16 Mart 1988'de Halepçe'ye yapılan kimyasal silahlı saldırı sırasında Irak hava kuvvetleri Halepçe'de değişik kimyasal silahlar kullandı: VX, Sarin ve Tabun gibi sinir gazları yanında, çok daha korkunç ve ilkel olan, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma ''hardal gazı'' bunlar arasındaydı.
Kullanılan bombalardan bazısı bugün Halepçe'de bir müzede sergileniyor. Çoğunun içinde bir pervane bulunuyor, kimyasal maddeleri karıştırmak için.
Gazlı saldırıdan önce iki gün üst üste bildik bombalı saldırı yapılmıştı. Kimyasal Ali, gazların etkisini artırmak için evlerin camlarını kırmayı planlamıştı sanki.
Aradan çeyrek asır geçti; ama dehşet sona ermiş değil. Bombalama sırasında insanların sığınak olarak kullandığı bodrumlarda hâlâ hardal gazı kalıntılarına rastlanıyor.
Hızla buharlaşan sinir gazının tersine hardal gazı havadan daha ağır olduğu için dibe çökerek küçük baloncuklar oluşturuyor ve bunlar bugün de tehlike arz ediyor.
İngiltere'nin Porton Down'daki askeri bilim kuruluşunun eski çalışanlarından kimyasal silah uzmanı Hamish de Bretton-Gordon, Kürt yönetimi ile Halepçe'deki gaz kirliliğine çözüm yollarını tartışıyor.
Bretton-Gordon şunları söylüyor:
"Yeni bina yapıldığında temel kazılırken hardal gazı baloncuklarına rastlanıyor ve bu yüzden insanlar ölüyor. Bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz; gaz belirtisi görürsek insanları koruyucu önlemler almak istiyoruz. Halepçe temizlendiğinde diğer bölgeler gibi kalkınabilir."
Bretton-Gordon, Halepçe'de kullanılan kimyasal silahları Saddam Hüseyin'e kimin sağladığı sorusuna cevap vermenin de mümkün olabileceğini söylüyor.
'Gazların kaynağı tespit edilebilir'
"Bodrumlarda rastladığımız gibi toplu mezarlarda da hardal gazı kalıntılarına ulaşmayı ümit ediyoruz. Ve bu gazı temel molekül bileşenlerine ayırabilirsek eldeki örneklerle kıyaslama olanağımız olacak."
Bretton-Gordon böylece hardal gazının kimyasal bileşenlerini hangi ülke, hatta hangi fabrika kaynaklı olduğunun tespit edilebileceğine inanıyor; ancak aynı şey sinir gazları için geçerli olamayacak.
"İmalatçılardan örnek almak zor olacaktır; ama bunu yapar ve kaynak bulunursa ortaya güçlü bir delil çıkmış olacak ve Uluslararası Ceza Mahkemesi bu konuda karara varmak durumunda kalacaktır. Ama Irak'taki mevcut kimyasal depolardan örnek alınıp bunlar üzerinde çalışmak da mümkündür."
Bölgesel Kürt Yönetimi'nin bu planları onaylaması gerekiyor. Yetkililer, toplu mezarların açılmasına karar vermeden önce yöre halkına ve bazı şirketlere danışmak istediklerini belirtiyor.
Ama bu korkunç silahları kasıtlı olarak tedarik eden yabancı şirketler cezasız kaldığı sürece bu trajik sayfanın kapanması mümkün görünmüyor.
Büyük bir kimyasal savaş gücüne sahip Rusya'nın Saddam Hüseyin'e istediği malzemeyi sağladığı düşünülüyor.
Dönemin Batı Almanya hükümeti de kimyasal silahların satışını yasaklayan uluslararası anlaşmalardan muaftı. Başka ülkeler de işin içinde olabilir.
Bombaların kimyasal etkisiyle bağlantılı olabilecek kanser vakalarına bugün bile rastlanıyor. (BBC)