28 Şubat ABD ve hortumlama operasyonuydu

Refah-Yol döneminde 50 yıl sonra ilk kez denk bütçe yapılmıştı. 28 Şubat süreci, ideolojik gerekçelerle, milletin cebine giren parayı engelleme ve hortumlama operasyonuydu

Aslında her şey 1994 seçimleriyle başlamıştı. Refah Partisi başta İstanbul ve Ankara olmak üzere önemli belediyeleri kazanmıştı. Türkiye'de kendisini sistemin sahibi sananlar rahmetli Necmettin Erbakan'ın bu yükselişinden oldukça rahatsızdı. Mevcut partiler Türkiye'nin kronikleşen sorunlarını çözemediği gibi başta ekonomi olmak üzere hemen her mesele kangren haline geliyordu. Refah Partisi kazandığı belediyelerde yaptığı hizmetlerle bir buçuk yıl içinde halkın ilgisine mazhar olmuştu. Bunun neticesinde 24 Aralık 1995 milletvekili seçimlerinde yüzde 21 oyla birinci parti olmuştu. Yerleşik düzen bundan çok rahatsız olmuştu.

6 Mart 1996'da Ana-Yol kuruldu ama koalisyon çok gidecek gibi görünmüyordu. Erbakan 10 Nisan'da, 'Kadayıfın altı nihayet kızardı. Koalisyon bayrama çıkmaz' demişti. Erbakan haklı çıkmış ve Ana-Yol 6 Haziran'da fiilen bitmişti. Bu dönemde TÜSAİD toplantısında konuşan Sakıp Sabancı, 'Eğer demokrasiye inanıyorsak, sandıktan birinci çıkan Refah'ı iktidarda denemeliyiz' demişti.

28 Haziran 1996'da Refah-Yol nihayet kurulmuştu ama gizli eller devreye girecek ve Türkiye'de halk ile ordu karşı karşıya gelecekti. Bir kurmay zekânın asla yapamayacağı şeyler olmuştu. Ordu halkının neredeyse yüzde 70'i olan kitleyle karşı karşıya gelmişti. Üniversiteler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, medya, iş dünyası ortak hareket edercesine Refah-Yol'u yıkmak için ellerinden geleni yapıyordu.

Her ne kadar İslamcı bir başbakana karşı askerlerin operasyonu gibi gözükse de aslında 28 Şubat'ın temelinde ekonomik sebepler vardı. Bu yazı dizisinde Anadolu insanının önüne nasıl set çekildiğini, batırılan bankalarla iç edilen paraları ve ekonominin belirli grupların çıkarları lehine nasıl organize edildiğini incelemeye çalışacağız. 2001 ekonomik krizine giden yolların nasıl döşendiğini örneklerle göreceğiz.

'Postmodern finansal darbe'yi Yeni Şafak Hatice Karahan'ın bir makalesinden aldı ve O süreci en iyi analiz eden başlığı buldu.

Darbe emri ABD'den

Daha sonra anlaşılacaktı ki, aslında 28 Şubat darbesi uluslararası bir operasyondu ve emir ABD'den gelmişti. Başta dönemin Dış İşleri Bakanı Madeline Albright olmak üzere ABD yönetiminin Türkiye uzmanları bir araya gelmiş ve şu kararları almıştı: Without a coup, Erbakan's goverment has got to go. Yani darbe olmadan, Erbakan hükümeti gitsin.

Necmettin Erbakan'ın başbakanlığındaki Refah-Yol iktidarında 50 yıl sonra ilk kez denk bütçe yapıldı. Emekli, çiftçi ve KOBİ'lere önemli teşvikler sağlanmış ve ekonomi kısa zamanda düze girmişti. Bir yıl boyunca kamuya ait hiçbir şeye zam yapılmadı. Dış ve iç borçlanma olmadı. Refah-Yol döneminde yapılan ekonomik icraatlar şöyle:

Memura yüzde 130 zam
Temmuz 1996: Maaşlara yüzde 50 zam
Her Ay: Aylık enflasyon oranında maaş artışı
Ocak 1997: Maaşlara Yüzde 30 zam
Bir yılda toplam yüzde 130 zam ( Yani Erbakan geldiğinde 100 alan memur bir yıl sonra 230 alır oldu.)
Asgari ücret iki katı
Temmuz 1996: Asgari ücrette yüzde 101 artış sağlandı.
Üç ay gibi rekor bir sürede Toplu İş görüşmelerinin işçinin istediği gibi neticelenmesi ile maaşlara yüzde 102 artış gerçekleştirildi.
Eşel-Mobil Sistemi ile enflasyon oranında yılık maaş artışı sağlandı.
Zorunlu tasarruf kesintileri kaldırıldı.
Tarımda büyük reform
Bütçeden tarımsal desteklemeye ayrılan fon yüzde 150 artırıldı.
Buğday, fındık, pancar, tütün ve tüm taba fiyatlarda yüzde 312'ye varan artışlar yapıldı.
Gübre desteğinde yüzde 100 artış sağlandı.
Yapılan tarımsal alımların bedelleri çiftçiye kısa vadede ödendi.
Sanayi üretiminde atış
Esnaf kredi limitleri iki katına çıkarıldı.
Prim borçlarına üzerine faiz eklemeden ödeme kolaylığı getirildi.
Bavul ticaretinin önündeki bürokratik engeller kaldırıldı.
Sanayi üretimi yüzde 30'dan yüzde 90'a çıkarıldı.
Sınır ticareti geliştirildi.
Emekliler için yapılanlar
Temmuz 1996: Maaşlara yüzde elli zam yapıldı.
Ocak 1997: Maaşlara yüzde otuz ilave zam yapıldı.
Aylık ek zamlar ile alım gücü artırıldı.
Memur emeklilerine bir yılda yüzde 116 reel zam yapılmış oldu.
İşçi emeklilerine bir yılda yüzde 121 reel zam gerçekleştirildi.
Bağ-Kur emeklilerine bir yılda yüzde 221 reel maaş zammı verildi.
Yoksulun bayramı
Ramazan ve Kurban bayramlarında yoksul ailelere 20 milyon dolar değerinde gıda ve giyecek yardımı sağlandı.
Ayda 400 bin aileye hitap eden aşevleri.
15 bin sokak çocuğu için 'Aileye Dönüş Projesi' başlatıldı.
Şehit ailelerine iş, maaş, ev ve arsa temini çalışmaları başlatıldı.
Fak-Fuk-Fon (Fakir Fukara Fonu) tarihinde ilk defa tamamen amacına yönelik olarak kullanıldı.
200 bin öğrenciye burs
Burs verilen öğrenci sayısı iki katına çıkarıldı. 200 bin öğrenci bu burslardan faydalandı.
Burs yardım miktarı yüzde 300'lük artışla aylık 40'ar dolara çıkarıldı.
Anasol-D ile iflas ekonomisi
Refah-Yol düştükten sonra, Cumhurbaşkanı Demirel, hükümeti kurma görevini ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verdi. Yılmaz başbakanlığında Anasol-D hükümeti kuruldu. Yeni hükümetin ilk icraat Erbakan'ın Havuz Sistemi'ni kaldırmak oldu. Bu arada Etibank, Sümerbank, İnterbank gibi birçok bankanın yönetimine emekli generaller girmiş, soygun düzeni hızlanmıştı. Banka açma kolaylığı getirilen medya patronları, kendi bankaları üzerinden topladıkları mevduatların önemli bir kısmını diğer şirketlerine aktarmıştı.
GECELİK FAİZ YÜZDE 4000
Kurulan bu oyunla tam 55 milyar dolar buhar oldu. Türkiye finans sektörü neredeyse dine vurdu. 1997'de 3 milyar dolar olan bankacılık sektörü döviz açık pozisyonu 2000'in sonunda tam 22 milyar dolar olmuştu. Kamu bankası zararlarının haddi hesabı yoktu. Batık paraların hepsi görev zararı olarak bilançoya işlenmişti. Milli gelire oranla görev zararı stoku 1996'da yüzde 4.2 iken, 1999'da yüzde 13.2'ye yükselmişti. Bu durum likidite sıkıntısına sebep olmuştu. Devlet neredeyse maaşları ödeyemez bir ekonomiyle başbaşaydı. 17-24 Kasım 2000'de 3 milyar dolar, bir sonraki hafta ise 2.5 milyar dolar Merkez Bankası rezervlerinden buhar olmuştu. Faizler zirve yapmış, parayla para kazanma dönemi hızlanmıştı. Bank Ekspres, Interbank, Egebank, Yurtbank, Sümerbank, EGS Bank iflas etmişti. Tam bu dönemde yerli parayı savunmak için gecelik faizler bir ara yüzde 4.000'lere kadar çıkmıştı. Durum daha da vahim bir hal almasın, bankacılık iflas etmesin diye 22 Şubat 2001'de devalüasyona gidildi.

Süreç 2001 krizini getirdi

Tam 18 banka TMSF'ye devredilmiş, borçları halkın üzerine yıkılmıştı. 2000'de yüzde 77.9 olan kamu borcunun GSHY'ye oranı 2001'de yüzde 120 seviyesine gelmişti. Enflasyon da yüzde 70'lere ulaşmıştı. Peki ekonominin batmasına kimler sebep olmuştu? Halka karşı darbe yapanlar birer maşaydı. Perde arkasında bankalar üzerinden milyarlarca dolarlık vurgun yapılmıştı. 2001 krizi 28 Şubat'ın sonucuydu.

Kaynak: 28 Şubat, Süreklilik ve Kopuş, Binyılın Sonu, Ed Abdurrahman Babacan, Hatice Karahan, 28 Şubat Süreci, Postmodern bir Finansal Darbe, sayfa 121-135, Pınar Yayınları, Şubat 2012

TİMETÜRK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.