Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Solhan Çağrı-Der tarafından düzenlenen, Vahdet ve Kardeşlik Hz. Muhammed (sav.)’ adlı Kutlu Doğum Etkinliği, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Mevlid-i Şerif okunmasının ardından program, Özlem Ajans sanatçılarından Hikmet Kıyançiçek ve ekibi tarafından seslendirdiği ilahilerle devam etti.
Programa konuşmacı olarak katılan Rehber TV programcılarından Sertaç Tekdal, Hz. Peygamberin hayatından kesitler anlatarak, günümüzde yaşanan sorunların nedeninin Hz. Peygamberin sünnetinden, yolundan ayrı kalışımızdan kaynaklandığını vurguladı.
Tekdal konuşmasına, “Farklı bölgelerde dolaştık, tarihi mekânları gezdik ve gördük ki bu topraklar, bu coğrafya nice medeniyetlere şahitlik etti. Nice medeniyetler gelip geçti. Bu coğrafyadaki medeniyetler hiç kimseye yar olmadı. Şu dünya hepsinin göçüp gitmesi gibi, bu dünyadan bizler de göçüp gideceğiz. Allah Resulu (sav)’e yar olmayan bu dünya, bizlere asla yar olmayacak. Bu dünya dolayısıyla şairin ifadesiyle” son bulacak şu dünya hayatında şu gök kubbe altında hoş bir sada imiş” temel amacımız bu olmalıdır.”diyerek başladı.
“İnsanlık için büyük bir kurtuluş umudu oldular”
Tekdal, “Evet Kutlu Nebi’yi anıyoruz ve onun dizinin dibinde yetişmiş olan ashabını yad ediyoruz. Neden yad ediyoruz. Zira Allah Resulü (sav) ve Ashabı Kiram, vahşetin ve cehaletin hakim olduğu bir coğrafyaya saadet, huzur ve selamet getirdiler. İnsanlık için büyük bir kurtuluş umudu oldular. Zira bugün insanlık aynı o gün olduğu gibi bu kurtuluşa ve bu selamete muhtaçtır. “dedi.
“İslam ümmetinin vahdet ve kardeşliğe muhtaç olduğu bir zaman dilimindeyiz”
Allah Resulü (sav) Ashabı Kiram bu dönem zalimlerin mazlumları ezdiği, zenginlerin fakiri sömürdüğü adaletsizliğin ve zulmün hâkim olduğu bu dönemde, vahdet kardeşlik içerisinde bir saadet asrına dönüştürdüğünü belirten Tekdal, “Bugün İslam ümmeti olarak işte onları yâd ediyoruz. Zira biz yine onlara muhtaç durumdayız. Yine biz İslam ümmetinin vahdet ve kardeşliğe muhtaç olduğu bir zaman dilimindeyiz. Onları yad ederek onları anlayarak ve onları hayatımıza aktararak inşallah bu saadet dönemlerini tesis etme imkanı bulacağız.”diye konuştu.
“Resulullah (sav’a ve İslam’a teslim olanlar saadet ve selamete ulaştılar”
Resulullah (sav) geldiği dönemde insan ve insanlığı izzet ve şerefe dönüştürdüğünü ifade eden Tekdal, “Arap topluluğu bir cahiliye içerisindeydi. Kızlar, erkekler, kadınlar, yaşlılar dört bir yandan üzerlerine zulümler sağanak sağanak yağıyordu. Ama Resulullaha (sav) tabi olan, İslam’a teslim olan insanlar, büyük bir saadet ve büyük bir selamete ulaştılar. Araplar cahiliyeden büyük bir medeniyet inşa ettiler. Cahiliye devrinden büyük bir medeniyete adım attılar ve Müslümanlar da bugünün İspanya’sında Endülüs Medeniyetini inşa ettiler.”dedi.
“Kürtler de Zazalar bu coğrafyadaki zulüm ve vahşetten, İslam’la izzet ve şerefe ulaştılar”
Tekdal, “639’da Hz.Ömer devrinde Amed’in fethiyle beraber bu coğrafyanın İslamlaşmasıyla beraber biz Kürtler de, Zazalar da bu coğrafyadaki zulümattan vahşetten izzet ve şerefe ulaştık. Türkler yine İslam’la beraber büyük medeniyet inşa ettiler. Osmanlı gibi bir imparatorluk dünyaya hükmediyordu ama maalesef bizler tüm etnik unsurlar olarak İslam’ın şemsiyesi altından sıyrıldıktan sonra izzet ve şerefi kaybettik. Oysa Allah Resulune (sav) tabi olmuş Ashab-ı Kiram için zengin fakir ayrımı yoktu. Onlar için Arap-Acem ayrımı yoktu. Onlar için köle-efendi ayrımı yoktu. Hepsi İslam’ın şemsiyesi altında bu büyük medeniyeti inşa ettiler. Büyük saadet ve mutluluğa ulaştılar. Bakın Selma-i Farisi Medine döneminde Mescid-i Nebevide oturdukları bir anda kimi Müslümanlar kendi kabilelerinde kendi soylarından bahsederken sıra Selman-i Farisi’ye gelmişti. O’na sorarlar ‘Senin soyun sopun nedir? Biraz da sen bahset.’ Selman diyecektir ki ‘Ben İslam’ın oğluyum. Zira ben sapıtmıştım ben yoldan çıkmıştım. Ben yolumu kaybetmiştim beni doğru yola ileten Hz. Muhammed (sav) oldu. Ben fakirdim, İslam’la zengin oldum. Ben köle idim Allah Rasulü (sav) beni özgürlüğüme kavuşturdu. Benim bir soyum var o da İslam’dır, başka bir şey söz konusu değildir.’ İşte bu düşünceye sahip Ashab-ı Kiram izzet ve şeref sahibi oldular.”
“İzzet ve şeref ancak İslam’la gerçekleşir”
İzzet ve şeref ancak İslam’la gerçekleşeceğini belirten Tekdal,“Bizim özgürlüğümüz Kürtçülükle olmaz. Türkçülükle de olmaz. Mezhepçilikle de olmaz. Bunların tümü bizi yerin dibine batıracak olan ihtilaflardır ve tefrikalardır. Sadece İslam’dır soyumuz sopumuz ve bu düşünceyle bu anlayışla hareket ettiğimiz müddetçe Kürtler de, Zazalar da, Türkler de, Araplar da birlikte ancak izzet ve şerefle ulaşacaktır. Eğer İslam dışında başka bir yol ararsanız o yollar sizi parça parça eder. Tefrika ve ihtilafa düşersiniz paramparça olursunuz. İşte o nedenle Allah’ın bize çizdiği istikamet bize saadet getirecek olan İslam’dır. Ama maalesef tarih boyunca Araplar da, Kürtler de, Türkler de ve tüm etnik unsurlarda ne zaman İslam’dan uzaklaştılarsa tefrikaya düştüler. Etnikçiliği gündemine getirenler hepsi batının sömürge güçleri altında girdiler ve bugün maalesef Ortadoğu coğrafyası tüm İslam dünyası bu acıyı yaşamaktadır.” Şeklinde konuştu.
Tekdal son olarak şunları söyledi:
” Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulüm etmez, sıkıntı olduğunda onu yalnız bırakmaz, ona ihanet etmez. Eğer bugün Allah uğrunda mücadele eden mümin kardeşlerimiz varsa, Allah Resulünü gerçekleştirmek istediği vahdeti kardeşliği inşa etme adına bir mücadele veriyorlarsa, bir mümin onları yalnız bırakamaz. İslam tamamen cemaat dindir. Eğer İslam’da iyi bir aile eğitimi yaşantısı varsa İslam toplumu tesis edilir. Kur’an’dan kopan gençler bu ümmetin başına bela oluyorlar. Camide yetişen gençler bugün ümmetin umududurlar. Onlar şehit olsalar da Şeyh Said gibi mallarını canlarını feda etseler de onlar bu davadan sırt çevirmeyenlerdir. İyi nesil ancak İslami eğitimle yetiştirilir.”
Program yapılan duayla son buldu.
İLKHA