Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.
“90’lar ne güzeldi. Eskiden böyle değildi.” Siz de sıkça duymuşsunuzdur bu cümleleri. Yahut kendiniz böyle düşünüyorsunuzdur. Açık söyleyeyim bu düşünce nefsî düşünmektir. 90’lı ve 2000’li yılların fedakârlıkları bambaşkaydı, kabul. Ama siz bunu bir de zindanda işkence görmüş Yusufî’ye, evinde çocuklarıyla mağdur olmuş bacıya, haksız yere babasına hasret kalan yavruya sorun bakalım eski zamanlar güzel miydi?
90’lı yıllar güzeldi çünkü kardeşim herkes senin ve birbirinin etrafında pervane gibi dönüyordu. Bir dediğin iki edilmiyordu. Ellerindeki son parayı da insanlar birbiriyle paylaşıyordu. 90’lar güzeldi (çünkü herkes fakirdi). İş kurmuş Müslümanlar yoktu, herkes garibandı. 90’lar güzeldi çünkü herkes herkesin halinden anlardı. 90’lar güzeldi çünkü hepimiz aynı zulmün tavasında kavruluyorduk. Kusura bakmayın; ama bu düşünceler düpedüz bencillik!..
90’ları özlemek, ashabın Mekke dönemini özlemesi gibi bir şey… Siz hiç “Mekke dönemi ne güzeldi.” diyen sahabe gördünüz mü? “Ama onlar bizim gibi savrulmamış, bizim gibi tökezlememişlerdi.” diyenleri duyar gibiyim. Nasıl tökezlememişlerdi? Yanlarında Allah Rasûlü (asv) olduğu halde Uhud’da okçular tepesini boş bırakan da onlardı, Selman bizdendir diye tartışan ensar ve muhacirler de onlardı. Ganimetten kendilerine pay verilmeyince üzülen, mızmızlanan da onlardı –ki Rasulullah (asv) “Herkes evine ganimet mallarıyla giderken siz Allah ve Rasûlü ile gitseniz bunu beğenmez misiniz?” diyerek onları teskin ediyordu.
Onlar her halleriyle bize örnekti. Hurma bahçelerinin güzelliğiyle kendinden geçip savaşa katılamayan ve sonrasında muhteşem bir tövbe ile Kur’an’da kendisinden bahsettiren Ka’b b. Malik de onlardandı. Ashab değil miydi “Önceki savaşlarda daha azdık ama bu savaşta çok kalabalığız. Bu savaşı kazanırız.” deyip de Huneyn’de yenilgiyi tadanlar? Peki, hiç duyduk mu “Eskiden ne güzeldi. Bedir’de melekler yardımımıza gelmişti.” diyen sahabe? Demediler çünkü geriye bakmak acizlerin işidir.
Ashabın zenginlerinin bile fakir olduğu dönemdi Mekke dönemi. 90’lı yıllar ve sonrası da böyle… İşi olan işinden oldu, eşi olan eşinden uzak düştü. Neyin özlemindesiniz? Ağlayıp sızladığımız Susa Katliamı bu yıllarda olmadı mı? Nice civanlar bu dönemde şehit edilmedi mi?
Ama yok! “Ne olursa olsun o zamanlar herkes bana iyi davranırdı. Kim ne sıkıntı çekmişse çekmiş, ben çekmeyeyim de. O zamanlar ihlas vardı, şimdi ihlas ölçerimle ölçtüm kimsede ihlas kalmamış. O zamanlar kardeşlik tavan yapmıştı. Ensar-muhacir ilişkisi vardı, şimdi yok…”
Madem bütün bunlar kalmamış, bugünlerin 90’lı yıllar insanı sen ol kardeşim! Neden milletten fedakârlık, gayret, kardeşlik bekliyorsun? Sen öyle ol ki “Bu ablamız/ağabeyimiz 90’lı yılları özünde taşımış getirmiş” desinler. Fedakârlığın enayilik, çaban boş mu görülüyor. Bırak nasıl görürlerse görsünler. Sen Allah’ın rızası için çalış da kimin ne dediğinin önemi yok.
Hâlâ 90’lar güzeldi diyorsanız, sesimizi duyurduğumuz bütün medya organlarımızı, dergilerimizi, imkânlarımızı, insanlarla diyalog kurma vesilemiz olan partilerimizi, hayır kuruluşlarımızı da hayalinizdeki 90’lardan bir siliverin size zahmet.