28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Adana Koordinatörlüğünün düzenlediği "Cezaevinde Unutulan Hayatlar" konulu panelde 20-25 yıldır zindanda olan İslami kimlikli mahkûmlar için adalet talebinde bulunulup yeniden yargılama yolunun açılması gerektiğine vurgu yapıldı.
Ramazanoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa; HÜDA PAR il ve ilçe teşkilatları yetkililerinin yanı sıra çok sayıda STK temsilcisi, cezaevlerinde bulunan mağdur yakınları ve vatandaşlar katıldı.
İbrahim Yıldız’ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlik, 28 Şubat süreci mağduru mahkûmların mağduriyetlerinin anlatıldığı sinevizyon ve Adana Grup Kervan’ın seslendirdiği Yusufî marşlarla devam etti.
“25 yılı aşkın süredir cezaevinde olan Yusufîler var”
Açılış ve selamlama konuşması için sahneye gelen inisiyatifin hukuk danışmanı Avukat Hakan Özbay, Türkiye’de geçmişten günümüze dindar insanlara uygulanan zulümlere değindi. Doksanlı yıllarda ve özellikle 28 Şubat sürecinde zulmün zirve noktaya tırmandığına işaret eden Özbay, “Sinevizyonda da gördünüz İslamî kesimlerin yaptıkları faaliyetlerin önüne ket vurmak amacıyla, baskıyla, eziyetle bazen camide Kuran dersi sırasında bizzat baskın yaparak veyahut gayri resmi şekilde kaçırarak, gözaltına alıp işkencelerle bir şekilde sindirilmeye çalışılan bir İslami kesimden bahsediyoruz. Burada anlattığımız 15-20 hatta 25 yılı aşkın süredir cezaevinde kalan Müslümanlar var.” diye belirtti.
Yusufî mahkumların yaşadıkları zulümleri anlattıklarında bazılarının buna inanamadığını, bunun üzerine kendilerinin delilleriyle bunu aktardıklarını belirten Özbay, halen zindanda olan yüzlerce mahkumun çeşitli işkencelerle zorla evraklar imzalatılarak yaşadıkları mağduriyetleri detaylarıyla anlattı.
Panel öncesi kısa kısa duygularını paylaşan STK temsileri de Yusufî mahkûmlar için adalet çağrısı yaptılar.
ÜLFET DER Yönetim Kurulu Üyesi Dr Ramazan Yıldız: FETÖ’cü hakimlerin ceza verdikleri dosyalar tekrar görülsün
28 Şubat sürecinin en büyük mağdurlarının Sivas davası mağdurları olduğunu dile getiren ÜLFET DER Yönetim Kurulu Üyesi Dr Ramazan Yıldız, “Sivas’ta Madımak Otelini yakanlar ile içeride yatanlar farklı insanlar. Yakanlar dışarıda, mitinge dahi katılmamış mağdurlar ise halen cezaevindeler.” diye belirtti.
FETÖ yargısı zulmünün halen son bulmamış olmasını eleştiren Yıldız, “Bu ülkenin inanan insanları ne bu ülkenin milletine ne vatanına ne de devletine kurşun sıkmış değildir. Ama gel gör ki malum yapının yapmış olduğu zulümlerden bugün binlerce insan zindanda yattığı gibi binlercesi de toprak altında yatmaktadır. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Adalet Bakanı'na buradan sesleniyorum. Mutlaka bu seslenmemiz buradan onlara ulaşacaktır. Ben inanıyorum ki yürekleri sızlıyorsa buna el atmalılar.” diyerek FETÖ’cü hâkimlerin ceza verdikleri dosyaların tekrardan görülmesi gerektiğini vurguladı.
Siyer Derneği Başkanı Sinan Konuk: Asırlardır bir tane Ömer çıkartamamışız
Yusufi mahkumlara sahip çıkma çağrısı yapan Siyer Derneği Başkanı Sinan Konuk, “Bu panele katılan salondakilerin geneli de öyledir; mazlum olan mağdur olan ve cezaevlerinde olan kardeşlerimizin yaptıklarını şu an bizler de yapıyoruz. Kur'an öğretiyoruz, İslam'ı ve Peygamber Efendimizin hayatını insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Bu davanın kaderi bu, yolumuz bu. Belki bu akıbetle bizler de karşılaşabiliriz. İnanın ben o kardeşlerimizin kazandığını düşünüyorum. Burada mağdur, mazlum olabiliriz, adaletsizliğe maruz kalmış olabiliriz ama biz el Adl olan Allah’a iman etmişiz. Bu kardeşlerimiz için af istiyoruz demeyeceğim ama adalet istiyoruz” diye belirtti.
Yusufi mahkûmlarla ailelerine sabır dileyen Konak, “Bize yazıklar olsun ki asırlar boyunca bir tane Ömer çıkartamamışız. O zaman daha çok çalışmamız lazım. Yusufî ağabeylerimize inşallah özgürlük nasip olsun.” diye konuştu.
Aile Derneği Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan: Yıllardır hapishanede olan babalarıyla görüşemeyen evlatlar var
Geçmişte sistem tarafından mağdur edilen hükümet yetkililerine empati kurarak 28 Şubat süreci mağdurlarının sorunlarını çözmesi gerektiğini ifade eden Aile Derneği Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan, İslami faaliyetlerinden dolayı şu anda cezaevinde olan mahkumlara yeniden yargılanma yolunun açılması gerektiğini söyledi.
Yıllardır zindanda olan Yusufi mahkumların aile özlemini anlamaya çalışmak gerektiğini dile getiren Kalkan, “Mesleğim gereği sürekli olarak il dışına giderek aile konferansları veriyorum. Perşembe günü Bolu’daydım. Git gel yaklaşık 20-22 saat sürdü. Benim 3 tane kızım var, onların hasretleri özlemleri daha evden çıkmadan başladı gönlümde. Bir gün onlardan uzak kaldım, defalarca onlarla telefonla görüştüm. Ve yıllardır hapishanede olan babalarıyla görüşemeyen, konuşamayan, simalarını dahi hatırlamayan evlatlar var. Onun için bu konuda hassasiyetlerimizi birlikte dile getirelim. Akif’in dediği gibi ‘Toplu attıkça yürekler, onu top sindiremez” diyerek Yusufilere sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Özgür Der Adana İl Temsilcisi Hakan Yalınız: Kardeşlerimize sahip çıkma konusunda yetersiz kaldık
28 Şubat süreci ve 90’lı yıllarda cezaevlerine atılan dindarların karanlık yapılarca bilinçli bir şekilde terörizm kelimesiyle anıldığına dikkatleri çeken Özgür Der Adana İl Temsilcisi Hakan Yalınız ise bu konuda çeşitli bilgilendirmeler yaptı.
Cezaevlerinde yatan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarına destek noktasında eksiklerin olduğunu ifade eden Yalınız, “Kardeşlerimize sahip çıkma konusunda yetersiz kaldık. Evet, muhatap olduğumuz kesimler bu konuda bizim sesimizi duymuyorlar ama biz kendimize soralım bizler de gerçekten onların duyabileceği kadar ses çıkartabildik mi? 15 Temmuz’dan sonra toplumda özellikle 28 Şubat davalarının yeniden görülmesinin tekrar adalet isteklerinin öne çıktığı bu günlerde bizlerin bu davaya sahip çıkması gerekiyor.” diye belirtti. Yalınız, Ergenekon ve Balyoz davaları sanıklarının beraat ettiği ve tazminatlar aldığı bir dönemde 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının da muhakkak yeniden yargılanması gerektiğine işaret etti.
STK temsilerinin konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Hüseyin Ayaydın’ın yaptığı panele geçildi. Programa konuşmacı olarak katılan Hükümlü, Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yusufi-Der) Başkanı Avukat Mirhan Özbekli, Mazlum Der Adana İl Başkanı Avukat Mehmet Ali Önal ve 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Koordinatörü Musap Arasan yaşanan mağduriyetleri paylaştılar.
Yusufi-Der Başkanı Avukat Mirhan Özbekli: Sivas davasında yaşanan mağduriyetler halen devam ediyor.”
Sivas davasında yaşanan hukuksuzlukları aktararak sözlerine başlayan Yusufi-Der Başkanı Avukat Mirhan Özbekli, “Sivas davasında yaşanan mağduriyetler halen devam ediyor. Bu dosyada hiçbir zaman hukuk içerisinde kalınarak hareket edilmedi. Gözaltından başlayarak Yargıtay ve halen cezaevlerinde süregelen bir mağduriyet var. O davadan 36 yıl ceza alan bir kısım insanların o vakanın vuku bulduğu 24 saat içerisinde Sivas il sınırları içerisinde olmadığı net bir şekilde delilleriyle resmi belgelerde ortaya konmuş olmasına rağmen o arkadaşlarımız halen cezaevindeler. Maalesef halen bu konuda bir adım atılmadı. Maalesef Türkiye kamuoyu da bu olaya seyirci kaldı. Bu konuda herkesten duyarlılık bekliyoruz.” dedi.
“Hizbullah gözaltılarının çoğunluğu kayıt dışı ve kaçırma şeklinde gerçekleşti”
Hizbullah dosyalarındaki mağduriyetlere de değinen Özbekli, “Hizbullah dosyalarının hemen hemen beş dosyadan üçünde kayıt dışı gözaltılar var. Kayıt dışı gözaltılar nedir? Polis, asker gelir vatandaşı sokak ortasından alır bilinmeyen bir adrese götürür. Bu, günlerce, haftalarca, aylarca hatta 100 gün 200 günü bulan bir süre içerisinde bilinmeyen adreslerde her türlü maddi ve psikolojik baskı ve işkencelere maruz tutarak ya delil elde etme ya da önüne konulan belgeleri imzalamak zorunda bırakılır.” diyerek 90’lı yıllarda karanlık yapıların hukuksuzluklarını detayları ile dinleyicilere aktardı.
FETÖ ve karanlık yapı mensubu polislerin dindar insanların evlerini basarken buralara silah ve dokümanlar yerleştirip bunların burada ele geçirilmiş gibi kamuoyunu yanılttığının altını çizen Özbekli Hizbullah sanıklarının polis, savcılık, yargı ve Yargıtay süreçlerinde maruz kaldığı hukuksuzlukları paylaştı.
Mazlum Der Adana İl Başkanı Avukat Mehmet Ali Önal: 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkumların adil yargılanma talepleri var
Mazlum Der Adana İl Başkanı Avukat Mehmet Ali Önal, doksanlı yıllar denilince akıllara 28 Şubat süreci, işkenceler, mağduriyetler, zulümler ve faili meçhul cinayetler gibi olayların geldiğini dile getirdi.
Konuşmasında o dönemde Sivas ve Hizbullah davalarında yaşanan hukuksuzluklara da dikkat çeken Önal, bu mağduriyetlerin halen süregelmesini ise eleştirdi. Aliye İzzet Begoviç’in “Düşmanlarımıza karşı tek bir borcumuz o da adalettir” şeklindeki sözünü hatırlatarak konuşmasını sürdüren Önal, “28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkumların adil yargılanma talepleri var. 15-20-25 yıldır cezaevinde yatmış insanlar diyor ki; ‘Bizi affetmeyin, Allah rızası için biz işkenceler altında ifade verdik, bizim somut delillerimizi ortaya koysunlar ve bizi adil bir şekilde yeniden yargılasınlar.’ Hükümet mutlaka bu talebi görmeli ve yeniden yargılanma yolunu açmalı.”diye belirtti.
28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Koordinatörü Musap Arasan: Yusufiler güzel yıllarını 4 duvar arasında geçirdiler
Panelde son olarak söz alan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Koordinatörü Musap Arasan ise inisiyatif olarak 2016 yılından bu yana Yusufî mahkumların özgürlüğe kavuşması için yaptıkları faaliyetler hakkında bilgilendirmede bulundu.
Cezaevlerinde 15 yıldan 27 yıla kadar yatmış olan mağdurların olduğunu dile getiren Arasan, “Biraz içerisinde olduğumuzdan, ben ailelerden bahsetmek istiyorum. Cezaevine 18’inde girenler başta gençliklerini yaşayamadılar. En güzel yıllarını 4 duvar arasında geçirdiler. Anne ve babaları onlara doyamadı. Onlar anne ve babalarına doyamadılar. 25 yıl cezaevinde olan bir insan tam 50 bayram çocuğu yanında yok, anne-babası yanında değil. O duyguyu bayram günü yaşayamıyor.” diyerek Yusufi mahkumlar ve ailelerinin hasret ve özlemlerini izleyicilerle paylaştı.
“Yusufilerin her zaman yanlarında duran kardeşleri vardı”
Yusufilerin anne, baba, eş ve çocukların da zulme dönüşen cezaevleri yolunda ömür tükettiğini belirten Arasan, “Ama bu sıkıntılara rağmen hiçbir zaman yılmadılar. Hiçbir zaman geri durmadılar. Adalet beklentisini hiçbir zaman ellerinden bırakmadılar. Bu sıkıntı ve zorlukları anlatırken şöyle anlamayalım; bu insanlar sahipsizlerdi, çok acizlerdi, kimsesizlerdi. Hamd olsun bu insanların Allah’u Teala'ya inançları vardı, imanları vardı ve kardeşleri vardı. Her zaman yanlarında duran kardeşleri vardı. Bunun için de dimdik durdular.” diyerek Yusufîlerin manevi durumları ve morallerinin yüksek olduğunu paylaştı.
MHP’nin meclise taşıdığı af ve yeniden yargılama tasarılarını da değerlendiren Arasan, “Bu insanların da bu tasarının içerisinde yer alması için bununla ilgili inisiyatif olarak bir çok çalışma yürüttük. Biz adalet beklentimizi hiçbir zaman yitirmedik ve bununla ilgili atılacak adımları da merakla takip ediyoruz. İnanıyoruz ki adalet mutlaka bir gün gelecektir.” ifadelerini kullandı.
İLKHA