İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın da katıldığı açılış töreni, Asya ve Avrupa'nın dini liderleri ve ilim adamlarını bir araya getirdi.
Şûranın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Batı ve İslâm dünyasına önemli mesajlar verdi.
Sözlerine "Hicretin 1434. yılı münasebetiyle idrak ettiğimiz yeni hicrî yılın ülkelerimize, âlem-i İslâm'a, barış, huzur ve esenlik getirmesini yüce Allah'tan niyaz ediyorum." diyerek başlayan Başkan Görmez, Gazze'de ve İslâm dünyasının diğer bölgelerinde şehit olan ve faili meçhul cinayetlerle hayatını kaybeden Avrasya İslâm Şûrası üyelerine dua ederek, "Fail-i meçhul cinayetlerin bir an önce aydınlanması en büyük arzumuzdur." diye konuştu.
İslâm dünyasının yüzyılın başında karmaşık, kaotik çalkantılarla, zulüm, horlanma ve dışlanmalarla; inanç, kimlik ve beyan başta olmak üzere pek çok problemle baş etmek zorunda kaldığını dile getiren Başkan Görmez, "Köklü Müslüman geçmişi ve dinin her birimizi soluklandıran, besleyen, tahkim eden rahmeti sayesinde bugün Allah'ın izn-ü keremiyle yeni bir sürece girdiğimizi söyleyebiliriz." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle devam etti: "Yüzyılın başında Müslüman dünyanın Avrasya cephesi adeta dilimlendi ve komünizmden faşizme, ateizmden İslâm karşıtlığına hemen her celsede Müslüman varlığını hedef alan amansız saldırıların hedefi haline geldi. Bu sürecin zorunlu bir sonucu olarak Avrasya İslâm Şurası üye ülkelerinin her birinde Müslümanlar, birbirlerinden farklı sorun ve farklı tecrübeleriyle modern zamanlarda İslâm'ın yeniden inkişafı için gayret sarf ediyorlar. Şura, bu bağlamda söz konusu tecrübelerin paylaşılması, dertleşme imkânları ve ortak hedefler belirleme arayışları açısından hepimize yeni ve elverişli fırsatlar sunmuştur."
"Nevzuhur Hareketler, İslamofobiyi, Irkçılığı, Ayrımcılığı Meşrulaştıracak Zemin Hazırlamaktadır"
Nevzuhur ya da ucube seçeneklerin ümmeti Muhammed'e getirdiği maliyetin çok ağır olduğunu ifade eden Görmez, "Bugün dünyanın kimi bölgelerinde dini Mübin-i İslâm'ın asırlara damgasını vurmuş geleneğiyle acımasız bir şekilde çatışmaya giren, hemen her fırsatta, yüksek bütçeli planlamalarla bu geleneği küçük düşürmeye çalışan, genç ve taze dimağları köksüzleştirerek tam da hesaplandığı şekilde daha üst düzeyde planlanan tuzaklara çekmeye çalışan bu problemler karşısında müteyakkız olmalıyız. Bu problemler İslamofobiyi, ırkçılığı, ayrımcı politikaları beslemekte, Müslüman karşıtlığını meşrulaştıracak bir zemin yaratmaktadır" dedi. (Haşim Tosun - İLKHA)