Fransa'nın Strazburg kentine hareketi öncesinde, Esenboğa Havalimanı'nda, basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, ziyareti kapsamında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kuruluna hitap edeceğini belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dönem başkanlığını üstlendiği günlerde dışişleri bakanı olarak Genel Kurula birçok kez hitap ettiğini hatırlatan Davutoğlu, ”Fakat yarınki hitabımın çok özel müstesna bir anlamı var. Çünkü Türkçe, ülkemizin girişimleri neticesinde AKPM çalışma dilleri arasına girdi. AKPM'nin resmi dili İngilizce ve Fransızca, çalışma dilleri Almanca, İtalyanca, Rusça ve Türkçe olmuş oldu. Ben de yarın Genel Kurula Türkçe hitap edecek ve bu şekilde Genel Kurula Türkçe hitap etmiş ilk başbakan olma onurunu yaşamış olacağım” diye konuştu.
Avrupa Konseyi'nin, Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı bir önemli kuruluşlardan biri olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Bildiğiniz gibi 12 Eylül sonrasında bir dönem üyeliğimiz askıya alınmıştı, o kara günlerden, kara dönemlerden sonra özellikle iktidarlarımız döneminde Avrupa Konseyi'ne birçok kez hitap etme imkanı bulduk ve Avrupa Konseyi'nde Türkiye’nin itibarı, ağırlığı arttı. Son olarak Konsey bütçesine katkımızı 20 milyon avro artırarak 33,5 milyon avroya yükselttik. Bu çerçevede AKPM Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresindeki üye sayımız da 12’den 18’e yükselmiş oldu. En fazla üye ile temsil edilen ülkeler arasına katılmış olduk. Bütün bunlar Türkiye’nin artan siyasal ağırlığı ve Avrupa içinde gittikçe güçlenen konumunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.”
Davutoğlu, ziyareti kapsamında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, AKPM Başkanı Pedro Agramunt ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Guido Raimondi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Junker ile görüşmelerde bulunacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu ikili görüşmelerde Avrupa kıtasındaki ortak meseleler bağlamında terörle mücadele, mülteciler sorunu, İslamofobia ve daha birçok konuyu ele alma imkanı olacak. Tabii Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisine hitabımda Türkiye’nin bu çerçevede takip ettiği politikanın ana unsurlarını Meclis üyeleriyle paylaşma imkanı da bulacağız. Komşuluk politikası, kadına karşı şiddetin önlenmesi, Avrupa Konseyi Ukrayna Eylem Planı, Kosova ile yürütülen işbirliği projeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi reform çalışmalarına ülkemiz katkılarda bulunmakta ve bu alanlarda Avrupa Konseyi’nin başarılı bir performans sergilenmesi çerçevesinde önemli bir rol oynamaktadır.”
Davutoğlu, yarın ziyaretini tamamlamasının ardından Türkiye’ye dönmeyi planladıklarını ifade etti.
Haziran ayında vize muafiyetinin devreye gireceğine olan inancımı sürdürüyorum
Ahmet Davutoğlu, bir gazetecinin, “Bir Alman gazetesinde, AB'nin, Türkiye’nin vize serbestisini ekleyeceği bir madde ile sınırlandırmak istediği yönünde bir haber yer aldı. AB'nin verdiği bazı sözler var. Eğer bu sözler yerine getirilmezse Türkiye’nin tavrı ne olacak?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“AB normlarının en önemli temellerinden biri ahde vefadır. Şu ana kadar Türkiye, özellikle 29 Kasım 2015’ten bu yana gerçekleştirdiğimiz zirvelerde, üzerine düşen bütün hususları, söz verdiği her şeyi gerçekleştirdi. AB tarafından da bu çerçevede hep karşılıklı taahhüde atıfta bulunulduğunu gözledik. Şu ana kadar resmi olarak bize iletilmiş herhangi bir konu yok. Ben bu aşamaya geldikten sonra bütün bu süreci geri döndürecek bir adımın AB tarafından ve AB üyesi ülkeler tarafından atılacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü 28 ülkenin lideriyle defaatlerce bu konuyu ele aldık. Türkiye üzerine düşeni yaptığı zaman -ki şu anda 75 ana şarttan 17’si geride kaldı- Mayıs alına kadar bunun tamamlanacağını ümit ediyorum. Biraz önce gelirken grup başkanvekilimizle de görüştüm Meclisteki son çalışmaları. 8 uluslararası sözleşme ve adli yardımlaşmayla ilgili yasa çalışmaların tamamlanmasıyla da bunlarda önemli mesafe alınmış olacak. Böyle bir gelişmeye ihtimal vermiyorum.”
“Muhataplarımı ben hep ciddiye alırım. Türkiye ciddi bir muhataptır. Söz verdiği zaman yapar. Söz verilen hususların yapılması konusunda da hiçbir taviz göstermez” ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Haziran ayında inşallah vize muafiyetinin devreye gireceğine olan inancımı sürdürüyorum"
“Bu karşılıklı bir taahhüttür. Eğer AB bu konuda gerekli adımları atmazsa tabii Türkiye’nin de atması gereken adımları atması beklenemez. Bunlar gazetelerde yapılan yorumlar üzerinde ciddiye aldığım Avrupalı muhataplarım hakkında bir yorumda, spekülasyonda bulunmak istemem. Zaten önümüzdeki günlerde tekrar bir araya geleceğiz. Bu konularda ben haziran ayında inşallah vize muafiyetinin devreye gireceğine olan inancımı sürdürüyorum. Olmaması halinde Türkiye’nin tabii taahhütlerine bağlı kalmasını kimse bekleyemez. Şu anda gazete spekülasyonları üzerinden yorum yapmak doğru değil.”
Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Türkiye'nin Suriye sınırına yönelik yaptıkları görüşme ve Kilis'e düşen roket mermilerine ilişikin sorular üzerine de Türkiye'nin gıyabında 2 devlet başkanının söz konusu konuyla ilgili yaptığı görüşmelerin kendileri için bir kıymet-i harbiyesi olmadığını belirtti.
Türkiye sınırlarıyla ilgili nihai kararı sadece Türkiye'nin verebileceğini dile getiren Davutoğlu, bu konuda hiçbir ülkenin kapalı kapılar ardında yorum yapmasının hiçbir anlamı olmadığını söyledi.
Ahmet Davutoğlu, bu konunun basına intikal eden bir bilgi olduğunu ve konuşmanın arka planında ne olduğunun değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye sınırları, 5 yıldır süren savaşın tam yıkım gerçekleştirdiği Suriye'de sadece mültecilere insani bakımdan açık olmuştur. Şu anda Türkiye'nin misafir etmekte olduğu mülteciler göz önüne alındığında dünyanın Türkiye'ye sadece teşekkür borcu vardır, hesap sorma hakkı kimsenin olamaz" diye konuştu.
Davutoğlu, Kilis'e düşen roketlerle ilgili "Genelkurmay Başkanlığımız anında mukabele anlamında gerekli bütün tedbirleri almıştır. Bundan sonra da bu tedbirleri sınır boyunda etkin olarak sürdürmeye devam edecek." dedi.(İLKHA)