6-8 Ekim 2014’de yaşanan katliamlarda Siirt’te görevli kimi polis müdürlerinin ve rütbeli askerlerin silahlı PKK/HDP’lileri görmezden gelmeye çalıştıkları görüntüler ortaya çıktı. Kameralara yansıyan görüntüler, bölge halkının nasıl bir kumpas ile kurban edilmeye çalışıldığını gösteriyor.
Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokaklara inen PKK/HDP’lilerin başta Diyarbakır olmak üzere tüm Kürt illerinde sergilediği barbarlık hafızalardaki canlılığını korurken, o gün yaşananlara dair yeni görüntüler de ortaya çıkıyor.
Birçok defa basına yansıyan haberlerle de gündeme gelen Siirt’teki FETÖ-PKK ilişkisine örneklik teşkil edecek yeni görüntüler, Kürt halkının, kirli ilişkilerle nasıl muhasara altına alındığına işaret ediyor.
İLKHA’nın ulaştığı görüntülerde, sokaklara salınan ve ellerinde uzun namlulu silahlarla halkı katleden PKK’liler, kimi polis müdürleri ve rütbeli askerler tarafından görmezden geliniyor.
Sokakları talan olmuş, viraneye çevrilmiş Siirt’te, mevzi almış kimi polis ve askerlerin, Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz’ın vur emri olmasına rağmen silahlı PKK’lileri gördükleri halde üstlerinin ısrarla vur emri vermemeleri nedeniyle saldırıların devam ettiği görülüyor.
Görüntülerde, mevzi almış bir askerin silahlı PKK’lileri gördükten sonra ısrarla “5’i de namludalar atayım mı” dediği, orada bulunan üstünün ise “yanlarına at, yanlarına at” diye cevap vermesi dikkat çekiyor.
Diğer bir görüntü de ise silahlı PKK’lileri görünce ateş eden bir askere sinirlenen rütbelinin, “yav bekle bekle” dediği görülüyor.
Siirt’in başka bir mahallesinde ellerinde uzun namlulu silahlarla dolaşan yüzleri maskeli PKK’lileri gören polisin ise “Evet çıktı, silahı gördüm. Komiserim silahı diziyle birlikte taşıdı.” diyerek anons geçtiği ve ateş emri beklediği halde kendisine vur emri verilmediği yine dikkat çekiyor.
Silahlı PKK’lilere göz yumulduğunun görüldüğü kayıtlarda daha sonradan aynı PKK’lilerin asker ve polisi hedef alarak ateş ettikleri de görüntülere yansıyor.
6-8 Ekim saldırılarına hedef olanların defalarca polisi aramalarına rağmen “gelemeyiz başınızın çaresine bakın” cevabının verilmesi, yaralananların bulundukları yerden alınmamaları özellikle mağdurların dilinden çokça dile getirilmişti. Yasin Börü ve arkadaşlarının mahsur kaldığı evin sahibi olan kadının polis 155’i arama kaydı da basına yansımış ve polisin gayri ciddi tavırları dikkat çekmişti.
FETÖ/PDY’nin bölge üssü olarak değerlendirilen Siirt’te, daha önce PKK ile olan kirli bağlantı ağına ilişkin çeşitli haberler yayınlanmıştı. Özellikle asker içerisindeki FETÖ’cülerin PKK ile ne gibi bir ilişki içerisinde oldukları 15 Temmuz sonrası daha net olarak görülmüştü.
Darbe girişimi sabahı 03.00’te Siirt merkeze sızan PKK’liler, Cumhuriyet Polis Merkezi'ne roketatarlı saldırı düzenlemişti. Yaklaşık 3 saat süren çatışma sonrası PKK’liler kaçarak sokaklara dağılmış, kaçanlara yönelik başlatılan operasyonda polis yetersiz kalınca da askerden destek istenmişti. Bunun üzerine Eruh 2. Komando Tabur Komutanlığından destek için askeri birlik gelmişti. Fakat gelen bu askeri birlik akşama kadar oyalanarak kaçan PKK’lilere müdahale etmemişti. PKK’lilere müdahale etmeyip akşama kadar bekleyen Eruh 2. Komando Tabur Komutanlığına bağlı askerler, darbe girişimi başladığında ise Valiliği basarak Vali Mustafa Tutulmaz’ı alıkoymaya çalışmıştı.
Bu olay göstermişti ki PKK baskını aslında bir senaryoydu. Komando Taburundaki askerlerin gece gerçekleşecek darbe için Siirt merkeze girmeleri sağlanmıştı. Ama halkın direnişiyle karşılaşan askerler etkisiz hale getirilmiş, düzenlenen kumpas bozulmuştu.
Hatırlanacağı üzere Siirt Terörle Mücadele Şube Müdürü Cengiz Sağlam, 15 Temmuz darbe girişimi sürecinden sonra PKK-FETÖ ilişkisini anlatmış, yaptığı açıklamalarla kirli ilişkilere farklı bir açıdan dikkat çekmişti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında Siirt’te yüzlerce asker açığa alındı, tutuklandı. Soruşturmalar kapsamında çok sayıda polis ve çeşitli kurumlardaki kamu çalışanı da ya açığa alındı ya da tutuklandı.
Ortaya çıkan bu yeni görüntüler ise bölgede Siirt merkezli FETÖ-PKK ilişkisinin hangi boyutlarda olduğuna işaret ediyor.
İLKHA