TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısı ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı kabul edildi.
Başbakan Binali Yıldırım, bütçenin kabul edilmesinin ardından yaptığı konuşmasında, bütçenin TBMM Genel Kuruluna getirilmesi ve görüşülmesinde emeği geçenlere ve katkıda bulunanlara teşekkür etti.
‘128 ülke hakkaniyetli bir duruş gösterdi’
Türkiye'nin girişimleriyle hazırlanan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararını eleştiren karar tasarısının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda kabul edilmesine değinen Yıldırım, 128 ülkenin hakkaniyetli bir duruş göstererek bu kararı kınadığını ve adeta reddettiğini söyledi.
Beklenenin olduğunu ve hakkın yerini bulduğunu kaydeden Yıldırım, “Yanlış hesap Kudüs'ten döner. Nitekim haksız ve insafsız bir karara karşı bütün dünya ülkeleri neredeyse ittifak yaptı. Ülkeler egemenlik haklarını tehditlere, baskılara karşı korumuşlar ve bunların karşısında boyun eğmemişlerdir” dedi.
Yıldırım hiçbir ülkenin keyfi kararlarını dünyanın geri kalanına dayatma hakkına sahip olmadığını belirterek, “Olayın meydana geldiği ilk günde, Cumhurbaşkanımızın Dönem Başkanlığında İstanbul Zirvesi ile tutuşturduğu ateş, bütün dünyada yankılandı ve dünya birden büyük olduğunu bu kez gösterdi. Dün BM'de aklıselimin galip gelmesi çözüm konusunda ümitleri de yeşertmiştir. Bu kararla sadece Kudüs, Filistin değil, insanlığın onuru kazanmıştır. Amerikan yönetiminin hiçbir hukuki meşruiyeti olmayan haksız, adaletsiz keyfi kararı insanlığın vicdanından geri dönmüştür. Hiçbir ülkenin keyfi kararlarını dünyanın geri kalanına dayatma hakkına sahip olmadığı, bir kez daha kesin olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye olarak bu kararın, bu yönde çıkması için büyük gayret gösterdik. Bu çalışmalara katkı sağlayan bütün arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu kararın arkasında duran bütün BM üye ülkelerine teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.
‘Dünya farklı bir döneme giriyor’
Dünyanın farklı bir döneme girdiğini, savaşların, bölgesel ve küresel gerginlikler ile doğal felaketler ve ekonomik belirsizliklerin arttığı bir sürecin yaşandığını dile getiren Yıldırım, bunun yanı sıra ulusal ittifakların azaldığı, ekonomik ve siyasi ilişkilerin daha da karmaşık hale geldiği, korumacılık eğilimlerinin arttığı bir dönemin yaşandığını belirtti.
Diğer taraftan küresel krizden sonra 2017'den itibaren dünya ekonomisinde bir iyileşme ve ticarette bir artışın gözlendiğini anlatan Yıldırım, “Böyle bir ortamda, Türkiye sadece tarihi devlet geleneği olarak hedeflere kenetlenmiş vatandaşlarından oluşan milleti ve işleyen demokrasisiyle değil, aynı zamanda güçlü ekonomisiyle de gıpta edilen bir ülke olmayı sürdürmektedir. Kalkınmamızın önüne set çekmeye çalışanların ve bütünlüğümüzü tehdit edenlerin emellerine ulaşmasına milletimizden aldığımız güç ve aldığımız, alacağımız tedbirlerle asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi sonrasında iç ve dış birçok çevrenin, Türkiye ekonomisinin çökeceğini, bir daha toparlanamayacağını hep söylediğini hatırlatan Yıldırım, FETÖ'cü hainlerin gerçekleştirdiği darbe girişiminin, milletin desteğiyle bertaraf edilmesinden hemen sonra ekonomideki bu olumsuz algıyı yıkmak için harekete geçtiklerini belirtti.
Üstüne basa basa Türkiye güçlü bir ülke, ekonomimiz sağlam temeller üzerinde duruyor, dediklerini anımsatan Yıldırım, aldıkları tedbirler ve attıkları adımlarla ne kadar sağlam bir ekonomiye sahip olunduğunu cümle âleme gösterdiklerini söyledi.
‘Büyümede Çin’i ve Hindistan’ı da sollayarak liste başına oturduk’
Zor bir 2016'yı geride bıraktıktan sonra 2017'de ekonomide başarılara imza atıldığını belirten Yıldırım, ekonomik büyümede bu yılın üçüncü çeyreğinde beklentileri ters yüz ederek bir rekora ulaştıklarını hatırlattı.
Üçüncü çeyrekte son 6 yılın en yüksek büyüme oranının yakalandığına değinen Yıldırım, “Büyümede hep önde giden Çin'i ve Hindistan'ı da sollayarak dünyada liste başına oturduk. Sonuç olarak, 2017'yi tahminlerin ve hedeflerin üzerinde, yüzde 7'yi bile aşabilecek bir büyümeyle tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü, “Yatırımlar artıyor, ihracatta tüm zamanların rekoruna gidiyoruz, istihdamı artırmayı sürdürüyoruz. Yeni yılda yeni tedbir ve teşviklerle binlerce gencimize, kadınımıza, vatandaşlarımıza iş ve aş kapısı açmaya devam edeceğiz. Ülkemiz güçlüdür, ekonomide büyümemiz de artarak devam edecek. Türkiye'nin güçlü olması önemlidir. Türkiye sadece kendinden ibaret değil, aynı zamanda Türkiye 'Filistin' demektir, 'Kudüs' demektir, 'Arakan' demektir, 'Somali' demektir, 'Yemen' demektir. Ülkemiz, dünyanın dört bir yanında haksızlığa maruz kalanların, mağdurların, mazlumların umududur ve umudu olmaya devam edecek. Türkiye'nin güçlü olması demek mazlumların da güçlü olması demektir. İşte bu bilinçle çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz, ekonomideki hedeflerimize kararlı adımlarla gideceğiz.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, 2018 yılında Türkiye ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan yatırım ve ihracata dayalı bir büyümeyi tekrar sürdüreceklerini belirterek, onaylanan 2018 yılı bütçesinin, Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olacağını vurguladı.
Binali Yıldırım, “Hükümetimiz olaylara kısa vadeli bakış açısı ve günlük kaygılarla bakmamakta, ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına ve kalkınmasına odaklanmaktadır. Hazırlıklarını halen sürdürdüğümüz, 2018'de yüce Meclise sunacağımız 11'inci kalkınma planımız da aynı düşüncelerle hazırlanmaktadır” açıklamasında bulundu.
ÇINARINSESİ