Elbette 6/8 Ekim olaylarının insanı öfkelendiren, yürekleri parçalayan yönleri vardır.
Fakat üç yıl önce vuku bulan bu cinayetler dizisine sadece bu şekilde yaklaşmanın eksik, hatta yanlış olduğu düşüncesindeyiz.
Evet, bugün bir daha rahmetle andığımız şehitlerimizin hunharca katledilişleri unutulacak olaylar değildir.
Elhamdülillah şehadetlerinden zerre kadar tereddüdümüz yoktur. Uğruna öldükleri davaları bu kadar net ve berrak, şehadet esnasındaki koşuşturmaları ancak bu kadar İslami ve insani, o esnadaki durumları ancak bu kadar masumca olabilirdi.
Öldürülüş şekilleri de bu kadar hunharca, bu kadar vahşice, tarih boyunca gelip geçen şehidlerinkine bu kadar benzeyebilir.
Başta Yasin olmak üzere, her birinin siması şehadet için başka hiçbir ispata gerek bırakmıyor.
İsterseniz bir daha bakın yüzlerine, Hasan'a, Hüseyin'e, Cumali'ye, Riyad'a ve sevgili Turan hocaya, Rabbim onlara gerçekten şehadet lütfeylemiştir, bunu hemen anlıyorsunuz.
Meselenin bu yönü tamam.
Fakat biz bu olaya biraz daha geriden, biraz daha soğukkanlı baktığımızda çok daha önemli şeyleri görüyoruz.
Bu güzel yiğitlerin şehid oldukları bölgeye, onları şehid edenlerin hedeflerine baktığınızda meselenin önemi ortaya çıkıyor.
Ümmetin arkadan kuşatılması, ümmetin doğudan saldırıya uğraması, Batı denilen sapkın gürûhun İslam ümmetini doğudan kuşatması meselesini göreceksiniz.
Bu çok iyi görülmesi gereken bir fotoğraftır.
Çünkü Batı Müslümanlara hep batıdan gelir, batıdan saldırırdı, Müslümanlar hep buna alışkındı.
Fakat batı bu defa kendisine doğudan temsilciler buldu, Kürdistan'da batı adına, batının müptezelliklerini yayma adına, İslam'ın değerlerine saldırma adına taşeronlar buldu. Sözün kısası ümmet doğudan kuşatıldı.
Yasin Börü ve nur yüzlü arkadaşları küfrün batı kuşatması karşısında ümmetin doğu cephesini oluşturuyorlardı.
Yasin Börü ve beraberindeki yiğitler bir damarın temsilcileriydi.
Bugün söz konusu cephe öylesine önemlidir ki, Allah korusun eğer o cephe çökerse, o cephe dayanamayıp yıkılırsa, Müslümanlar bunun bedelini zannettiğimizden çok ağır ödeyeceklerdir.
Eğer bu cephe yıkılırsa, bu ülkenin batısı arkadan gelen bu hücuma asla dayanamayacak, asla tutunamayacaktır.
O halde bu cephe tahkim edilmelidir, bu ülkenin batısında yaşayan Müslümanlar da bu doğu cephesini iyi görmelidir, tahkim etmelidir, sağlamlaştırmalıdır.
Sapkın Batının temsilcileri ümmetin doğu cephesini yıktıklarında Ege bölgesi, Marmara bölgesi ve Akdeniz sahilleri asla bunun önünde duramayacaktır.
Yasin Börü ve arkadaşlarını bir de bu açıdan görmek ve onların damarına, onların davasına sahip çıkmak ayrı bir yükümlülüktür.
Bugün onları bir daha rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.