TÜRKAD, UMED, KADEM, 15 Temmuz Derneği ve 15 Temmuz Platformu’nun ortaklaşa olarak Çağlayan Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasıyla Ebubekir Savaşan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Gurup adına basın açıklamasını okuyan Av. Mehmet Sarı, Ebubekir Savaşan’ın Hilal Kaplan’ın Ayasofya-i Kebir Câmi Şerifi açılışında yaptığı paylaşımı alıntılayarak Twitter üzerinden ahlaka ve hukuk kurallarına aykırı bir şekilde saldırı yapıp hakaret ettiğini söyledi.
İşlenen suçun affedilir yanı olmadığını belirten Sarı, saldırganın Twitter üzerinden yaptığı paylaşımla kadına yönelik şiddetin bir türünü sergilediğini belirtti.
“15 Temmuz şehidimiz eşine yapılan alçak saldırılar ve hakaretler milletimize karşı işlenmiştir”
Kadına verilen değerin insan haklarının bir gereği olduğunu ve kadının saygınlığını korumanın insanlık vazifesi olduğunu vurgulayan Sarı, “Müvekkilim Hilal Kaplan 2 çocuk annesi olarak bu ahlaksız saldırılardan mağdur olmuştur. 2 evladın internet ortamında yapılan bu paylaşımları idrak edecek yaşa gelmelerinden dolayı yaşayacakları sıkıntılardan dolayı da üzüntü duymaktadır. Yine 15 Temmuz şehidimiz İbrahim Yılmaz’ın eşi Esma Yılmaz’a yapılan alçak saldırılar ve hakaretler milletimize karşı işlenmiştir.” dedi.
“Saldırgan, ibret olması için en ağır şekilde cezalandırılmalı”
15 Temmuz şehitlerinin 15 Temmuz gecesi hainlerin karşısına bedenlerini siper ederek çıktıklarını hatırlatan Sarı, “Vatan savunması için canlarını siper ederek şehit oldular. Şehitlerimizin geride bıraktıkları ailelerini Türkiye ve Türk milletine emanet etmişlerdir. Şehit ailelerine yapılan saldırılar toplumumuzun vicdanını kanatmıştır. Esma hanımın Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na geçmişte yüzüne karşı yaptığı eleştirilerden dolayı bu şekilde aşağılık bir saldırıya maruz bırakılması vicdanları kanatmıştır. Saldırgan Ebubekir Savaşan, Saadet Partisi Tokat yöneticilerinden olduğu ortaya çıkmıştır. 15 Temmuz şehitlerimizin ailelerinin her zaman yanlarında olduğumuzu ve bu alçak saldırıya karşı hukuki yollara başvuracağımızı buradan açıkça ifade ediyoruz. Ayrıca TCK 125 ve 125/4 maddesi TCK 216 maddesi ve ilgili ceza kanunumuzun düzenlemeleri bakımında resen sürecin soruşturulması gerektiğini ve saldırganın ibret olması bakımından en ağır şekilde cezalandırılması için süreci başlatıyoruz. Buna ilişkin suç duyurusunda bulunuyoruz.” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından konuşan 15 Temmuz Derneği Başkanı Abdurrahman Tarık Şebik, sadece gazeteci Hilal Kaplan ve şehit eşinin değil tüm kadınları hedef alan bir saldırıyı tel'in etmek için toplandıklarını söyledi.
“Hanımlarımıza yönelik hakaretin en ağır şekilde bedeli ödenmeli”
Şebik, “Ülkemizde bir kesimin sürekli kutuplaşmadan, ayrışmadan bahsederken diğer yandan her fırsatta öteki olarak gördüğüne küfür, hakaret, iftira gibi her türlü çirkinliği reva görmesini ibretle izliyoruz. Bunlar sütten çıkmış ak kaşık gibi ha bire başkalarını eleştirip ahlak zabıtalığına soyunan fakat gerçekten saçından tırnağına kadar pisliğe bulanmış ezik tiplerdir. Normal zamanda muhatap almaya dahi gerek görmediğimiz bu karaktersizleri çizgiyi aştıklarında da görmezden gelirsek zehir saçan dilleriyle toplumumuzu ifsat ederler. İşte bugün bu türün en aşağılık figürlerinden birinin adalete hesap vermesi, hanımlarımıza yönelik hakaretin en ağır şekilde bedelini ödemesi için adli makamlar nezdinde girişimde bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Rahmet Erbakan hocanın yolunda yürüdüklerini iddia edenlerin sahtekâr olduklarını vurgulayan Şebik, 15 Temmuz şehit aileleri ve gazilerin kimsesiz olmadığını, onlara dil uzatanlarla sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
UMED adına bir konuşma yapan Gazeteci Halime Kökçe ise sosyal medya üzerinden gazetecilere ve kadınlara yönelik yapılan saldırıların gerçek hayatta yapılandan daha çok tesir ettiğini söyleyerek yapılan saldırıyı kınadıklarını ve bu olayın son örnek olması temennisinde bulunduklarını ifade etti.
“Dijital mecralarda gittikçe normalleşen küfürlü üslup ve içerikler son derece rahatsız edici bir hal alıyor”
Bir kadın olmanın yanı sıra bu memleket için can veren bir şehidin emanet olarak bıraktığı eşi ve bir gazeteciye yönelik söylenen sözleri teessürle karşıladıklarını belirten KADEM Hukuk Kurulu Başkanı Av. Canan Sarı da şu ifadelere yer verdi:
“Küfür, duygu ve düşünce dünyası körleşmiş, nefret ve düşmanlıkla kalpleri kararmış insanların sığındıkları zavallı bir limandır. Kadim Kültürümüzden miras kalan değerlerimiz ve inançlarımız bizleri iyiliği emretmeye kötülükten sakınmaya çağırır. O yüzden özellikle ülkemiz ve İslam âlemi için bu kadar anlamlı, birleştirici bir gün olan Ayasofya-i Kebir Câmi Şerifi açılışında sarf edilen bu ayrıştırıcı ve nefret yüklü hakaret söyleminin kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu kutuplaştırıcı nefret söyleminin aynı zamanda değerlerimize yapılan bir saygısızlık olarak nitelendiriyoruz. Dijital mecralarda gittikçe normalleşen küfürlü üslup ve içerikler son derece rahatsız edici bir hal alıyor. Bu durum karşısında caydırıcı yaptırımlar istiyoruz."
Sarı, KADEM olarak hayatın hemen her alanında karşılaştıkları, sosyal medyada ise salgın gibi yayılan ayrımcılık, aşağılama, küfür ve hakareti durdurmak üzere harekete geçerek “Küfürsüz Hayat Mümkün” isimli bir kampanya başlattıklarını ifade etti.
İLKHA