ABD Başkanı Donald Trump'ın, 7 İslam ülkesinin vatandaşlarının ülkesine girişini yasaklamasını eleştiren Memur-Sen Konfederasyonu, Amerika'nın işgal ettiği topraklardan çekildiğinde kimsenin göç etmek zorunda kalmayacağına, bu kararın aynı zamanda Batı'da yükseltilen Müslüman düşmanlığı ateşine benzin döktüğüne vurgu yaptı.
"Yabancı teröristlerin ABD'ye girişinden ülkeyi korumak!" başlıklı kararnameyi eleştiren Memur-Sen, yayımladığı açıklamada, Trump'ın medeniyetler çatışmasını tetiklediğine de dikkat çekti.
"Teröristleri ABD dışında tutmak için bir dizi güvenlik tedbiri alıyorum. Sadece ülkemize destek olacak ve insanımızı içten seven kişileri buraya kabul etmek istiyoruz." diyerek kararnameyi savunan Trump'ın, asıl niyetin başka olduğunun belirtildiği Memur-Sen açıklamasında, "Trump’ın terörist göstermeye çalıştığı kitle, insanlar kimlerdir? Toplumsal kabul için 'Radikal İslamcılık' kavramının tanımının mihengi nedir? Mesela babasıyla birlikte kollarına kelepçe vurulan 5 yaşındaki Müslüman çocuk bu kategoride değerlendirilebilir mi?" denildi.
Açıklamada, "Kimilerinin, bu ve benzeri soruları atlayarak, Trump’ın kararnamesini 'egemenlik kararı' olarak değerlendirmesi, en basitinden insanı ve masumiyetini yok saymaktır. Trump’ın 'Müslüman=terörist' algı oyununa alkış tutmaktır. Çünkü Trump ve çevresi, 'medeniyetler çatışması' tezini popülist bir güncellemeyle tekrar dolaşıma sokmaya çalışmaktadır. Daha da ilerisi yeni Amerikan yönetimi, krizler içinde boğuşan müesses küresel sistemi bir kıyamet senaryosuyla yıkıma uğratarak, hakkın değil gücün hâkim olduğu hukuk sistemini yeniden tahkim ederek kendi iktidarlarını da pekiştirmek niyetindedir. Bu çılgınlık düzeyine ulaşmış bir akıl tutulmasıdır." ifadeleri kullanıldı.
"Amerika işgal ettiği topraklardan çekildiğinde zaten kimse göç etmek zorunda kalmayacaktır"
"Trump ve kararnamesi, bu yönüyle emperyalist sürecin devamıdır." denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Daha önceki Amerikan politikaları gibi bir tarihe utanç vesikası olarak geçecektir. Bu kararnameyle başta yaşam hakkı olmak üzere insanın seyahat, ifade, inanç özgürlüklerine büyük bir darbe indirilirken, bizzat eski Amerikan yönetiminin politikalarıyla oluşturulmuş olan kaosun da derinleşmesi hedefleniyor. Memur-Sen ailesi olarak her zaman ve zeminde dile getirdiğimiz çağrıyı tekrarlıyor ve diyoruz ki; Amerika, İkinci Dünya Savaşından bu yana zorla işgal ettiği topraklardan çekildiğinde, zaten kimse göç etmek zorunda kalmayacaktır."
"İnsanlık Amerikan rüyasının ne olduğunu çok iyi biliyor!"
ABD'nin milyonlarca ölüme ve yıkılıp yakılmış yurtlara sebep olduğunun bildiğinin vurgulandığı açıklamada, "Yine diyoruz ki, Amerika demokrasi ve özgürlük kavramlarını konvansiyonel silah gibi kullanmaktan vazgeçtiği gün, insanlık kendi iradesiyle, kendi inanç sistemiyle, kendi refahını oluşturacak şekilde kendi yurdunu yeniden imar edecektir. Çünkü insanlık Amerikan rüyasının ne olduğunu çok iyi biliyor: ABD’de rüya olarak görülen dünyanın diğer coğrafyalarında kâbusa dönüşmektedir. Afganistan, Irak, hatta Güney Amerika uzun yıllardır her gün kâbusa uyanmaktadır. Çünkü insanlık, ABD’nin konteynırlara yükleyip getirdiği demokrasinin maliyetini çok net bir şekilde öğrendi: Milyonlarca ölü, yıkılıp yakılmış yurtlar." denildi.
"Siz kendi evinize dönün ki biz de kendi yurdumuzda özgür bir şekilde yaşayalım"
"Eve git Yanke! Kapa çeneni Trump" ifadelerinin yer aldığı açıklamanın sonunda şu vurgular yapıldı: "Biz inanıyoruz ki insanlık, özgürlüğün bir efendi tarafından bahşedilemeyecek kadar kıymetli bir hazine olduğunu açık ve seçik bir şekilde öğrendi. Ve insanlık bunun yerine getirecek aksiyoner ruha sahiptir bugün. İnsanlık diyor ki, siz kendi evinize dönün ki, biz de kendi yurdumuzda özgür bir şekilde yaşayalım. Hâsılı insanlık tek bir ağızdan haykırmaktadır: Go home Yanke! Shut Up Trump."
İLKHA