Darbe teşebbüsünün üzerinden bir yıl geçti. Bu zaman zarfında ne yazık ki bazı mahfiller, bazı kesimler 15 Temmuz destanında İslami cemaatlerin rolünü görmezden gelmeye, hatta FETÖ'yü bir cemaat olarak gösterip İslami cemaatleri potansiyel suçlu, güvenilmez kesimler olarak lanse etmeye çalışıyor. Hâlbuki hain teşebbüsün ilk saatlerinden itibaren direnişe öncülük yapıp şehadete koşanlar İslami cemaat mensuplarıydı.
İslami cemaatlere yönelik güvenilmezler algısı geçen sene özellikle halkın devrimini çalmak isteyen, meydana gelen boşluktan faydalanıp ordu ve devletin önemli kurumlarına çöreklenmek arzusunda olan ulusalcı, milliyetçi, Kemalist, Ergenekoncu kesimin gündeme getirdiği, kontrollerinde olan medya organlarında tartışmaya açtığı bir konuydu. Laik kesim bunu sosyal medya üzerinde de uzun bir müddet gündeminde tuttu. Ama aradan geçen bir yılın sonunda görüyoruz ki bu algı hükümetteki en yetkili kişileri bile etkisi altına almış.
Geçen gün, yanılmıyorsam, 15 Temmuz'un yıldönümüydü. Akşam saatleriydi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, devlet kanalında kendisiyle yapılan röportajda aynen şu cümleleri sarf etti: “ Cemaatlerle tokalaşabilirsin. Bu normaldir. Ama asla kolunu onlara kaptırma…”
Bu ne demek biliyor musunuz? Cemaatler oy potansiyeline sahip. Demokratik bir ülkede onlarla tokalaşabilirsin, tokalaşmalısın, çünkü oy deposudurlar. Ama asla onlara kolunu kaptırma, yani onlara güvenme.
FETÖ çetesini örnek verdiği konuşmasında bunları söylüyor Soylu… Yani FETO bir cemaattir. Ona kolumuzu kaptırdık, bakın ne hale geldik? Diğer cemaatlerde de aynı potansiyel ihanet söz konusu…
15 Temmuz direnişinin önderleri konumunda olan, ulusalcı, laik kesimlerin market kuyruklarına girip evlerinin karanlık köşelerinde saklandıkları bir ortamda tankların üzerine çıplak elleriyle yürüyen İslami kesimlere, İslami cemaatlere bundan daha büyük bir haksızlık olamaz. 15 Temmuz destanı esnasında şehit düşen veya yaralanan insanların kimliğini araştırın göreceksiniz ki çoğu İslami şahsiyetlerdir ve yine çoğu İslami cemaatlere mensupturlar.
Ak Parti hükümeti ülkesini kahramanca savunup, dini ve özgürlüğü için ölümü gülümseyerek karşılayan dindar insanları, İslami kesimleri küstürürse kendine zarar verir. Çünkü emperyalist düşmana, dış güçlere ve onların piyonlarına yiğitçe karşı duranlar dindar halktır.
Amerika ve israil'le göbek bağı olan ve 15 Temmuz gecesi Erdoğan'ın devrilmesi için dua eden laik, ulusalcı kesimler, Ergenekoncular fırsatını buldukları an FETO çetesinden aşağı kalmazlar.
Müslüman halkın fedakârlığı ve dökülen kanları sayesinde kazanılan 15 Temmuz zaferini rayından saptırıp, milliyetçi, ulusalcı bir renge büründürürseniz zararlı çıkan sizler olursunuz. İmanlı yüreklerin Allah'u Ekber feryatlarıyla yazdığı bu destanı, “ Demokrasi Zaferi” gibi Batılı, Batıcı kavramlara mal ederseniz yarın öbür gün meydanlarda Allah'u Ekber feryatlarının yankılanmasını boşuna beklersiniz.
15 Temmuz, Müslüman halkın, Allah ve vatan için, İslami değerlerini korumak ve İslam düşmanı güçlere dur demek için al kanlarıyla yazdığı bir destandır. İslami bir direniştir. Ve bu direnişin öncü kadroları İslami cemaatlerdir.
FETO yapılanmasını cemaat olarak görmek İslami Cemaatlere büyük bir haksızlıktır. Şimdiye kadar Türkiye'deki hangi İslami Cemaatin liderleri Amerika'da, saraylarda koruma altında tutulmuştur? Hangi İslami cemaatin binlerce okulu dünyanın her tarafında Amerika ve israil'in, laik rejimlerin desteğiyle kurulmuştur. Hangi İslami cemaat Müslümanlara karşı Amerika ve israil'in saflarında yer almıştır? Hangi İslami cemaat Yahudi ve Hıristiyanlarla hoşgörü köprüleri kurup Papa'yla flört ederken sadece Müslümanlarla kavga etmiştir. Yüz yıllık Türkiye tarihinde hangi cemaat bizzat devlet desteğiyle ordu ve emniyette bu kadar güçlenmiştir?
Beyler, FETÖ'nün aslında İslam'la, İslami cemaat ve yapılarla mücadele etmek için bizzat Amerika tarafından kurulan bir yapı olduğunu, bir CIA projesi olduğunu siz de biliyorsunuz! İslami cemaatlerle mücadele etmek istiyorsanız daha gerçekçi bahaneler bulun. Çok komik oluyorsunuz çünkü…