Sultanahmet Meydanı'nda toplanan DİKAB (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi) öğrencileri, aynı fakülteden olan İlahiyat Bölümü öğrencilerine formasyon hakkı verilmesini protesto etti.
İlahiyat öğrencilerinin öğretmen olarak görev almasına olanak veren formasyonun önlerini tıkadığını belirten öğrenciler, yeni bir düzenleme yapılmasını istedi.
'Öğretmenlik saygın bir meslektir, hakkı olana verin', '28 Şubat ürünü değil mağduruyuz', 'Atananın adı DİKAB atanan İlahiyat' pankartları açan öğretmen adayları, eylemlerine oturarak devam etti.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlik bölümüne öğrenci alımını durdurulmuştur
Grup adına basın açıklamasını okuyan Osman Özbey, “Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Bölümü öğrenci ve mezunları olarak bölümümüzle alakalı yapılan atamalarda yaşadığımız mağduriyeti kamuoyuna bildirmek için burada bulunmaktayız. 17 Nisan 2014 tarihinde Yüksek Öğretim Kurumu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlikleri bölümüne öğrenci alımını durdurmuştur. Bu tarihte mevcut öğrencilerin durumunun ne olacağını öğrenmek için Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) göndermiş olduğumuz maillere verilen cevap şu şekildedir; “Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacı projeksiyonları da dikkate alınarak 17.04.2014 tarihli Yükseköğretim Genel Kurul toplantısında yükseköğretim kurumları bünyesindeki İlahiyat İslami İlimler Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği programlarına mevcut öğrencilerin statüleri korunarak 2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren öğrenci alımının durdurulması uygun görülmüştür.” ifadelerini kullandı.
Din Kültürü öğretmenliğinden mezun olanlar atanamamıştır
BİMER’in kendilerine vermiş olduğu cevapta statülerin korunacağını bildirdiğini ifade eden Özbey, “Oysaki 2014 Eylül ve 2015 Şubat atamalarında bu durum dikkate alınmamıştır. Bu atamalarda İlahiyat Fakültesine diyanet ve imam hatip liselerinin dışında ilköğretim din kültürü öğretmenliğine de tercih yapma hakkı sunulmuş ve ilahiyat fakültesi mezunu arkadaşlarımız çoğunlukla ilköğretim din kültürü derslerini tercih etmişlerdir. Hal böyleyken sadece ilköğretimde çalışma hakkı olan din kültürü öğretmenliğinden mezun olanlar atanamamıştır. 19 Eylül 2014 tarihinde yapılan atamalarda imam hatip liselerinde 300 civarı boş kontenjan kalmıştır.” şeklinde konuştu.
Son 2 yılda bölümümüz ile alakalı alınan kararların sorumlusu bizler olmamalıyız
Tercihlerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine yoğunlaştığını ve buradaki yoğunluktan dolayı 50 kusur puan ile imam hatiplerde formasyonsuz atananlar olduğunu dile getiren Özbey, “Bunun yanında formasyon almaları için yardım ettiğimiz İlahiyat Fakültesindeki arkadaşlarımız ve hocalarımız bizi 28 Şubat ürünü olarak görmektedirler. Bu durum bizleri derinden yaralamıştır. Oysa bizler kat sayı zulmündeki sıkıntıları beraber yaşayan ve 28 Şubatın acılarını beraber paylaşan bireyleriz. Bugüne dek sorunlarımızın çözümü için başvurduğumuz yetkili mercilerin bizleri geçiştirmesi ve 28 Şubat ürünü olarak nitelendirmeleri bizleri üzmektedir. Son 2 yılda bölümümüz ile alakalı alınan kararların sorumlusu bizler olmamalıyız. Bizler, genç nesilleri topluma daha faydalı hale getirecek şekilde yetiştirmek, amacı temel din eğitimini en iyi şekilde vermeyi hedefleyen ve tek meslek seçeneği öğretmenlik olan bireyleriz.” dedi.
28 Şubatın ürünü değil, mağduruyuz
Kendilerinin 28 Şubat ürünü değil, 28 Şubatın mağdurlarından olduğunun altını çizen Özbey son olarak şunları söyledi: “İlahiyat Fakültesiyle birlikte aynı acıları beraber yaşayan ve paylaşan ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Bölümü öğrenci ve mezunları olarak bu mağduriyetimizin biran önce giderilmesi gerekmektedir.
Bu durumlar göz önünde bulundurularak
- Sadece ilköğretim din kültürü öğretmeni olma hakkı bulunan bizlerin, bu alana mevcut öğrencilerin bitimine kadar öncelikli atamanın yapılmasını
- Atamalarda Din Kültürü Öğretmenliği alanına bu branş öğretmenliği mezunu kişiler başvurduktan sonra bu alana boş kontenjan kalırsa ilahiyat fakültesinin atamasının yapılmasını
- Birçok öğretmenlik alanında olduğu gibi bölümümüzün ortak alandan çıkartılıp ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde ayrılarak atamaların bizlere öncelik verilerek bu yönde yapılmasını talep ediyoruz. (Erkan Yavuz - İLKHA)