6,7,8 EKİM OLAYLARI SADECE BİR FRAGMANDI

Ömer SARUHAN

Önce 6,7,8 Ekim 2014 tarihinde neler yaşandı kısaca şöyle bir hatırlayalım. O tarihlerde Suriye ve Irak’ta bir DAEŞ furyası esiyor, coşkun sel gibi her şeyi önüne katıyordu. DAEŞ Kobani’yi muhasara etmiş, saldırdıkça saldırıyordu. Kobani düştü düşecek derken, bölgede hdpkk Kobani’yi bahane edip farklı hesaplar peşine düşmüştü. Çözüm sürecinin de verdiği şımarıklıkla gizli ajandasını harekete geçirmiş ve daha önce yapamadığını şimdi yapmak için fırsatı değerlendirmenin peşine düşmüştü.

6,7,8 Ekim olayları hdpkk’nin ne kadar vahşi olduğunun sadece bir fragmanıydı. Kurban eti dağıtmak için Diyarbakır merkezde muhtaç aileleri dolaşan gençlere tarihte eşine az rastlanır şekilde saldırı yapıldı ve gencecik çocuklar vahşice şehit edildiler. Burada o vahşete girmeyeceğim. Ateş düştüğü yeri yakar, yanan yürekler hiçbir zaman sönmeyecek… O sahneler zihinlerde hep diri duracak…

Aslında 6,7,8 Ekim olayları 90’lı yılların 2014 yılına bir iz düşümüydü. O yıllarda pkk’nin bölge Müslümanlarına yapmak istediklerinin bir özetiydi. Hatırlayalım; halkı irşad etmek için yola çıkan müslümanlar ciddi bir çalışma içine girmişlerdi. O yıllar pkk’nin her yönüyle zirvede olduğu yıllardı. Özellikle Kürt gençlerini hızlı bir şekilde dinsizleştiriyor, çok az kişinin bilgi sahibi olduğu sosyalizm altın tepside sunuluyordu. Zihinler bağımsız sosyalist bir Kürdistan ile efsunlanıyor böylece özellikle de gençler “eşitlikçi, bağımsız sosyalist bir Kürdistan” serabıyla kendilerinden geçiyorlardı. Bu da İslam düşmanlığı temelinde yapılıyordu. “Din bizi bu hale soktu. Eğer bugün Kürt halkı bu halde ise bunun sebebi İslam’dır. Din afyondur. İlk yapılması gereken dinden kurtulmaktır. Allah yoktur, peygamber yoktur vs..." Müslüman Kürt gençleri her geçen gün dinsizleştiriliyorlardı. Her şey istedikleri gibi de ilerliyor, tüm hesapları tutuyordu.

İşte tam da bu dönemde birileri tezgahlarına çomak soktu ve Bakur’da ciddi anlamda bir İslami çalışma başlattı. Yüzlerce, binlerce genç erkek bayan, şuurlanıyor, Allah’a yöneliyor, peygambere sevdalanıyor, camilerde Kur’an dersi vermeye başlıyordu. Bu durum gün geçtikçe de büyüyor, büyüdükçe de birilerini korkutuyordu. Şuurlu Müslümanların sayısı arttıkça pkk ve işbirliği içinde oldukları telaşlanıyordu. Bir süre sonra her zaman olduğu gibi işi şiddete döktüler, fırsat buldukça İslami çalışmalarda bulunan Müslümanları şehit ettiler.

Pkk güçlü olduğu yerlerde ve dönemlerde kendisinden başka kimseye hayat hakkı tanımaz. 1990’lı yıllarda da bunu yaptılar. Rojava’da da bunu yaptılar ve imkanları olduğu her yerde de bunu yapacaklar. 90’lı yıllarda propaganda güçleriyle yaptıkları vahşeti gizlemeyi ve mağdur rolünü oynamayı çok iyi başardılar. Şırnak’tan Karacadağ’a kadar işledikleri vahşi cinayetlerin haddi hesabı yok… Yollara mayın döşeyip kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden şehirlerde evlere bombalar atarak, insanları kaçırıp günlerce işkence ederek yüzlerce insan katlettiler. Nusaybin, Cizre, İdil, Batman, Diyarbakır, Silvan vs. mezarlıklar, şehit ettikleri onlarca Müslümanın mezarıyla dolu… Kaçırdıkları insanların vücutlarına naylon damlatıp, gözlerini oydular, derilerini yüzdüler. Şu an bile kayıp insanlar var. Ve bu durum yıllarca sürdü. 80’li yıllarda ilk çıkışlarında köylerde gerçekleştirdikleri katliamlar hala yaşayanların zihinlerinde ve gazetelerde olduğu gibi duruyor. İnsanlar ne kadar da balık hafızalı olmuşlar… Bütün bu zulümleri işleyenler pişkince mağduru oynuyor ve ne yazık ki insanlar da onlara inanıyor.

Bu halkın genleriyle oynadılar, kimyalarını bozdular, binlerce gencini, kızını, erkeğini dinsizleştirdiler. “Bağımsız Kürdistan” diyerek binlerce Kürt gencini dağlarda öldürttüler. Binlercesini iç infazlarla ajan suçlamasıyla aortadan kaldırdılar. Bu yetmezmiş gibi hendeklerde “Demoktarik özerklik” adı altında binlercesini kurban ettiler. Şimdilerde ise 40 yıldır ölümlerine sebep oldukları binlerce insanın kanına nanik yaparcasına “Türkiye’nin demokratikleşmesi” için mücadele ediyoruz, diyorlar. Hay başınıza “Demokratik taş yağsın” binlerce Kürt ve Türk genci “Türkiye’nin demokratikleşmesi” için öldürüldü öyle mi?

Kıyıda köşede nerede üzeri küf tutmuş kıytırık bir Türk solcusu varsa bu günlerde hdp’nin başında boy gösteriyor ve “Kürtlerin özgürlüğü” için canhıraş mücadele veriyor(!) Vay be ne kadar da Kürt dostuymuş bunlar… Birileri artık gözünü açmalı ve yıllardır Kral çıplak diyenlerin sesini duymalı. Anneler, babalar öldürülen çocuklarının hesabını sormalılar...

Garip olan ne biliyor musunuz? Kimse de bir gün çıkıp da bu halkın başına “Serok”larının işbirlikçi olduğunu bile bile bunca belayı getirenlerden hesap sormuyor. Hala bunlara kurtarıcı gözüyle bakılıyor ve hala Kürt halkının haklarını savunan bir kahraman olarak görülüyorlar.

Biz çok Yasin’ler kurban ettik. Verdiğimiz her kurban bu topraklarda köklerimizi derinlere indirdi. Allah’a hamdolsun ki Kürt halkı Allah’ın sevdiği bir halk. Çünkü onları her seferinde bir şekilde -birilerini kurban olarak seçse de- dinsiz taifenin elinden kurtarıyor. Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı vardır ve planı en güzel olan da Allah’tır.

Bu vesileyle Kurban eti dağıtırken şehit olan Yasin ve yarenlerini yad ediyor, katillerini lanetliyorum. Tekrar halkımızın başı sağ olsun diyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.