Cumhurbaşkanı sözcüsünün de açıkladığı gibi 15 Temmuz'da tekrardan meydanlara inilecek. Ve halkımız darbe hakkında bilinçlendirilecek. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek etkinlikler yapılmaya çalışılacak. Geçen yıl ki gözlemlerimizden hareketle bu konuda bazı hassas meselelere değinmek istiyoruz.
15 Temmuz'da meydanlara inecek halk kitlesinin kimlerden oluşacağı üç aşağı beş yukarı bellidir. 'Hayır' diyen cephenin büyük bir oranı yollara düşmüş Maltepe'ye doğru ilerlemekte.... 15 TEMMUZ gecesine kadar bu insanlar büyük bir ihtimal yorulmuş olacaklar. Dolayısıyla 15 Temmuz meydanlarında bunlar geçen yıl olmadıkları gibi bu yıl da olmayacaklar.
Referandumda 'Evet' diyen halkımız ise 15 Temmuz'da yine meydanlara koşacaktır. Fakat halkın bu teveccühü koltuk sevdalılarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Halkla iç içe olmayan, üç kelimeyi dahi yan yana getiremeyen, ırkçı söylemleri ile tanınan, kirli ilişkiler içine girmiş, belediyeleri soymuş, vatandaşı dolandırmış ensesi kalınlardan bu halkı korumak gerekir. Boşu boşuna geldim, bu adamı mı dinleyeceğim dedirtecek karakterli kişiler kesinlikle kürsülerden ve mikrofonlardan uzak tutulmalıdır. Özellikle 15 Temmuz gecesi meydanlarda olan siyasi partilerin teşkilat başkanlarına, STK'lara, kanaat önderlerine söz hakkı verilmelidir.
15 TEMMUZ gecesi meydanlarda yapılacak programın hedefine ulaşması için ciddi istişareler yapılmalıdır. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün nelere mal olacağı bellidir. Ama bunun net bir şekilde anlatılması gerek. Çünkü tehlike halen kapıda duruyor. Bu yüzden birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Şahsi ve siyasi hesaplar yapmadan milli ve manevi bir hassasiyetle bu programlar organize edilmelidir. Şimdi şunu belirtelim ki kimse aldatılacak çocuk değildir. Eğer meydanlardaki programlar iyi planlanmaz, art niyetli, tarafgir, kendi derneği, partisi, teşkilatı dışında kimseye hayat hakkı tanımayan kişilere meydanlar emanet edilirse bu programlar ciddi bir kayba dönüşür.
Cumhurbaşkanının haberi var mı bilmiyorum amma geçen yıl 15 Temmuz için meydanlarda kurulan platformların arkasında ciddi mikrofon kavgaları yaşandı. Saçı başı ağarmış adamların çocuk gibi birbiri ile tartıştıklarına şahit olduk. Bu yıl da olmaması için tüm kesimlerle oturup programdan önce istişare ile planlamalar yapmak gerek. Böyle bir istişare toplantısı şehirlerde aynı amaca hizmet eden cemaatlerin ve siyasi partilerin tanışmasına ve kaynaşmasına, beraber manevra kabiliyetlerinin gelişmesine vesile olacaktır.
Ülkemizdeki İslami cemaatlerin kendilerine has yetenek ve kabiliyetleri var. Her İslami camia farklı bir kulvarda bu millete hizmet ediyor. Bu vesile ile herkes kendi kabiliyetlerine göre diğer cemaatlere de saygı duyarak bu halka bazı şeyleri ispatlaması gerek. FETÖ'yü teröre dönüştüren en büyük sebep hırs ve hasetti. Kendisi dışındaki hiç kimseyi haklı görmeyen, kimseyi beğenmeyen dar görüşlü kişileri, Allah için meydanlarda kurulan platformlara yaklaştırmayalım. Yine meydanlarda kadın ve erkeklerin ayrı olması can vermiş şehitlerimizi de sevindirecektir. Bu meydanlarda yapılacak programlar; Kur'an ile başlamalı dua ile bitmelidir. Irkçı şarkıcılardan, meyhaneci adamlardan, iffetsiz şarkıcı gruplarından meydanlar muhafaza edilmelidir. Çok güzel ilahicilerimiz var. Şairlerimiz var. İstense özümüze layık programlar icra edilerek ümmet bilinci oluşturulur.
Ey milletimiz! Bu ümmetin sana ihtiyacı var. Arakan'da eziyet edilerek şehit edilen mustazaf halkın, Afrika'da susuzluktan ölen çocukların, Yamen'de zalim Suudilerin bombaları ile can veren Ahu Yemen'in, yıllardır bitmek bilemeyen kaostan usanan Irak'ın, Suriye ve Afganistan'ın, Filistin ve Mekke ile Medine'nin senin şefkat eline ihtiyacı var güzel ülkemizin güzel insanı.
Allah, 15 Temmuz ile başlayan direnişi ve zafer lezzetini bütün ümmetin kurtuluşuna vesile etsin.
Selam ve dua ile....