorum, yavrum arıyorum. Ben halen 10 yaşındaki kızımı arıyorum. Ama ben bu ülkede adalet görmedim. 9 Eylül 2011 tarihine kadar kızımın dosyasında kimin imzaları varsa bu dünyada da ahrette de davacıyım. Çünkü benim kızımı aramadılar. Kozluca Mahallesinde hiç kimsenin kapısını çalmadılar. Kızımın gelip gittiği güzergâhta ‘kroki çizdik’ diyorlar. Ama ortada bir kroki yoktur. ‘Aradık’ diyorlar herhangi bir arama kaydı yok. Hep evrak üzerinde düzenleme yapmışlar. Ben bir baba olarak soruyorum; bu kız bir zengin iş adamının, bir vekilin veya bir bakanın çocuğu olsaydı Türkiye’yi ayağa kaldırmazlar mıydı? Kaldırırlardı. Ben kızımı Antep’in neresinde aradılar? ‘Aradık’ diyorlarsa bana delil göstersinler. Ama ben inanmıyorum.”ifadelerini kullandı.

“Ben sadece yavrumu istiyorum”

Kimseden maddi ve manevi bir destek istemediğini ve tek isteğinin ise kızının ölü mü sağ mı olduğunu bilmek istediğini belirten Çelik, şunları söyledi:

“Ben sadece yavrumu istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinde adalet varsa ben yavrumu istiyorum. Benim 24 saatim bu şekilde geçiyor. Diğer çocuklarıma canla başla bakıyorum. Ama ben bu kızımdan da umudumu kesmiyorum. Ben yavrumu arıyorum. Yetkililerden bu konuda kimin ihmali varsa ve kızımı kim aramadıysa ortaya çıkarılmasını istiyorum. Başka bir şeyde istemiyorum.”

“Ben 11 yıldır bu acıyı yaşıyorum”

Son günlerde gündeme gelen kayıp çocuklar olaylarının ardından ve özellikle de küçük Eylül ve minik Leyla’nın ölüm haberleri ile acılarının ikiye katlandığını belirten Çelik, “Allah’ım! Onların ailelerine ve bize de yardım etsin. Ama onların aranmasına bakıyorum, bir de ben kızımın aranmasına bakıyorum lütfen benim kızımın da dosyalarına bakılsın. Benim kızımı neden aramadılar? Allah (Celle Celaluhu) kimseye evlat acısı vermesin. Ben kızımı bulurum umuduyla yaşıyorum. Başka yaşayacak bir umudum yok. Kızımı bulurum umuduyla halen umudum var. Yıllardır da bu umutla yaşıyorum. 11 yıldır bu acıyı yaşıyorum.” şeklinde konuştu.

Acılı anne Fatma Çelik de her gün kayıp kızını bulma umuduyla gözyaşı döktüğünü, kızının elbiselerini koklayıp teselli olmaya çalıştığını söyledi. Tek isteğinin kızına kavuşmak olduğunu belirten anne Çelik, kızının halen hayatta olduğuna inandığını söyleyerek, bir an önce bulunmasını istedi. 

“Her kapı çaldığında kızım geldi zannediyorum”

Çelik, “Ben o gün bu gündür halen kızımı arıyorum. Ümitle ve hayalle her şeyimle kızımı arıyorum. Her kapı çaldıkça Gül Gonca’mdan bir haber mi geldi ve acaba bir bilgi mi var? Biz hep bu hayal ve ümitle yaşıyoruz. Artık kapının çalmasını bile istemiyorum. Telefonlarımız çaldıkça korkmaya başlıyoruz. Ben sadece kızım için bir yardım istiyorum, ömrümü verdim. Ailece hep kızımın üzüntüsüyle oturup kalkıyoruz. Cumhurbaşkanımızdan kızımın dosyasına el atılmasını istiyorum. Benim kızım bir evlat bir can değil mi? Allah (Celle Celaluhu) rızası için benim kızımın dosyasına bir el atsınlar. Vali de çıkıp açıklama yapsın kızım hakkında ne yapılmış ne yapılmamış. Ben sadece canımı ve ciğerimi arıyorum. Kızıma bakmaya dahi kıyamazken, 11 senedir de bu acıyı çekiyorum. Hangi anne ve baba bu acıya dayanabilir? Ben her gün kızımın çantasının, elbiselerinin olduğu odaya girmek istemiyorum. Çocuklar hep beni engelliyor. Elbet kızım bir gün bulunur diye kapının çalmasını bekliyorum ve artık dayanacak gücüm kalmadı.  Bugün olmuş hiçbir şekilde halen kızımdan haber alamadık.”diye konuştu.

“Artık kayıp olaylarını bile duymak istemiyorum”

Her kayıp haberlerinde acılarının arttığını belirten Çelik, “Ben zaten onları gördüğüm zaman ölüp ölüp diriliyorum. Artık kayıp olaylarını bile duymak istemiyorum. Bu kayıp çocukların haberleri televizyona çıktıkça o çocukların, benim çocuğumun sağ salim ailelerine kavuşmaları için Allah’a (Celle Celaluhu) dua ediyorum. Allah (Celle Celaluhu) bu acıyı kimseye yaşatmasın. Ben artık televizyona bile bakmak istemiyorum. Bir kayıp haberi gördüğümde çocuklarımla birlikte oturup ağlıyoruz. Bu çocuklara nasıl ele uzatıyorlar? Bir anne ve baba kendi çocuğuna dokunamazken, bunlar nasıl bu çocuklara bunları yapıyorlar?”diyerek sitem etti.

“Eğer bu dünyada adalet varsa benim kız kardeşimi bulmak zorundalar”

Gül Gonca'nın ablası İslim Çelik ise yıllardır ailece perişan halde olduklarını belirterek, şunları söyledi:

“Bu acıyı çeken tüm anne-babalara Allah (Celle Celaluhu) yardım etsin. Allah (Celle Celaluhu) kimseyi evladıyla imtihan etmesin. Evlat acısı çok zor. Bu da kız kardeşimin odası. Annemin, babamın kesinlikle kız kardeşimin odasına girmelerine izin vermiyoruz. Çünkü anneme babama bu odaya girmek çok zor oluyor. Elimizden geldiği kadar onların bu odaya girmelerine izin vermiyoruz. Benim annem ve babam bu acıyı hak etmedi. Eğer bu dünyada adalet varsa benim kız kardeşimi bulmak zorundalar. Bu ülkede adalet yok mu bulamazlar mı? Bulabilirler. Benim kız kardeşimi yıllardır babam aradı. Kız kardeşimden nerede bir iz bulunduysa hep oraya babam koştu. Hiç kimse benim kız kardeşimi aramadı. Babam hep sokak sokak motosikletle kız kardeşimi aradı.”

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gaziantep Haberleri

Baba ve 2 oğlu depremden 76 saat sonra kurtarıldı
Gaziantep'te art arda deprem
Gaziantep'te 6.4 büyüklüğünde deprem
FETÖ, PKK ve DAİŞ operasyonunda bir zanlı tutuklandı
Gaziantep'te tramvayın çarptığı yaşlı adam hayatını kaybetti