Diyarbakır’da Özgür-Der tarafından düzenlenen "15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrası Mücadele Fıkhımız" konulu panelde konuşan Rıdvan Kaya, 15 Temmuz darbe girişimini, hevasını ilah edinen zihniyetin ürettiği bir canavarlık hali olarak değerlendirdi. Panele, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra siyasi parti temsilcileri de katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan panele Hamza Türkmen, Rıdvan Kaya ve Abdulhakim Beyazyüz konuşmacı olarak katıldı.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye açısından bir milat olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:
"Sahih bir din anlayışının yerine hevasını ilah edinen zihniyetin ürettiği bir canavarlık haliydi. O zihniyet ki, Rahman’ın sıradan kullarını masumlaştıran, adeta ilahlaştıran bir yaklaşıma sahipti. Dini tanınmaz hale getirmenin ortaya çıkardığı bu zihniyetin insanları nasıl robotlaştırdığına ve bir anlamda canavarlaştırıldığına şahitlik ettik."
Kaya, "15 Temmuz'da halkımız ciddi bir bedel ödedi. Halkımızın genel anlamda İslam’dan yana olduğunu hepimiz kabul ediyorduk. Ama ben bunun için bir bedel ödemeyi göze alabilecek noktasında iyimser değildim. 15 Temmuz'da karşılaştığımız tablo bu yönüyle Rabbimize hamd etmeyi gerektiren bir görüntü ortaya çıktı." dedi.
İslam kardeşliğinin tesisi noktasında çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Kaya, "Müslümanların yeryüzü coğrafyasında tek bir bütün ve kardeş oldukları, birbirleriyle dayanışma içerisinde oldukları bilincinin kendi içimizde ve çevremizde daha fazla güçlendirmek için çaba sarf etmek durumundayız." diye belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin hedefinin İslam ümmeti olduğunu belirten panelin bir diğer konuşmacısı Hamza Türkmen ise “Ayrıca hedef tüm hayatımızı kuşatan yerel ve küresel kapitalizmin, onların sistemi içerisinde çevreye, Türkiye Müslümanlarına ve ümmete yer açmaya çalışan Tayyip Erdoğan misyonuydu. Tıpkı Muhammed Mursi gibi Halit Meşal gibi tüm emperyalist basın, iç ve dış uzantılarıyla bu misyonu diktatör hatta terörist olarak gösteriliyordu.” dedi.
15 Temmuz darbe direnişini ümmetin kazanımı olarak gördüğünü söyleyen Türkmen, konuşmasına şöyle devam etti:
“15 Temmuz darbe girişimine karşı bir direniş oldu. Bu direnişin paydaşları ne dediğimizde, benim görebildiğim kadarıyla nesnel davranacak olursak üç şıkta toplayabiliriz. Saat 10.00-10.30’dan sonra yani olayın darbe olduğu belli olduktan sonra, üstelik darbeyi FETÖ’nün yaptığı da bilinmeyen bir süreçte. Çünkü Türkiye’de bütün darbeler birinci meclis darbesinden bugüne ülkedeki bütün darbeler batıya entegredir ve Kemalist’tir. İslam’a, Müslümanların kazanımlarına düşmandır. Bakın bu bilinçte gerçekten 28 Şubat direniş ruhunu taşıyan, İslami kimlik taşıyan insanlar ilk elde, çağrı olmadan on binlerce insan meydanlara çıktı.”
Panelin konuşmacılarından Abdulhakim Beyazyüz, FETÖ’nün İslami yapıların birçok emeğini heba ederek halkın zihninde İslami yapılara karşı kötü bir algı bıraktığına dikkat çekti.
FETÖ’nün Kur’an’ı hayatın merkezine almadığını belirten Beyazyüz, “Onlar gücü kutsadılar. Hedefe ulaşmak için Müslümanlara ihanet etmeyi, Amerika’nın İsrail’in yanında olmayı, hırsızlık yapmayı, insanlara kumpas kurmayı doğru buldular. Niçin? İktidar olacak daha büyük bir hayrı getirecek düşüncesi olduğu için. Siz şeriata rağmen, vahye rağmen maslahat belirleyemezsiniz.” dedi.
İLKHA