2023 Eğitim vizyonu için birçok çalışma yapılmaktadır. Eğitime önem veren bir milletiz. Fatih'i yetiştiren, İstanbul'u fetheden Molla Güraniler, Akşemseddinlerdi. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın derler ya hani…
Aslında Şehzade Mehmet çok hareketli ve asi bir çocukmuş. Hatta Fatihin eğitimi ile ilgili bir iki örnek verirsek mevzuyu daha iyi ifade ederiz inşallah. Babası Sultan Murat devrin en takvalı, derviş, mütefekkir alimi Akşemseddin'i, oğlunun eğitimi için saraya çağırır. Fakat Şehzade Mehmet, dersleri önemsemeden dinler ve hocasını umursamaz tavırlar takınır. Durum, Sultan Murat'a bildirilir. Sultan çok değerli bu İslam aliminin tedrisinden oğlunun mahrum kalmasına razı olmayacağını, Akşemseddin'in bir çare söylemesini ister: Hoca da der ki:'Padişahım! Biz derste iken siz kapıyı çalmadan içeri dalın. Ben de bunun üzerine tabir yerindeyse sizi azarlayarak diyeceğim ki:'Efendi biz ilim ile meşgulken sen nasıl destursuz içeri dalarsın? Çık dışarı ve kapıyı vurarak gir içeri!' deyip seni uyarayım. Siz de bu tavrıma karşılık üzülerek, mahcubiyetle ve özür dileyerek dışarı çıkıp edeple tekrar izin isteyerek içeri giriniz. Bunun üzerine şehzademiz Mehmet'e, Hocaya padişahın dahi sonsuz bir saygı ve hürmeti olduğunu ve olması gerektiğini hal diliyle anlatmış oluruz. Bunun üzerine şehzademiz o umursamaz, müstağni tavrını terk edecektir.' Diyerek bir yol gösterir ve bunu uygularlar. Şehzade Mehmet ilerideki şehirlerin ve gönüllerin Fatihi olacak bir adam olarak yetiştirilmeye başlar.
Aynı şekilde Sultan Murat, sert mizacı ve sopası ile tanınan meşhur Molla Gürani'yi de Fatihi eğitmesi için görevlendirir hatta bayağı uzun bir sopa Fatih'in gözüne bakarak hocasına hediye eder. Eti de kemiği de senindir hocam der ve çocuğunu bu değerli, demire şekil veren ustalar gibi ruhlara şekil veren Molla Gürani'ye teslim eder. İşte İstanbul'un Fatihi Şehzade Mehmet, babasının hocalara ve eğitime verdiği değer neticesinde bir devri kapatıp yeni bir çağ açacak kadar güçlü bir insan olmuş. Eğitimde yerinde ve öğrenciye terbiye verecek bir sertlikte olmasını beceren bu değerli alimin alçak gönüllü, vakur ve kanaatlerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen bir kişiliğe sahip olduğu yazılır.
Günümüzde Sultan Murat misali velilere, Molla Gürani ve Akşemseddin gibi öğrenciyi bir hamur gibi yoğuracak korkusuz hocalara ihtiyaç var. Bakın MEB Bir Milyon Fikir diye bir bölüm oluşturup öğretmenlerden eğitim ile ilgili fikir vermelerini istedi. Bu talebe gelen cevap 42000 civarında. Yani fikrini beyan etmekten çekinen, bir şeyler söylersem sıkıntıya girer miyim, öğrenciye kızsam, öğrenciyi uyarsam başım derde girer mi psikolojisine sokulmuş bir eğitim ordumuz var. Bu orduya tekrar bir özgüven, liderlik, güç, korkusuzluk, kararlılık gibi erdemleri geri vermeliyiz. Öğretmenlerimize minnet duymalıyız. Onların evlatlarımızı eğitmesi için gerekli her imkânı ve yetkiyi öğretmenlere vermek gerektiği kanaatindeyiz. Ama gelin görün ki öğretmen döven bir nesil ve ebeveynler oluverdik. Bu ne cehalet? Yazık… Öğretmeni şikâyet ettirten anlayışı oluşturan, öğretmen aleyhine ha bire haber yapan basın adına yazık! Bu eğitim ortamını yozlaştırıp öğretmenlerimizi itibarsızlaştırmaya çalışan her şerrin müsebbiplerine veyl olsun deriz.
Aslında çok şeyler yazmak istiyoruz. Ama kelimler sınırlı işte! Şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz: Üniversitelerde özellikle eğitim ne durumda? 2023 Eğitim vizyonu hazırlarken bu üniversiteleri, başıboşluktan nasıl kurtaracağız? Fatih olup zulmün kara yüzünü yırtacak nesiller yerine, karanlık dehlizlerde telef olan evlatlarımız için kim ses verecek? Üniversitelerdeki eğitimin zafiyetini, çirkefin yaygınlaşmasını nasıl izah edeceğiz? Özellikle İlahiyat Fakültelerinden yayılan İslam'a aykırı şer fikirleri ve bunların sözcüleri için acaba ne vizyonlar(!) hazırlıyoruz? Evet, eğitim sistemimizin ciddi bir neştere, ameliyata ihtiyacı var.
Bu arada çoktan beri ‘Okullardaki Kantinler Kimin Elinde?' başlığını açıp halkımızı bu konuda da uyarmak istiyorduk. Yeri gelmişken bir iki satır yazalım. Okul Kantinlerinde çok ciddi hava paraları dönüyor. Mafya tarzı adamlar, Kantinciler Odası veya başka adlarla bu kantinleri alıp satıyorlar. Halk olarak buna razı olamamak gerek. Okul aile birliklerini aktif hale getirip duyarlı kişileri okul aile birliği yönetimlerine alarak okullardaki sorunları azaltabiliriz. Bu kantinleri de aslında MEB dışarıdaki ne üdüğü belirsiz kişileri okula sokmadan kendi bünyesindeki hizmetli personel sayısını arttırarak okul kantinleri daha güvenilir hale getirilebilir. Selam ve dua ile…